"الغرفة الوحيدة" - Translation from Arabic to Turkish

    • tek oda
        
    • tek yer
        
    • tek odaya
        
    • tek odamız
        
    • tek boş oda
        
    Şu anda elimizdeki tek oda... balayı odası. Open Subtitles الغرفة الوحيدة المتوفرة لدينا هي جناح شهر العسل
    Şu anda boş olan tek oda bu. Ve bunun için dışarıda bekleyen biri sürü insan var. Open Subtitles هذه هي الغرفة الوحيدة المتبقيّة و الناس يتمنّون الدخول إليها
    O borunun üzerindeki tek oda o. Open Subtitles لا يوجد حل بديل إنها الغرفة الوحيدة فوق هذه الماسورة
    Apartmanda camı olmayan tek yer koridor. Open Subtitles الردهة هي الغرفة الوحيدة في الشقة بدون نوافذ
    Ben ise, tam aksine, bir şeyleri patlatan birinin gitmek isteyebileceği tek odaya daha fazla adam yollardım. Open Subtitles أنا على العكس سآمر بمزيد من الحراس لحماية الغرفة الوحيدة التى يمكن لمن يفجر الأمور أن يريد الوصول إليها
    Açıkçası, bu tek odamız. Open Subtitles في الحقيقة هى الغرفة الوحيدة
    Ellerindeki tek boş oda bu muymuş? Open Subtitles هل هذه الغرفة الوحيدة لديهم؟
    - Ellerinde olan tek oda, bu. - Onları arayabilir misin, lütfen? Open Subtitles هذه هي الغرفة الوحيدة التي لديهم هلا اتصلت بهم ارجوك؟
    12 vermutlu kokteyl ısmarlayan tek oda burasıydı. Open Subtitles أنتم الغرفة الوحيدة التي طلبت اثنا عشر كأس مانهاتن
    Bize patronluk taslayamadığı tek oda burası olduğu için burada saklanır oldum resmen. Open Subtitles لقد وجدتُ نفسي أختبئ هنا لأنها الغرفة الوحيدة في المنزل التي لا يمكنه أن يملي أوامره علينا فيها أخبارٌ رائعة
    Elimizdeki tek oda, balayı suitidir, o da bir gecelik üç bin dolar. Open Subtitles الغرفة الوحيدة المُتاحة هي جناج شهر العسل بسعرِ 3.000 دولار للّيلةِ.
    Burası BM'de izlenmeyeceğimiz tek oda. Open Subtitles إنها الغرفة الوحيدة في الأمم المتحدة التي لا نراقبها
    Pornonun çalıştığı tek oda, o yüzden para almıyorum. Open Subtitles ‫إنها الغرفة الوحيدة التي يصورون فيها ‫الأفلام الإباحية، لذا علي إبقاؤها فارغة.
    Burası hırsızın kameraları kapadığı tek oda. Open Subtitles تلك هى الغرفة الوحيدة التي عتم فيها السارق على الكاميرات
    Burası, dekore ettiğim tek oda. Hoş olmuş, değil mi? Open Subtitles -هذه هي الغرفة الوحيدة التي قمت بتزيينها
    Servis tünellerinden erişebileceğin tek oda burası. Open Subtitles -هذه هي الغرفة الوحيدة المتاحة من أنفاق الخدمات
    Orası tesiste yasal olarak dinleme iznimin olmadığı tek yer. Open Subtitles إنها الغرفة الوحيدة في المنشأة التي لا يبيح لي القانون مراقبتها
    Yani güvende olacağımız tek odaya girmemiz mümkün değil. Open Subtitles إذن الغرفة الوحيدة الآمنة هي التي لا نستطيع دخولها.
    Kalan tek odamız burasıydı. Open Subtitles الغرفة الوحيدة التي لدينا الآن .

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more