| Anımsayın, ben 60'larda hayatı seramik sayesinde kurtulan siyah çocuğum. | TED | تذكرون انني الفتى الاسود من الستينيات انقذت حياته بواسطة السيراميك. |
| Angie, sana seramik kırıntılarında elde ettiğim, dolgu örneğinin sonuçlarını gönderdim. | Open Subtitles | انجي, لقد ارسلت لك نتائج العينه التي اخذت من شظايا السيراميك. |
| Ve işte daha küçük ölçekte, bir küpe ölçeğinde veya seramik bir kap veya bir müzikal enstrüman önemli ve anlamlıydı. | TED | وهناك على النطاق الأصغر ، بحجم قرط أو وعاء من السيراميك أو آلات موسيقية ، كانت جوهرية ومترعة بالعاطفة. |
| Düzenli olarak ateşli kafamı seramik karolara geçiriyor, günlerdir bir şey yememiş olmama rağmen kusmaya çalışıyordum. | TED | أتقلب لتبريد رأسي المحموم على أرضية السيراميك ومحاولاً إجبار نفسي على التقيؤ رغم أنّي لم آكل شيئاً منذ أيام. |
| Gecen yil Limogeste yaptigim hava kabarcikli tugla var, Mimari icin Yeni seramik Konseplerinde. | TED | صنعت طوب مشبع بالغاز في ليميغوس السنة الماضية لفكرة السيراميك في الفن المعماري الجديدة |
| Kadın, benden daha yaşlı bir bisküvi gibi. Çirkin. Annemin yaptığı seramik abajur gibi. | Open Subtitles | إنها قريبة مني جدا في السن وأمي منهمكة في السيراميك طوال الليل |
| Şu sizin seramik şirketinde bana göre bir iş bulamaz mıyız acaba? | Open Subtitles | ألا نستطيع يا تُرى أن نجد عملاً مناسباً لى فى شركة السيراميك تلك؟ |
| Şu balkona yirmi metrekare bi seramik lazım oldu. Üç kuruş indirim yaptıramadım. | Open Subtitles | وعندما لزم هذه الشرفة عشرين متراً مربعاً من السيراميك لم أستطع أن أجعلهم يقومون بتخفيض ثلاثة قروش |
| Tayland malı, 25 santimlik seramik bir at. | Open Subtitles | تمثال وحيد القرن من السيراميك من تايلاند |
| Kendi manyetik alanımızı iptal etmeye odaklanıp, seramik içinde olup bitenleri... etkisiz hale getireceğiz. | Open Subtitles | نجعل الحقل المغناطيسي يرفضها نخرجها بالعكس ماذا يحصل داخل السيراميك |
| seramik dersi almalısın. Biraz çamurla haşır neşir olursun. | Open Subtitles | عليك تحربة السيراميك ضعي يديك في بعض الطين |
| seramik bıçak normal bıçaklar gibi körelmez. | Open Subtitles | حسناً سكينة السيراميك لا تغرس كالسكينة العادية |
| Çünkü seramik bıçaklar serttir ama döndürürsen veya kanırtırsan kırılır. | Open Subtitles | لأن سكينة السيراميك قوية لكنها ليست لا تقهر لذلك إذا قمت بإلتفافها أو عكسها فسوف تنتزع |
| seramik paslanmadığı için derinlere dalış için çok iyidir. | Open Subtitles | السيراميك لا يصدأ لذا هو جيد للغطس العميق |
| Kimyasal analizini yapıyorum ama bir çeşit seramik olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | لذا أنا أجري تحليلا كميائيا, ولكنني سأقول بأن هذا نوع من السيراميك |
| Arabadaki seramik parçalarını analiz etmek için G.C kütle spektrometresini kullandım. | Open Subtitles | لقد استخدمت منظار الطيف لتحليل كسور السيراميك من السيارة |
| Annesinin seramik işi için bir site hazırlamış, aklın durur. | Open Subtitles | لقد أعد لوالدته موقع لتجارة السيراميك الخاصة بها |
| -Büyük olasılıkla uzay mekiklerinde de kullanılan, ısıya dayanıklı seramik olmalı. | Open Subtitles | السيراميك ربما، المقاوم للحرارة، مثل البلاط أنها تستخدم على متن المكوك الفضائي. |
| Peki, yüzüğümü seramik dersinde kaybediyorum. | Open Subtitles | حسنا،أنّي فقدت خاتم خطبتي في حصة السيراميك |
| Uh, birkaç çömlek, bir seramik kase, ve iki cam vazo. | Open Subtitles | بعض الفخّار,ومزهرية من السيراميك وفازتان من الزجاج |
| Orada seramikten hayvanat bahçesi şeylerim vardı. | Open Subtitles | حسنا لقد كان لدى حديقه حيوانات من السيراميك هناك |