| yaşlı adam eski kafalı olabilir belki... ama gerçek anlamda ayakkabı üretiyor. | Open Subtitles | .. الرجل العجوز قد يكون قديم الطراز و لكنه يصنع أحذية ممتازة |
| yaşlı adam çok inatçı... ve müdürler de çok düzenbazlar. | Open Subtitles | .. لقد عاند الرجل العجوز و عاند المدراء التنفيذيون كذلك |
| Sonra yaşlı adam, genç üzerindeki etkisini kaybetmeye başladı . | Open Subtitles | بمرور الوقت، الرجل العجوز شَعرَ أن قبضته تـبتـعد عن الـولـدِ |
| İhtiyar bize hoşgeldiniz mi diyor yoksa çıkış yolunu mu gösteriyor? | Open Subtitles | هل الرجل العجوز يرحب بنا أو يدلنا على طريق الخروج ؟ |
| Kim bu yaşlı adamın üzerinde ağırlığı biraz olsun alırsa | Open Subtitles | لأن الشخص الذى يستطيع ان يخفف الضغط هذا الرجل العجوز |
| O yaşlı adamı terk edip benimle kaçmaya ne dersiniz? | Open Subtitles | حسناً , متى ستتركين ذلك الرجل العجوز وتهربين معي ؟ |
| - Kalk, yaşlı adam! - Babam çok memnun kalacak. | Open Subtitles | ـ أنهض, أيها الرجل العجوز ـ أبي سيكون مسروراً جداً |
| Hava kararıyor. Tüm gece boyunca orada kalacaksın, yaşlı adam. | Open Subtitles | سيحل الظلام , وستعلق هنا طوال الليل أيها الرجل العجوز |
| Bu nedenle bu yaşlı adam aklıma geldi. hayatını hasta güvercinlere bakmakla geçiriyor. | TED | لذلك فكرت في اختلاق قصة هذا الرجل العجوز الذي يقضي حياته مهتما بالحمام المريض. |
| Evet gerçekten de, yaşlı adam orada, ve bu ünlü Homo Vitruvianos'un kalem çizimi de öyle. | TED | وبالفعل، الرجل العجوز هنا كما هي الرسمة المشهورة هومو فيدروفيانس |
| yaşlı adam seni buraya gönderecek kadar kafayı yemiş olmalı . | Open Subtitles | الرجل العجوز يجب أن يكون من بندقه يرسله فوق هنا. |
| O sevimli yaşlı adam da polise. | Open Subtitles | ذلك الرجل العجوز الساحر ذهبت إلى الشرطة. |
| Görünüşe göre seni bir kez daha kurtarmak zorundayım ihtiyar. | Open Subtitles | يبدوا انني سوف انقذك مرة اخري , ايها الرجل العجوز |
| - Gitme ihtiyar. - Sanırım temizlensem iyi olur Bob. | Open Subtitles | لا تذهب ايها الرجل العجوز اعتقد انه من الأفضل ان اترككم بحريتكم |
| O ihtiyar asla ölmeyecek, dağlardan bile uzun yaşayacak. | Open Subtitles | هذا الرجل العجوز لن يموت سيعيش عمر أطول من عمر الجبال |
| Senin de sonun onlarınkine benzeyecek. yaşlı adamın yatağı olacak. | Open Subtitles | انتظري فقط و ستكون نهايتك في السرير مع الرجل العجوز |
| Neden yaşlı adamın yalan söylemiş olabileceğini düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | لماذا تظن أن الرجل العجوز ربما كان يكذب؟ |
| İçi geçmiş yaşlı adamı ve yeşil saçlı orospuyu verelim. | Open Subtitles | إعطهم الرجل العجوز المحتضر، وتلكَ الساقطة ذات الشعر الأخضر هناك. |
| Biliyor musun, iki haftadır o ihtiyarın izini sürüyorduk. -Harita nerede? | Open Subtitles | أنت تعرف لقد كنا نتابع الرجل العجوز منذ أسبوعين حتى الآن |
| Sana gelince, Horace Greeley batıya git, ihtiyar adam, ve ulusla gençleş. | Open Subtitles | أما بالنسبة لك، هوراس غريلي، اذهب غربا ايها الرجل العجوز وعش شاب مع هذا البلد |
| Evet, ihtiyarı alnında bir kurşunla bulmam da belli bir şey değildi mesela. | Open Subtitles | فمثلا لم يكن الأمر واضحا أني قد أجد الرجل العجوز وبجبهته ثقب رصاص |
| Son potta yaşlı adama bir çift ikili ile blöf yaptım. | Open Subtitles | لقد خدعت الرجل العجوز فى المرحلة الأخيرة بتعادلين |
| Moruk bir ödülü hak etti. Gece çıkmaya ne dersiniz? Kutlama yapabileceğimiz bir yere. | Open Subtitles | الرجل العجوز يستحق المكافأة ماذا عن قضاء الليلة بالخارج ؟ |
| Bence yine de yaşlı adamla uğraşmak berbat bir şey. | Open Subtitles | حسنا ما زلت أظن التامر على الرجل العجوز أمر مقزز |
| Beni kokudan öldürmeye mi çalışıyorsun, babalık? | Open Subtitles | أنت تحاول دفعي إلى الموت . أيها الرجل العجوز ؟ |
| yaşlı adamdan özür diledim. Herkesin kötü günleri olabilir. | Open Subtitles | اعتذرت إلى الرجل العجوز يمرّ الجميع بيوم عصيب، تباً |
| - İhtiyara iyi bak. - Elimden geleni yapacağım. | Open Subtitles | ـ إعتنى بهذا الرجل العجوز ـ سأفعل ما بوسعى |