| Attığım dikişleri iki kere kontrol ediyorsunuz ve bana karmaşık sorular soruyorsunuz. | Open Subtitles | لقد تحقّقتِ من كل تقطيبٍ قمتُ به و الآن تغرقيني بالأسئلة المعقّدة |
| Doktor ve hasta arasındaki karmaşık hesaplaşmalardan açıkça ortaya çıkan mesaj klinikte sadece bir yer değil felsefe için de talep vardır. | Open Subtitles | الرسالة التي تبرز بوضوح من هذه اللقاءات المعقّدة بين الأطباء والمرضى أنه ليس هناك فقط مكان في العيادة |
| Sendeki karmaşık ihtişamı öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | أنا مهتمَّ بالتَعَلّم حول العظمة المعقّدة التي هي أنت |
| Kompleks yapılarının içerisinde çok fazla miktarda bilgi depoluyorlar. | TED | هذه السُكّريّات تحوي العديد من المعلومات مخزّنةً في تركيباتها المعقّدة. |
| Okuyucularım çapraşık kurguları ve eşsiz hitabeti takdir ediyorlar sadece. | Open Subtitles | قرائي يقدرون المؤامرات المعقّدة والطب الشرعي الفريد من نوعه |
| Bu karmaşık süreci oldukça basit evrelere dönüştürmeye başladı. | Open Subtitles | وبدأ ينظّم تلك العملية المعقّدة الى مراحل بسيطة نسبياً |
| Olaya karmaşık duygusal labirenti incelem fırsatı olarak bakın... işte bu insan ilişkisidir. | Open Subtitles | إنظرْ إليه كفرصه لفَحْص المتاهة العاطفية المعقّدة تلك العلاقةُ الإنسانيةُ. |
| Ordaki imgeler, karmaşık matematik formülleriyle zihnimi dağıttı. | Open Subtitles | تلك الصور جعلت تفكيري ينفجر بالصيغ الرياضيّة المعقّدة |
| Böyle karmaşık şeyleri ponpon kızların aklı almaz. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تفسّر الأمور المعقّدة لقائدات التشجيع |
| Tereddütlü cevabına ve onun yüzündeki karmaşık ifadeye dayanarak... | Open Subtitles | ،بالحكم على إجابتك المتردّدة والتعبيرات المعقّدة على وجهها |
| Arthur bana kendisini karanlık, anlaşılması güç karmaşık bir adam olarak göstermek istiyor biliyorum. | Open Subtitles | حسنًا ، أعلم أنّ آرثر يرغب منّي برؤيته بشخصيّته المظلمة المعقّدة الصعبة التّي ربما يتحلّى بالفعل بها |
| Yani kaos veya bozulma hayat gibi karmaşık sistemlerin gelişmesinde aslında önemli bir etkendir. | Open Subtitles | لذا تكون الفوضى أو التعطيل عاملاً هامًا في نشأة الأنظمة المعقّدة كالحياة |
| Ve muhtemelen öyleydi. En azından, karmaşık yaşam için. | Open Subtitles | وربما هي كذلك، على الأقل الحياة المعقّدة |
| Ayrıca denizanasının, bedenlerinin zarif ve karmaşık yapılarını geliştirmek için kullandıkları temel yapı taşlarını sağlarlar. | Open Subtitles | أنها توفر اللبنات الأساسية لقنديل البحر تستخدمه لتنمية بناء أجسامهم الرائعة و المعقّدة. |
| karmaşık silahları yalnızca bizim rütbemizdekiler kullanabiliyor. | Open Subtitles | الجنود من فئتنا فقط هم القادرون .على التعامل مع الأسلحة المعقّدة |
| Bu karmaşık mesajı geçmişten göndermişlerse, bunun ne anlama geldiğini biliyorsunuz. | Open Subtitles | تعلمون معنى أنهما بعثا بهذه الرسائل المعقّدة خلال الزمن. |
| Şu son birkaç gün ilişkimizin doğasının ne kadar da karmaşık olduğunu acı şekilde hatırlattı. | Open Subtitles | الأيام القليلة الخالية كانت تذكرة أمرّة للطبيعة المعقّدة لعلاقتنا. |
| Piyasa-yaratıcı yenilikler, karmaşık ve pahalı ürünleri basit ve uygun fiyatlı ürünlere dönüştürüyor ki böylece toplumdaki çok daha fazla insan onlara erişebiliyor. | TED | إن ابتكارات خلق السوق من شأنها تحويل المنتجات المعقّدة باهظة الثمن إلى مجرد منتجات بسيطة وفي متناول اليد، وبالتالي، فإن بمقدور غالبية السكان في المجتمع الوصول إليها. |
| Sadece bu yeterli değil; aşina olduğumuz küçük ama Kompleks biyomoleküller ısıya karşı hassaslar— çok sıcak veya soğuksa karışmayacaklardır. | TED | لكن هذا وحده ليس كافيًا؛ إنّ المركّبات الحيويّة المعقّدة والصغيرة المعتادين عليها تُعتبر حسّاسة للحرارة— الحارّة جدًّا والباردة، فلن تختلط. |
| Kompleks şekerler rüzgârda sallanan, dalgalarla hareket eden salkım söğüt gibi ağaçlar ve çalılar şeklindedir. | TED | والآن، هذه السكّريّات المعقّدة هي تلك الأشجارُ والشجيّراتُ أشجارُ الصفصاف الباكي التي تتمايل مع الريح وتتحرّك مع الموج. |
| Hücrelerimizin üzerindeki bu yaprak gibi Kompleks şekerler hakkında düşünmeye başladığımda, bir biyolog ve kimyager olarak karşılaştığım en ilginç problemlerden biri hâline geldi. | TED | وعندما بدأتُ بالتفكير في كلّ هذه السكّريّات المعقّدة التي تشبه أوراق الشجر فوق خلايانا، صارت واحدة من أكثر المسائل المثيرة للاهتمام التي قابلتُها كعالمة أحياء وأيضًا كعالمة كيميائية. |
| Bu sanki sanatın en güzel, en çapraşık çalışması. | Open Subtitles | أعني، هو مثل... هو الأكثر جمالا، القطعة الفنية المعقّدة. |