| On dakika önce tanıyamadığım bu meşhur avukat da kimmiş? | Open Subtitles | من هذا المحامي المشهور الذي لم اسمع عنه من قبل |
| avukat Max Waxman'ın Ofisi Walnut Caddesi, Los Robles kavşağı. | Open Subtitles | مكتب المحامي ماكس واكسمان تقاطع شارع والنت وشارع لوس روبليس |
| Doğru avukat olduğunu düşünmüyorum. Baronun atadığı avukatla devam edeceğim. | Open Subtitles | لا أعتقد أنك المحامي المناسب سأبقى مع رجل الدفاع العام |
| Anladım da o avukatı her kim öldürdüyse kazada ölmüş olmalı, değil mi? | Open Subtitles | حسنا, أيا كان من قتل ذلك المحامي مات في التحطم أيضاً أليس كذلك؟ |
| Haklarımı görmezden mi geliyorsun, Avukatım yanımda ve bu konuşmayı kayıt ediyorum. | Open Subtitles | أنت لن تأخذي زيلي هل تنكر علي حقي؟ المحامي يسجل هذه المكالمة |
| Züppe yahudi bir avukatın yol boyunca kulağımı kemirmesi dışında. | Open Subtitles | بالطبع لم أحب اليهودي المحامي الجالس بجانبي يثرثر طوال الرحلة |
| avukat tutacak gücün yoksa mahkeme sana bir avukat tayin edecektir. | Open Subtitles | إن لم يكن بإمكانك تحمل نفقات المحامي فسنقوم بتعيين واحد لك |
| İyi avukat, kötü avukat, bebeğim. Büyü gibi işe yaradı. | Open Subtitles | المحامي الجيد و المحامي السيء يا عزيز سار الأمر كالسحر |
| avukat sonunda evlilik öncesi anlaşmanda bir açık mı buldu? | Open Subtitles | المحامي وأخيرا وجدت ثغرة في اتفاقية ماقبل الزواج الخاصة بك؟ |
| Bugün bir maçım var, avukat Choi gelir gelmez gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | هناك مباراة اليوم، لذا علي أن أذهب بمجرد وصول المحامي شوي. |
| Mesele şu, Bay Saverese, ...eğer tehdit edilirsem, avukat müvekkil gizliliği geçersiz kılınır. | Open Subtitles | نسيت أمرًا يا سيد سفريس السرية بين المحامي وموكله تكون ملغاة إن هددتني |
| Davacı o olsaydı bir şey olabilirdi ama avukat olan o. | Open Subtitles | لو كان هو المدعي لكان الموضوع شيء أخر لكنه هو المحامي |
| Telefon seksinde iyi olmak iyi bir avukat olmaya benzer. | Open Subtitles | أن تكوني بارعة في الحب عبر الهاتف مثل المحامي البارع |
| Üzgünüm Abbs, avukat istedi ve üzerini aramamıza izin vermedi. | Open Subtitles | أسف يا آبس لقد طلب المحامي ولم يسمح لنا بالبحث |
| Ama avukat öncesinde babanızı görmek isteyip istemeyeceğinizi bilmek istiyor. | Open Subtitles | لكن المحامي يريد أن يعرف إن أردتمــا مقابلة والدكمــا أولا |
| O kanlı avukatı yanında yokken daha çok şey öğrenebiliriz. | Open Subtitles | سنحصل على المزيد منه بدون تواجد ذلك المحامي اللعين بجانبه |
| Evet, biliyorum. Ben de kendimin avukatı olsam aynısını derdim. | Open Subtitles | أجل، أعرف ذلك هذا ما كنت سأقوله لو كنت المحامي |
| Avukatım, benim çocuğum olup olmadığını bilmeye hakkım olduğunu söyledi! | Open Subtitles | المحامي قال لي من حقك أن تعرف ان كانت ابنتي |
| İyi bir avukatın, her müşterisinin hesabına karşılık bir kodu vardır, değil mi? | Open Subtitles | و المحامي الجيد سيكون لديه الأسماء لكل حسابات العملاء ، أليس كذلك ؟ |
| Sayın Yargıç, ilk sıradaki bu adam bir gazeteci ve avukata sorular veriyor. | Open Subtitles | سعادة القاضي، هذا الرجل في الصف الأول صحفي كان يعطي الأسئلة إلى المحامي. |
| Eğer söyleyecek başka şeylerin varsa, neden gidip Avukatımla konuşmuyorsun? | Open Subtitles | وإن كان لديك شيء آخر لم لا تتحدثي مع المحامي |
| avukat-müvekkil ilişkisi dahilinde gizli kalması gereken bilgilerin hiçbirini ihlal etmiyor. | Open Subtitles | في أي ناحية أخرى من العلاقة بين المحامي وموكله |
| Bak pislik. Avukatımı araman gerek, çünkü bu tamamen saçmalık. | Open Subtitles | اسمع، من الأفضل أن تكلم المحامي لأن هذا مجرد هراء |
| Bu her neyse, Avukatlar olmadan bakmayacağım. | Open Subtitles | لا يمكنك التحدث معي وأياَ كان هذا لا أريد رؤيته ليس دون حضور المحامي |
| Avukatıma telefon etmek istiyorum. | Open Subtitles | يمكننى دائما إستدعاء المحامي الخاص بى من مسافه بعيده |
| 56 yaşındaki sosyal görevli Savcı kendi dairesinde ölü bulundu. | Open Subtitles | تمّ العثور على المحامي الملتزم اجتماعياً مقتولاً بالرصاص في شقته |
| Burada olmam için para ödedi, bu otelin parasını, avukatımın parasını o verdi. | Open Subtitles | أعطاني المال اللازم لأكون هنا دفع من اجل هذا الفندق ومن أجل المحامي |
| Sayın Yargıç, bu isteği için karşı taraf avukatının iki haftası vardı. | Open Subtitles | حضرة القاضية، المحامي المعترض لقد إتمرّ إسبوعين بهذا الطلب. |
| Bölge savcısı tam şu an kasıtlı saldırıdan suçlanıp suçlanmayacağıma karar veriyor. | Open Subtitles | المحامي العام في هذه اللحظة يقرر هل يجب أن أتهم بإعتداء جنائي |