| Yani, eğer beşin son üyesi yoksa bunun manası ne? | Open Subtitles | مالفائدة إن لم يكن لدينا العضو الخامس من جماعة الخمسة |
| - Sayın kongre üyesi, dünkü konuşma üzerine yorumda bulunabilirmisiniz? | Open Subtitles | أيها العضو الكونغرس، هل تمانع لو تكلمت عن خطاب البارحة؟ |
| Seni organ alımı için Twin Falls, Idaho'ya götürecek helikopter ayarlandı. | Open Subtitles | لدينا خطة لأخذك إلى مستشفى توينز فالس في إيداهو لإسترداد العضو |
| Kararı etkileyen üye umut vaat ettiğini düşünüyordu. Yanıldığı apaçık ortada. | Open Subtitles | ذلك العضو المقرر إعتقد أنك بدوت واعدا ، الأمر واضح الآن |
| Milletvekili denizcimizin delirip atladığını düşünüyor. | Open Subtitles | يعتقد العضوبالكونغرس أن العضو بالبحرية كان مجنوناً وقفز |
| Benzer şekilde bazı böceklerin Penis yanlarında, minik birer baget bulunur. | TED | بشكل مشابه، تملك بعض الخنافس مضربين صغيرين على جهتي العضو الذكري. |
| Seni ibne! Jigolo ! sik kafalı | Open Subtitles | أيها الوضيع المنحرف , ذو العضو الصغير كأعضاء الأطفال |
| - Belki. Buradaki tek eski Çember üyesi Hodge değildi. | Open Subtitles | هودج , لم يكن العضو الوحيد السابق من الدائرة هنا |
| Larrabee ailesinin deli olmayan... ..tek üyesi sıfatıyla, toplantıya... ..devam etmemizi öneriyorum. | Open Subtitles | نظرا لأني العضو الوحيد في عائلة لارابي الذي لم يجن سآخذ على نفسي ان ادعو هذا الاجتماع لكي ينعقد |
| Joseph'in oğlu İsa, Toplumun yeni erişkin üyesi olarak, yazıtları okuma ve çalışma hakkına sahipsin, | Open Subtitles | يسوع بن يوسف العضو الجديد في عائلتنا لقد مارست حقك الان في قراءة التوراة والتعليق على النص |
| Bu adam radikal bir grup olan Batı Alman Özgür Halk Hareketi üyesi. | Open Subtitles | العضو في حركة فولكسفراي الراديكالية الألمانية الغربية |
| Firmanın en genç üyesi. Bütün işlerimi yürütüyor. | Open Subtitles | انه العضو الاصغر فى شركته انه يهتم بكل شؤون عملى |
| Birkaç hafta içinde ürettiğiniz organ hastaya nakledilmeye hazı hale geliyor. | TED | بعدها ببضعة أسابيع، سيصبح معك العضو الذي تمت هندسته الذي يمكن لنا أن نقوم بزراعته مرة أخرى في المريض. |
| Yani beyin, aşırı derecede aktif bir organ olması nedeniyle etkili bir şekilde temizlenmesi gereken büyük miktarda atık üretir. | TED | أعني، المخ هذا العضو النشط للغاية ينتج في المقابل قدر كبير من المخلفات التي يجب التخلص منها تمامًا. |
| Eğer bağışıklık sistemimiz yeni ve yabancı bir organ görürse onu hemen reddedecektir. | TED | عندما يحدد جهاز المناعة لدينا العضو الجديد كعضو غريب، فإنه سوف يرفضه. |
| Ekip için iki kişi seçebilirsiniz ama üçüncü üye Nyah Nordoff-Hall olmak şartıyla. | Open Subtitles | يمكنك اختيار اثنان من الفريق ولكن من الضروري أن يكون العضو الثالث في المجموعة هي نيا نوردوف هول |
| Milletvekili Wilcox, bugün inzivaya çekildi. | Open Subtitles | لقد دفن العضو في مجلس الشيوخ اليوم |
| Çünkü altı ay boyunca bundan bahsetmemden sonra, sanırım sonunda bu Penis olayı hakkında gerçekten ciddi olduğumu anladı. | TED | لأنه بعد ستة اشهر من الحديث حول هذا, اعتقد أنه اخيراً لاحظ انني جادة بالفعل حول معضلة العضو التناسلي الذكري. |
| Seni ibne! Jigolo ! sik kafalı | Open Subtitles | أيها الوضيع المنحرف , ذو العضو الصغير كأعضاء الأطفال |
| Senatör onu dövmekle tehdit etmiş. Chaney de onu vurmuş. | Open Subtitles | فهدده العضو بالقتل ، فما كان منه اللا ان اطلق عليه النار |
| Evet, anladım. Malum, en erotik organın beyin olduğunu söylerler. | Open Subtitles | حسناً, فهمت أتعلمي, يقولون أن العضو الأكثر إثارة هو الدماغ |
| Şimdi ise sizlerden sağ elinizi sağınızdaki üyenin ceket cebine sokmanızı rica ediyorum. | Open Subtitles | الآن أريد منكم وضع يدكم اليمنى في جيب العضو الواقف على يمينكم |
| Sırtlanlar doyup dinlendikten sonra, sürünün kayıp üyesini bulana kadar izini sürerler. | Open Subtitles | بعد أن يأكل الضبع يستريح سوف يتعقبوا العضو صديقهم حتى يجدوه |
| Üçüncü zorluk ise damar yapıları, bu organları bir defa rejenere ettikten sonra onlara kan akımının ulaşmasını sağlayan yapılar. | TED | والتحدي الثالث هي الأوعية الدموية، أي إمداد العضو أو النسيج بالدم ليصبح في إمكانه الاستمرار بعدما نقوم بتجديده. |
| Uyumlu organa sahip ve böbreklerinden birini vermeyi kabul edecek birini bulmadığınız sürece. | Open Subtitles | ما لم كنتِ تعرفين شخصاً ما متوافق مع العضو وسيتبرع بواحدة مِن كليتيه |
| Ve gruptaki güvenebileceğim tek kişi oydu. | Open Subtitles | وكان هو العضو الوحيد في المجموعة الذي اثق به |
| Artık 1959 yılı itibariyle yeni üyeyi anons edebilirim. | Open Subtitles | و الآن بإمكاننا أن نعلن العضو الجديد للبرلمان لعام 1959. |
| Pekâlâ, yeni üyemiz şu ara kendini göstermek üzeredir bu yüzden biz de beklerken, hafta sonu görevlerimizde nasıldık bir görelim. | Open Subtitles | حسناً، العضو الجديد سيأتي في أي لحظه في حين إنتظاره لنرى كيف أبلينا |