"الضبع" - Translation from Arabic to Turkish

    • sırtlan
        
    • sırtlanlar
        
    • sırtlanın
        
    • sırtlanla
        
    • sırtlana
        
    • hyena-çocuk
        
    En iyi eşleşme, bu yakışıklı şeytan dev tarihöncesi sırtlan. Open Subtitles أفضل مباراةِ محتملةِ هذا الشيطانِ المُمتازِ، الضبع قبل التأريخ العملاق.
    sırtlan gibi heyecanlanmadığınız sürece eğlenmiyorsunuz demektir. Open Subtitles إذا كنت لا تصرخ مثل الضبع فإنك لا تشعر بالمرح
    İz tazeydi, bu yüzden sırtlan yakınlarda olmalıydı. Open Subtitles كان الاثر جديداً لذا لا بد من أن الضبع كانت قريبة
    sırtlanlar doyup dinlendikten sonra, sürünün kayıp üyesini bulana kadar izini sürerler. Open Subtitles بعد أن يأكل الضبع يستريح سوف يتعقبوا العضو صديقهم حتى يجدوه
    Sanki bir balina doğum yapıyor, bir domuz sırtlanın üstünde tepiniyor gibi. Open Subtitles وكأنني اري الحوت وهو يلد أو الخنزير يضاجع الضبع
    Ve sonra sırtlanla leoparın veya başka bir şeyin birbirini uzaklaştırması gibi bir şeydi. Open Subtitles ثم كان هنالك صوتاً ما بين صوت الضبع والنمر
    sırtlan, belki Xiri'nin yine küçüleceğini umdu, ve takip etti mesafesini koruyarak. Open Subtitles ربما أملت الضبع أن يقصر كيري من جديد، لذا تبعته عن مسافة بعيدة
    Daha az kurnaz olan diğer yırtıcıların aksine sırtlan riske girmez, öldüreceğinden emin olmadan asla saldırmaz. Open Subtitles تلك الوحوش الأقل ذكاء فإن الضبع لا يغامر لأنه لا يهجم إلا إذا كان متأكداً من القتل
    - sırtlan ruhunu sırtlana geri koymamız lazım. - Daha fazla bilgi edinene... Open Subtitles ما نريد فعله أن نُعيد روح الضبع إلى الضبع
    "Ben üç ay önce doğmuştum", demiş sırtlan. Open Subtitles أنا ولدت منذ ثلاثة أشهر قمرية, قال الضبع
    Ama bu sırtlan kendi yemeğini tek başına arıyor. Open Subtitles على أية حال، أنثى الضبع هذه تبحث عن الطعام بمفردها.
    Çabuk, sırtlan gelmeden önce Open Subtitles بسرعة قبل أن يأتي الضبع بسرعة قبل أن يأتي الضبع
    Bay Thompson bugün hakkında atıp tutarken sırtlan gibi... güldüğüm için sonradan çok üzüldüm. Open Subtitles اشعر بالسوء, تعلم ,فيما قبل عندما كنت اضحك مثل الضبع عندما فعل السيد ثمبسون كل هذه مزحات على حسابك
    ...ve o güzel puantiyeli elbiseyle bir sırtlan gibi gülüyordun. Open Subtitles ضحكتِ مثل الضبع في ذلك الرداء المرقش الجميل
    İğrenç bir pasta yiyorsun tamboti ağacının köklerinden yapılmış, ve sırtlan gübresinden. Open Subtitles لقد تناولت طعام سئ المذاق مصنوع من جذور شجرة التامبوتي و من روث الضبع
    Gelgelelim bu sırtlan tek başına yiyecek arıyor. Open Subtitles على أية حال، أنثى الضبع هذه تبحث عن الطعام بمفردها.
    O bunu söylediğinde sırtlanlar gibi gülüyordun. Open Subtitles حقاً؟ لقد كنت تضحك مثل الضبع حينما قلت ذلك.
    Evet, bir kadının sırtlanlar gibi bağırdığını duydum. Open Subtitles 40 وبرودواي. - أسمع امرأة يصيح مثل الضبع.
    Köylüler kurtları duydu ama sırtlanın ortaya çıkması bir sürprizdi. Open Subtitles سمع اهل القريه صوت الذئاب ولكن ظهور الضبع المخطط هو المفاجأه
    Teke tekte, bir kurt bir sırtlanla eşleşemez. Open Subtitles واحد بواحد , والذئاب لاتستطيع اللعب مع الضبع
    Çılgın hyena-çocuk neredeyse beni ısıracaktı. Open Subtitles الولد الضبع المجنون عضني تقريبا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more