| Şimdi, sevgilim ufak hilesini sekiz saniye içinde yapmalı. | Open Subtitles | الآن، عزيزي يَجِبُ أَنْ تعمَلُ حيلته الصَغيرة في ثمان ثواني. |
| - ufak çirkin bir topalak. | Open Subtitles | هو يَنْظرُ لي. البطاطة الصَغيرة القبيحة، أليس كذلك؟ |
| Eve götürmem için ufak düşünceler mi? | Open Subtitles | الوجبات الخفيفة الصَغيرة للفكرِ لي للحُصُول على؟ |
| "Sizin minik cadı görünüşe göre kontakt lensi hiç bilmiyor." | Open Subtitles | ساحرتكَ الصَغيرة على ما يبدو لَمْ تعرف العدسات اللاصقة |
| Şimdi, karşınızda kayıp, minik pisimiz. | Open Subtitles | على المرحلةِ الرئيسيةِ، هرتنا الصَغيرة المفقودة. |
| Beni koklamasına izin vereceğim. minik bir koklama. | Open Subtitles | الإبتسامة الصَغيرة، الشمّة الصَغيرة. |
| -gözleri takıldığı için ışığa doğru ufak kanatlarını açıp uçmalılar ha | Open Subtitles | إقتلْهم كُلّهم هيفردو أجنحتهم الصَغيرة ويطِيرُو إلى الضوءِ. |
| Merlin'in ses tellerime yaptığı ufak numara o öldükten sonra etkisini kaybetti. | Open Subtitles | خدعة * ميرلين * الصَغيرة بحبالِي الصوتيةِ إنتهتْ في نفس لحظةِ وفاته |
| - Ve Blue Bay Forensics'den ufak bir yardım. | Open Subtitles | و المساعدة الصَغيرة مِنْ الطب الشرعى فى الخليجِ الأزرقِ . |
| Ayrıca içine ufak notlar bile yazmış. | Open Subtitles | وهي كَتبتْ حتى التعليقات الصَغيرة داخل. |
| Bir yaz günü, ufak buzdolabımız arızalanmıştı. | Open Subtitles | في صيف ما، ثلاجتنا الصَغيرة تعطلت |
| Sadece ufak şeyler. | Open Subtitles | فقط الأشياء الصَغيرة. |
| - Senin o minik dediğin artık kocaman oldu. | Open Subtitles | دميتكَ الصَغيرة الصغيرة جداً كَبرتْ. |
| minik cüzdanını nasıl da küçüçük yumruğuyla sıkıca kavramış. | Open Subtitles | قبضته الصَغيرة مُثَبَّتةُ حول a محفظة صغيرة جداً. |
| Üzgünüm, minik meleğim. | Open Subtitles | أَنا آسفُ عزيزتي الصَغيرة |
| Aptal minik ayaklar! | Open Subtitles | الأقدام الصَغيرة الغبية |
| minik kulak kılların. | Open Subtitles | شعرات أذنكِ الصَغيرة. |