İnsan varoluşu ve yükselme arasında birçok varoluş aşamaları vardır. | Open Subtitles | هناك عده درجات من الوجود بين الوجود الإنسانى و الرقى |
Daha yüksek bir amaç var, varoluşun başka bir uçağı. | Open Subtitles | إنهُ ذو مُستوى عاليّ و رفيع، مُستوى آخر من الوجود. |
Karmaşık dengeleyici bir hareketin parçası olmak mekaniği bizden tamamen saklanmıştır. | Open Subtitles | ببساطة ، الوجود هو قسم من فن الموزنة المعقد التقنيةفيأيٍمنا هيمخفيةكلياعنا. |
Bir halkın varlığı nasıl durdurulur? İnan bana, planları bu. | Open Subtitles | لا، لست انت كيف يمكن لشعبنا ان يزول من الوجود |
Eğer biz varlıktan silinirsek, varlık da var oluştan silinir. | Open Subtitles | إذا نحن محينا من الوجود , الوجود ينمحي من الوجود |
Ve bana derdi ki en güçlü adamlar kimsenin varlığını bilmediği adamlardır. | Open Subtitles | وقال لي أن أقوى الرجال هي تلك التي لا أحد يعرف الوجود. |
Ama Amazon'daki karanlık varlığın... .. omuzuma değen soğuk bir el kadar gerçek biçimde... .. bir anda üzerime gelmesini hiç beklemiyordum. | Open Subtitles | ولكنلمأكنأتوقع . أن الوجود المظلم من منطقة الأمازون . سيلحقني فوراً إلى هنا . حقيقي مثل اليد الباردة على كتفي |
Kafasını karıştıran buydu. Denklemler büyüyü gerçekleştiremezler; varoluş bulmacasını çözemezler. | TED | أصابه هذا بالحيرة، إذًا المعادلات نفسها لا تستطيع فعل السحر، لا تستطيع حل لغز الوجود. |
Eğer varoluş ve ölümlü olduğumuz gerçeği moralinizi bozmuyorsa bile, mevcut cenaze işlerimiz durumu bozacaktır. | TED | فإذا لم يكن الوجود وحقيقة فنائنا مصدر إحباطٍ لكم، فإنَّ حالنا الراهن فيما يخص ممارسات الجنائز كفيل بذلك. |
Tüm varoluş şimdi tehdit altında çünkü Katolik inanç sistemi bu pisliğe izin veriyor. | Open Subtitles | كل الوجود فى خطر الان بسبب هذا التغوط الكاثوليكى |
Budistler tüm yaşamlarını varoluşun doğasını anlamaya çalışarak geçirirler. | TED | أما البوذيون فقد أمضو حياتهم يحاولون فهم الوجود |
Bunlar, her durumda, tanımlanabilir güçler tarafından varoluşun dışına sürülmüş dinamik canlı insanlardır. | TED | في كل حالة، هناك أناس يعيشون بديناميكية خلال رحلة الوجود عن طريق قوى تعريفية |
Bu şekilde var olmak hoşlarına gidiyor adeta. O halde neden savaşayım ki? | Open Subtitles | ،يبدو عليهم أنهم يستمتعون بهذا الوجود إذاً، لمَ يجب عليّ أن أحاربه ؟ |
Bir Tanrı öldüğünde, bu ölmek değil yok olmak anlamına gelir. | Open Subtitles | وحين يموت إله فلا يكون موتًا، إنّما يكون إنعدامًا من الوجود. |
Şu anda yoğun şekilde polis varlığı hatalı olur. | Open Subtitles | انه يحتاج للخصوصية,و يحتاج لبيئة مسيطر عليها المهم جدا الان هو الوجود المكثف للشرطة |
Karınız, kızınız, benim kızım tanıdığımız ve sevdiğimiz her şeyin varlığı sona erer. | Open Subtitles | زوجتك، ابنتك، ابنتي كلّ من نعرفهم و نحبّهم... . ببساطة سيزولون عن الوجود |
varlık alanında kalmak için bu kadar çok çalıştıktan sonra böyle düşünemezsin. | Open Subtitles | للبقاء في عالم الوجود هناك شيء آخر خيار بالنسبة لك أن تنظر |
İnsanlar yanılabilirler ve yanıltıcı etkiler de varlığını sürdürecek. | TED | الناس هم بشر معذبون، التأثيرات المشوشة ستستمر في الوجود. |
Ölüm korkusu olmadan, varlığın amacını öğrenebilirdim. | Open Subtitles | بدون خوف الموت يمكنني أن أعرف حقيقة الوجود |
Sanırım senin ölümlü biri olmanda Yüce Güçler'in parmağı var. | Open Subtitles | إعتقدت أن قوة الوجود عليها أن تتدخل أيستطيعون عمل هذا؟ |
Projenin diğer bölümleri ve aksaklıkları hatırlanmayacak olmanın da ötesinde tamamen ortadan kalkacaktı. | Open Subtitles | أما ما حدث بالمشروع وفشله ،فلم ينسى وحسب بل تلاشى من الوجود تماما |
Onları varoluştan siliyorsun ve sadece kan içtikleri için. | Open Subtitles | أنت تمسحيهم من الوجود وكل هذا بسبب أنهم يشربوا الدم |
Mısır unlu sosis dünyadaki varlığına 20. yüzyılın başlarında başlamıştı. | Open Subtitles | كوب الذرة لم يجيء إلى الوجود حتى النصف الأول من القرن العشرون |
Sizin gibiler, var oluşun rastlantısallığını reddeden bütün hikayeleri seviyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم أيها القوم تحبون أي قصة تُنكر عشوائية الوجود |
yaşayan son dört Dalek. Sizi bu kadar özel yapan ne? | Open Subtitles | آخر أربعة داليك في الوجود ما الممير بشأنكم إذاً ؟ |
Burası uzayın, zamanın ve doğanın varlığının ta kendisinin, insanlık tarafından yaratılmış en büyük makinenin içinde kafa kafaya gelerek çarpıştıkları yer. | Open Subtitles | حيث يجتمع المكان و الزمان و طبيعة الوجود نفسه في تصادم وجهاً لوجه داخل أكبر و أكثر الأجهزة تعقيداً التي صنعها الإنسان |