| Daha sonra bunun 12 inç uzunluğunda hortumu olan bir güve olduğu anlaşıldı. | Open Subtitles | بعدها تم اكتشاف قرون الاستشعار بطول 12 انش عند العث |
| Ahmak orospu, kakaomun içine güve kozaları koymuş. | Open Subtitles | تلك البلهاء وضعت كرات العث في شراب الشوكولا خاصتي |
| Uzağa kaçsalar bile erkek güveler dişi Güvelerin kokusunu yemeden uyumadan takip edecek. | Open Subtitles | حتى لو انهم بعيدا ذكور العث تتبع رائحة الإناث بدون أكل أو نوم |
| Lambanın etrafındaki güveler.. .... Venedik tavanında binlercesi kanat çırpıyordu | Open Subtitles | العث هنا من سقف الألف جناح بأكاديمية البندقية |
| Özür dilerim, efendim. Gidip daha büyük bir kutu ve Naftalin al. | Open Subtitles | ربما تحضر صندوق كبير و كرات العث و تحفظنى جانبا ايضا |
| Pervaneliler ve kelebekler, ışıldayarak ve parıldayarak yeni yuvalarına gidiyorlardı. | Open Subtitles | "العث والفرشات تجمعت على المضيف المرح" "ترفرف هُنا وتلمع هُناك". |
| Bu güve ve deforme olmuş o adam da bu deneyin kurbanları veya onların çocukları. | Open Subtitles | وهذا العث والرجل المشوّه من ضحايا أو أبناء ضحايا التجربة. |
| Bu erkek güve dişileri aramaya gitmez. | Open Subtitles | ذكر العث هذا لا يخرج سعياً وراء الإناث. |
| - Walter, güve ile insan başkalaşımını ilişkilendirdin ama, bu nasıl mümkün olabilir? | Open Subtitles | (والتر)، أفهم ما تقوله عن العث والرجل وتحوّلهما بنفس الطريقة، لكنّي لا أفهم كيف يكون ذلك ممكناً. |
| 'güve Adamlar' ise G'de. | Open Subtitles | رجال العث هم تحت حرف ال"ر". |
| Belki de onu dev güveler öldürdü ve sonra kıyafetlerini yedi. | Open Subtitles | ربما العث العملاق قتله ومن ثمّ أكل ملابسه |
| Tüm kuzey kutup bölgesinde güveler ortaya çıkıyor. | Open Subtitles | عبر سائر أنحاء القطب الشمالي، تظهر جميع حشرات العث |
| Pul kanatlılar takımından olan kelebekler ve güveler gibi böcekler beslenmedikleri zaman hortumlarını kafalarının altında sıkıca sarılmış hâlde tutarlar ve tatlı bir nektarla karşılaştıklarında hortumlarını tekrar açarlar. | TED | الحشرات من رتبة حرشفيات الأجنحة — الفراشات وحشرات العث — تبقي خراطيمها ملتفة تحت رؤوسها بإحكام عندما لا تتناول الغذاء وتمدها عندما تعثر على الرحيق. |
| Hatırlarsın, eniştenin çizgili pantolonunu güveler yemişti. | Open Subtitles | اتعرفين , العث اتلفت سروال عمك المخطط |
| Bütün sandviçlerimiz tuvalet tozu ve Naftalin gibi kokuyor. | Open Subtitles | جميع شطائرنا طعمها مثل مسحوق البودرة و كرات العث |
| - Naftalinledim, efendim. - Naftalin mi? | Open Subtitles | لقد وضعناها فى كرات العث - كرات العث ، ألن أترافع مرة أخرى ؟ |
| Naftalin topu ve yaşlı insan gibi kokuyor. | Open Subtitles | تنبعث منها رائحة كرات العث والمسنين |
| Hamamböcekleri korkar, kelebekler korkmaz. | Open Subtitles | الصراصير نعم لكن حشرات العث لا تفعل ذلك |
| Bizim evimizde sadece siyah kelebekler var. | Open Subtitles | في المنزل، لدينا فقط العث الأسود |
| - "Güvelerin bir yere gittiği yok." | Open Subtitles | يا رجل، العث لا يذهب لأي مكان هذا مضحك |
| Ve İsrail çileğinde, daha da fazla -- özellikle çileklerdeki pest maytlara karşı kullanılan ilaçların %80'i. | TED | والفراولة الإسرائيلي، بل وأكثر -- 80 في المئة من المبيدات، ولا سيما تلك التي تهدف لمكافحة آفات العث في الفراولة. |