| Bahsetmeye değer bir gerçek olarak ikisi de bu heyecanlı hissi ilk defa tadıyorlardı. | Open Subtitles | كانت المرّة الأولى لكليهما، وهي حقيقة ليست جديرة بالذكر، إذ أنّ هذا الشّعور كان جديداً عليهما. |
| Çocuklar arasında da, ailelerinin tarihlerini, gol atan bir oyuncunun koşuşundaki mutluluğa bağlamak isterim, top kaleciyi yendikten sonraki hissi aileler sever, bu, özgürlüğe giden en yakın şeydir. | TED | بين هؤلاء الأطفال، أريد أن أربط بين تاريخ عائلاتهم وبين الشّعور الهنيّ لنصر اللّاعب الذي سجّل هدفاً. تشبه العائلة شعورك عندما تحرز هدفاً، إنّه أقرب شعور للّحرية. |
| 1933'de Wera Mahler başkaları tarafından öğrenildiğinde gerçekleşmiş hissi yarattığını buldu. | TED | وفي سنة 1933، وجدت "ويرا ماهلر"، أنّه عندما يكون معلوما من قِبل الآخرين، فإنّ الشّعور يترسّخ بالفعل في العقل. |
| Pekala, kötü haber: ağzınızı kapalı tutmalısınız, çünkü o iyi his o işi başarma ihtimalinizi azaltacak. | TED | حسن، أخبار سيّئة، كان عليك أن تُبقي فَمك مُغلقا، لأنّ من شأن ذلك الشّعور الرّائع، أن يُقلّل من حظوظك في تَحقيقه. |
| Sol elini kullan dostum. Çok farklı bir his. | Open Subtitles | يا صاحب، استخدم يدكَ اليسرى فحسب يكون الشّعور مختلفاً تماماً |
| Öyle mi? Bu tür şeyleri hissedebilirsin. Mesela, ben o kızı tanıdığını hissedebiliyorum. | Open Subtitles | إنّها أشياء بإمكاننا الشّعور بها على سبيل المثال أنا أشعر بأنّك تعرفينها تلك الفتاة |
| Onları hâlâ hissedebiliyorum, kesik bir uzuv gibi. | Open Subtitles | {\fnAdobe Arabic}،لا أزال يُمكنني الشّعور بها كما تعلمين، كالأطراف الوهميّة. |
| Sadece nasıl hissettirdiğini hayal et... canlı canlı yanmayı. | Open Subtitles | ولكن تخيّل فحسب ... ما هو الشّعور... |
| ~ Bu harika hissi ~ | Open Subtitles | {\3cH440006\cHF4D5D2}هذا الشّعور الرّائع |
| Do Luc'tan hatırlıyorum bu hissi. | Open Subtitles | أتذكّر ذلك الشّعور مِن "دو لوك" |
| O hissi biliyorum. | Open Subtitles | -أعلم هذا الشّعور . |
| Sanırım nasıl bir his olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | وأعتقد بأنّك تعرِف كيف يكون الشّعور بذلك |
| Kaledeki mücadelede az kalsın ölüyordum ve o his beni hayata bağladı. | Open Subtitles | ...لقد كدتُ أموت بتلك المعركة عند القلعة .وذلك الشّعور جرحني مدى الحياة |
| Bunun nasıl bir his olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | وأعرف هذا الشّعور. |
| hissedebiliyorum. | Open Subtitles | بإمكاني الشّعور بالأمر. |
| Şu anda bile hissedebiliyorum. | Open Subtitles | أستطيعُ الشّعور بها الآن. |
| hissedebiliyorum. | Open Subtitles | يُمكنني الشّعور بذلك. |
| Sadece nasıl hissettirdiğini hayal et... canlı canlı yanmayı. | Open Subtitles | ما هو الشّعور... بأن تُدفن حيّاً |