| Chandu'nun kaşığı...Gümüş amca... | Open Subtitles | ملعقة جاندو . . العمّ الفضّي إنظرو للأعلى هناك |
| Harika seçim, Gümüş ve siyah çeşitleri var. | Open Subtitles | اختيار ممتاز ، يأتي باللون الفضّي والأسود |
| Vücudu Gümüş iskelet ile aynı şekilde... yerleştirilmişti. | Open Subtitles | لقد وضعت جثته في نفس الموضع كالهيكل العظمي الفضّي |
| Ve çene kemiğini çalıp Gümüş İskelete ekleyecektin. | Open Subtitles | لقد عزمتَ على سرقة عظم الفك إضافة إلى الهيكل العظمي الفضّي |
| Haydi Silver, ileri! ATM makinesine! | Open Subtitles | أيها الحصان الفضّي أنا قادم كي نجول في البراري |
| Gümüş imparator kupasında ve konu olan cıva. | Open Subtitles | إنه في كوب الإمبراطور الفضّي والموضوع في الزئبق |
| Gümüş imparator kupasında ve konu olan cıva. | Open Subtitles | إنه في كوب الإمبراطور الفضّي والموضوع في الزئبق |
| Crowley Gümüş Madeni'ne gezmeye davet ettiğin delikanlı. | Open Subtitles | الشابّ دَعوتَ في رحلة إلى لغم كراولي الفضّي. |
| Dolunaydan korkmayı, Gümüş kurşunlardan kaçmayı. Sağol baba ama almayayım. | Open Subtitles | الخوف من البدر ،مراوغة الرصاص الفضّي شكرالكم،و لاكنلا! |
| Gümüş yıldız büyük mertlik için. | Open Subtitles | النجم الفضّي للشجاعة الإستثنائية |
| Tamam, ceset ve Gümüş iskelet... | Open Subtitles | حسناً. كلّ من الجثّة والهيكل العظمي الفضّي... |
| Gümüş Gormogon iskeleti seri katili kesinlikle işin içindeydi. | Open Subtitles | حسناً ، هذا الهيكل العظمي الفضّي السفّاح لـ"غورموغون" من الواضح أنّه متورّط |
| Solunda, saat 10 yönünde, caddenin karşısındaki Gümüş renkli Chrysler Voyager'ın içinde bir gözetleme timi var. | Open Subtitles | السّاعةالعاشرة،إلىيسارِكَ،عبر الشَّارِعِ، هناك مسافر كرايسلر الفضّي. هناكa مراقبة فريق داخل. |
| Senin sorunun da bu zaten. Hayatının Gümüş dönemini geçtin. | Open Subtitles | لقد بلغت اليوبيل الفضّي للحياة |
| Gümüş düzey ve altın düzey. | Open Subtitles | والمستوى الفضّي والمستويات الذهبية |
| Her zaman koltuğun arkasında duran Gümüş köpek heykeline ne oldu? | Open Subtitles | أين... أين ثمثال الكلب الفضّي الصغير الذي يكون عادة على الجزء الخلفي من الأريكة؟ |
| Şu Gümüş elbise saçmalıkları. | Open Subtitles | كل ذلك الهراء بخصوص الفستان الفضّي. |
| Masanın üzerindeki şu Gümüş kutu. | Open Subtitles | الصندوق الفضّي على المنضدةِ |
| Asla 'Long Dong Silver' demediniz. | Open Subtitles | .ولم تتحدّث أبدًا عن القضيب الطويل الفضّي |
| 33, Silver Bridge üzerindeyim. | Open Subtitles | هناك أشاره 33 على الجسر الفضّي. |
| Silver Treasure üçüncü sırada, onu Seabiscuit izliyor. | Open Subtitles | الكنز الفضّي ثالثا ثم سى بيسكوت |