| Bir sürü evrak işi ve kusku. Bırak başkası gitsin. | Open Subtitles | الكثير من العمل المكتبي والقئ , دع شخص آخر يستجيب |
| Başıma ne tür bir evrak işi çıkardığının farkında mısın? | Open Subtitles | أتعرف مقدار العمل المكتبي الذي سببته لي ؟ |
| Doğal olarak size bir masa verilecek ve böylece... | Open Subtitles | طبيعياً سوف تُحالين إلى العمل المكتبي في إنتظار النتيجة |
| Yani soruşturma kalkana kadar masa başı işlere bakacak olan kişi John-John. | Open Subtitles | والذي, أثناء التحقيق الجاري سيبقى على العمل المكتبي - هذا سيء - |
| Adam için çalışıyorsan, tüm ofis eşyasını, o alır. | Open Subtitles | عندما تعملين لحساب الرجل، فإنّه يشتري كلّ الأثاث المكتبي |
| Bu seksi kütüphaneci havasını severim. | Open Subtitles | كما ترين، أنا أحب هذا الأمر المكتبي المثير |
| Ama bunun bir seçenek olduğunu düşünüyorsan bu iş bitene kadar seni masabaşında tutmaktan başka bir çarem kalmaz. | Open Subtitles | ولكن إذا كنت تظنين أن هذا خيار قابل للتطبيق، فلن يكون لديّ خيار آخر سوى إلزامك بالعمل المكتبي... حتى حسم هذا الأمر. |
| Oturmuş, evrak işleri ile uğraşmamı seyrediyorsun. | Open Subtitles | إذن، أنت تراقبني أثناء إجرائي للعمل المكتبي. |
| evrak işiyle uğraşacak birine benzemiyor. | Open Subtitles | نعم لا يبدو عليها انها تحب العمل المكتبي |
| Biz ezik davası için, Herrera bir sürü evrak hazırlamış. | Open Subtitles | كقضيه منتهيه هيرارا عمل على الكثير من العمل المكتبي |
| Fazladan mesai ve evrak işleri olmalı. Bunu kim ister ki? | Open Subtitles | وقتُ إضافيّ فحسب والعمل المكتبي مَن يريد ذلك؟ |
| Senin son 5 vardiyandaki evrak işlerini yapacak. | Open Subtitles | ستقوم عنّك بالعمل المكتبي لآخر خمس منوبات. |
| Şimdi izninizle yapacak evrak işlerim var. | Open Subtitles | والان اذا سمحتوا لي لدي بعضاً من العمل المكتبي أقوم به |
| Bunu kabul etmez ama masa başı iş Jack için daha kolay olacaktır. | Open Subtitles | لن يعترف بذلك لكن العمل المكتبي سيكون أسهل لأجل جاك |
| Bahse girerim masa işi o kadar kötü görünmüyordur, ne dersin? | Open Subtitles | أراهن أنّ العمل المكتبي لا يبدو سيّئاً الآن، صحيح؟ |
| Tamam da masa başı işin ne kötülüğü var? | Open Subtitles | قد ينقل تكليفي إلى عمل مكتبي حسناً ما مشكلة العمل المكتبي ؟ |
| Sadece bu konuda dikkatli ol çünkü masa başı iş demek senden masanın başında olman bekleniyor demek. | Open Subtitles | فقط كوني حذرة حيال ذلك لأن التوقع مع العمل المكتبي هو أن تبقى جالسة |
| Ben bildiğimden söylüyorum bunları, eğer ofis de çalışmak istemediğime göre işletme... okumama ne gerek var? | Open Subtitles | اني عملي وهذا ما قلته,اذا كنت لا اريد العمل المكتبي ما الفائدة من دارسة ادراة الاعمال اذن؟ |
| Çünkü aptal kütüphaneci Bayan Bird Johnson zamanından beri kasabada kullanılmayan ısıtıcıları çalıştırdı. | Open Subtitles | بسبب المكتبي الأحمق كسر المدافئ الصغيرة الذي لم يستعمل منذ أن كانت السّيدة بيرد جونسن في البلدة |
| Yaralanıp masabaşında çalıştığını sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت أنه قد أصيب ونقل للعمل المكتبي |
| Ruslarla o istasyonda olan olaydan sonra masabaşı bir işte görmeyi beklerdim sizi. | Open Subtitles | ظننت أنّ الشّؤون الدّاخليّة جعلتكم تتولنّ العمل المكتبي بعد ذلك الأمر مع الروسي في القسم |
| Masaüstü ve dizüstü bilgisayarlar gitmiş Ama bu beyaz tahtaya dokunulmamış. | Open Subtitles | الحاسوبان المكتبي والمحمول اختفيا، لكن كانت هُناك هذه السبّورة البيضاء. |
| Şu kağıt işleri belki biraz yarım yamalak oldu ve sonuç olarak bazı şeyleri karıştırdım. | Open Subtitles | أن عملي المكتبي كان ضعيفا نوعا ما ونتيجة لذلك أخطات ببعض الأمور |