| Kızının bir katille kaçtığına dair hikâyeyi uydurduğunda daha fazlası olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | أفترضت الكثير عندما أخبرتيني تلك القصة السخيفة عن هروب إبنتكِ مع قاتل |
| Öyle çünkü bu akşam bu hikâyeyi 10 kez duydum. | Open Subtitles | من المحتمل , لأننى سمعت هذه القصة 10 مرات اليوم. |
| hikâye kurgusunda büyüleyici bir şeyler var ki biraraya getirildiğinde, onu duyan kişi tarafından özümsenebilir ve yeniden hatırlanabilir. | TED | هناك شيء ما سحري في تركيبة القصة مما يجعلها عند تجميعها سهلة التلقي ومن ثم التذكر من قبل المُتلقي. |
| Bu hikâye, benim için, kayıt kazıcılığının mükemmel çalıştığını gösteren en iyi örnek | TED | بالنسة لي، تستعرض هذه القصة بشكلٍ مثالي عملَ مُنقّب التسجيلات في أفضل أشكاله. |
| Bu hikâyenin Okeechobee Gölü'nde başlamasını istedim, Everglade sisteminin atan kalbi. | TED | وأود ان تبدأ القصة في بحيرة اوكيشوبي، القلب النابض لنظام الايفيرجليد. |
| - Bir ay boyunca plan yaptık. - Bu hikayeye bayılıyorum. | Open Subtitles | لقد خططنا كل شيء من أجل أحاديث الناس أحب هذه القصة |
| Şimdi, karmaşık bir sosyal sistem planlaması yapmak zor bir iştir ve size bir hikaye anlatmama izin verin. | TED | نعلم جميعا أن تخطيط أي نظام اجتماعي معقد هو من الصعوبة بمكان واسمحوا لي ان أسرد لكم القصة التالية. |
| Evet, anlat lütfen. Bu hikâyeyi dinlemek beni asla yormaz. | Open Subtitles | بالطبع , رجاءاً فأنا لا أمِلُ من سماع تلك القصة |
| Bu hikâyeyi bir daha anlatmamı isteme, çünkü bu bir kardeşe insanlık üzerine tüm umutları kaybettirecek türden bir hikâye. | Open Subtitles | لا تخبرني بأن أحكي لك هذهِ القصة ثانية لأنّ ذلك هو نوع القذارة الذي يجعل الشخص يفقد آماله في الإنسانية |
| İştekilere bu hikâyeyi anlattığım zaman maymun tarafından soyulduğunu söyleyeceğim. | Open Subtitles | عندما أخبر زملاء العمل بهذه القصة سأخبرهم أن القرد سرقه |
| Anlattığı o korkunç hikâye kadar hiçbir şeyin beni bu kadar etkilediğini bilmiyorum. | Open Subtitles | لا ادرى كم شعرت بالأعجاب جدا بالطريقة التى روت بها هذه القصة المريعة |
| Sözlediğiniz gibi, gazetecilik bakış açısıyla iyi bir hikâye sayılmaz. | Open Subtitles | كما قلت، إنها ليست بتلك القصة التي تستحق الاهتمام الصحافي |
| Pekâlâ, bu hikâye hakkında bir yazı basmaya ne dersin? | Open Subtitles | حسنا، ماذا عن طباعة على الأقل عنوان عن القصة ؟ |
| Bir kişiyi gerçekten kontrol etmede hikâyenin kontrolünün çok önemli olduğunu anladılar. | TED | لقد فهموا أن السيطرة على القصة في غاية الأهمية للسيطرة على الشعب. |
| Cevap değil ve değil, çünkü hikâyenin sadece bir kısmı. | TED | إنه ليس الحل، وليس كذلك لأنه جزء فقط من القصة. |
| Olaydan sonraki ilk birkaç gün yayımlanan hikayeye göre bu genç adamlar suçluydu. | Open Subtitles | في أول يومين بعد الواقعة القصة المتداولة هو أن هؤلاء الفتية كانوا مذنبين |
| Bütün hikaye Pennsylvania, Pittsburgh'da, ölüymüşler gibi herkesin onlardan vazgeçtiği sert bir mahallede lise öğrenci olan benimle başlıyor. | TED | كل القصة في الواقع تبدأ كفتى في الثانوية في بيتسبورغ، بنسلفانيا، في احد الاحياء القاسية التي يئس منها الجميع. |
| Ve bu haberi ona vererek, onu o hikayeden çıkartmış oldum. | Open Subtitles | وكان عليّ أن أغذيه يالأخبار التي يعمل بها على إقامة القصة. |
| Bir anlamda, bu Amerika'ya yerleşme hikayesi gibi birşey Avrupalıların akın ettiği güya bitmez tükenmez bir sınır olan Amerikaya | TED | بصورة ما هذه القصة هي محور استعمار الامريكيتين تلك القارات التي تملك الموارد التي لا تنضب والتي هرب إليها الاوروبين |
| Tekrar tekrar resme geri dönüyor, cevabı ve boşluğu dolduracak o hikayeyi arıyorum. | TED | مرة بعد مرة، أعود للوحة أبحث عن الجواب، أبحث عن القصة لملئ الفراغ |
| Muhabirlere gücün yetiyorsa ajanstan bir haber çek, ...azıcık parlat ve gazeteye koy. | Open Subtitles | لا تستطيع تحمل نفقة الصحفيين؟ أبعد القصة أعطها بعض القصاصات لتضعها في الصحيفة |
| Elimize daha çok bilgi geçene kadar bu hikâyeye sadık kalalım derim. | Open Subtitles | أقول أن نبقى على هذه القصة حتى .نتحصل على المزيد من المعلومـات |
| Ayrıca sahibinizi arayıp, bu e-mailleri destekleyecek bir hikayede anlatacaksınız yani, ülkemizin devre kartını çinlilerin eline geçmeden yokettiğini. | Open Subtitles | أيضاً ستتصل بمساعدك وتؤكد القصة الموجودة بهذا البريد وهي أن بلادنا دمرت اللوحة الكهربية قبل أن تصل لأيدي الصينيين |
| Size bu hikayenin zamanınıza değecek bir yere gideceğini vaat ediyor. | TED | تقدم لكم وعدا أن هذه القصة ستقود إلى مكان يستحق وقتكم. |
| Rehin düşen iki donanma piyadesinin sarsıcı ve kışkırtıcı hikâyesi. | Open Subtitles | القصة المذهلة , و المستفزة لتخليص اثنين من المارينز المختطفين |
| Kimler George Washington ve kiraz ağacının hikayesini hatırlıyor? | TED | لذا كم منكم يعرف القصة عن جورج واشنطن وشجرة الكرز؟ |
| Bu hikayeden açıkça anlaşılıyor ki, Charlie, ona çakan sensin. | Open Subtitles | حسناً، بشكل واضح، من تلك القصة تشارلي، أنت الذي ضاجعتها |