| Den Bosch'da doğdum, Ressam Hieronymus Bosch'un adını aldığı yerde. | TED | ولدت في دن بوس، حيث أخذ الرسام هيرونيموس بوس اسمه. |
| Kahlo 1928'de Ressam arkadaşı Diego Rivera ile görüşmeye başladı. | TED | في عام 1928، بدأت كاهلو تواعد زميلها الرسام دييغو ريفيرا. |
| Bakın, Ressam ne kadar soyut olursa olsun imzasını hep somut bir şekilde atıyor, değil mi? | Open Subtitles | لاحظوا بغض النظر عن بساطة الرسام في الإيجاز دائماَ يوقع باسمه ظاهرياَ |
| ressamın hikayeyi tekrar anlatmayı nasıl yaptığı, onu ilginç hale getiriyor. | Open Subtitles | كيف يختار الرسام ان يُعيد قول القصة هو ما يجعلها شيقة |
| Sanatçı kulaklıkların duvara asılmasını veya boş bir kutuya konulmasını öneriyor. | Open Subtitles | الرسام يقترح على المستمعين الرسم على الحائط أو في برواز فارغ. |
| Ünlü bir Ressam, güzel bir kıçı olan bir Venüs tablosu yapmakla görevliymiş. | Open Subtitles | الرسام الشهير وسئل لرسم فينوس مع المؤخر رائع، |
| Hayır, Ressam Sisley. Yer Montmartre. | Open Subtitles | لا, الرسام هو سيسلي والمكان هو مونتمارتر |
| Ressam tabloyu bitirdiğinde de aynısını söylemiştir eminim. | Open Subtitles | أعتقد أن الرسام قال هذا عندما أنهاها أليس كذلك ؟ |
| Ressam tabloyu bitirdiğinde de aynısını söylemiştir eminim. | Open Subtitles | أعتقد أن الرسام قال هذا عندما أنهاها أليس كذلك ؟ |
| Adaletle biraz problemi olan yetenekli Ressam. | Open Subtitles | إنه ذلك الرسام الموهوب الذي خرق القانون قليلاً |
| Ressam, resimleri dinleyebileceğimizi söylüyor. | Open Subtitles | قال الرسام, بإمكاننا ان نستمع إلى اللوحات |
| Düşün. Ressam tam durduğunuz noktada duruyor. | Open Subtitles | فكراً في الأمر لكان الرسام واقفاً حيث أنتما |
| Bir Flaman Ressam Hieronymus Bosch. | Open Subtitles | هذا من عمل الرسام الفلمنكي هوروني ماوس بوش |
| Pablo Picasso, ünlü kübist Ressam. | Open Subtitles | بابلو بيكاسو، الفنان الرسام التكعيبي المشهور |
| ressamın, bu altın kolyeyi bizlere göstermesinde bir sebep var. | TED | هنالك سبب لماذا يرينا الرسام هذا العقد الذهبي هنا |
| Solda, ressamın kendisi fark edilir. | Open Subtitles | على اليسار, يوجد جاسوس و هو الرسام بنفسه |
| Ben sadece bir pastacıyım, ama pastalarıma, bir ressamın... tuvale kattığı kadar yaratıcılık ve tutku katıyorum. | Open Subtitles | أنا مجرد خبازة لكنني أضع كل ما لدي من إبداع و شغف في كعكاتي كما يفعل الرسام بلوحاته |
| Sanatçı; insanları, elbiselerini, vagonları ve tüm bu tarz şeyleri çok akıllıca önermiş ve benim beynim de bu öneriyi kabult etti. | TED | الرسام بشكل ذكي وضع ايحاءات الأشخاص و الملابس و العربات و كل أنواع الأشياء و عقلي استلم تلك الإيحاءات |
| - Boyacı kim? Sizi iki deniz kızına boyayan Boyacı. | Open Subtitles | الرسام الذي رسم كل واحد منكما كـ حوريات البحر |
| 15. yy'da yaşamış bu ressama hep hayranlık duydum. | TED | وبالتالي قد كنت مولعا جدا بهذا الرسام والذي عاش واشتغل في القرن الخامس عشر. |
| Satıcıyım ben. Ressamı tanırlarsa daha fazla para verirler, biliyorsun. | Open Subtitles | أنا بائع وإنّكِ تعرفين المشترين يدفعون الكثر إذا قابلوا الرسام. |
| Tamam. - Polis ressamını yolladılar mı? | Open Subtitles | -هل أرسلوا الرسام بعد؟ |
| Yani sen bir kopyacısın? | Open Subtitles | نعم , انك الرسام , حسنا ؟ |
| Şimdi Merkeze gelmenizi ve temsili resim için ressamımızla çalışmanızı istemek zorundayım. | Open Subtitles | سأحتاج ان تاتي الي المركز لتتعاون مع الرسام |
| Yani, sanırım çalışmanın, benimkinin bir türevi olduğunu kabul etmezsin ama bu aynı elinde fırça olan bir maymunun Van Gogh ile uzaktan akraba olduğunu söylemek gibidir. | Open Subtitles | حسناً, انا افترض بأنك تجادلني على أن عملك مشتق من عملي ولكن هذا يشبه القرد مع فرشاة الرسام |
| Aynısı Kanadalı karikatürist Michael de Adder'in de başına geldi. | TED | ونفس الشيء كان قد حصل مع الرسام الكندي مايكل دي آدر. |