| Emin olmak zorundaydık. | Open Subtitles | ام هل تفضل ان اخبره؟ حسناً علينا ان نتأكد |
| Benzer şartlarda gerçekleşen başka bir ölümü soruşturuyorduk ve bağlantılı olmadığına Emin olmak istedik. | Open Subtitles | كنا نحقق في وفاة اخرى مؤخرا في ظروف مشابهة و أردنا فحسب ان نتأكد من عدم وجود اي صلة |
| Benzer şartlarda gerçekleşen başka bir ölümü soruşturuyorduk ve bağlantılı olmadığına Emin olmak istedik. | Open Subtitles | في ظروف مشابهة و أردنا فحسب ان نتأكد من عدم وجود اي صلة لقد عانى من نوبة قلبية |
| Basının bundan haberdar olmasını sağlamalıyız. | Open Subtitles | انه يختص عن طفلي والان يجب علينا ان نتأكد ان الصحافة تعلم ذالك |
| - Bilmiyorum ama ortaya çıkana kadar kasabanın güvenliğini sağlamalıyız. | Open Subtitles | لا اعرف ,ولكن حتى تظهر يجب ان نتأكد ان البلده مازالت امنه |
| Ne istersek onu yapacağından emin olmamız lazım. | Open Subtitles | علينا ان نتأكد تماما انه سوف يفعل كل ما نقوله |
| Kulaklıkla duyuyorum. emin olmalıyız. | Open Subtitles | أنا أسمعها من سماعات الرأس يجب ان نتأكد من ذلك |
| Çok üzücü. Kararını değiştirmediğinden Emin olmak istiyoruz. | Open Subtitles | حزين جداً ، أردنا ان نتأكد من انك لم تغير رأيك |
| William, verdiğin kararı anladığından Emin olmak istiyoruz. | Open Subtitles | ويليام,يجب ان نتأكد من مدى ادراكك لما انت موافق ان تقبل عليه. |
| Yapacağımız ilk şey Aleister'ın kaçamayacağından Emin olmak olacak. | Open Subtitles | اول شيء يجب ان نتأكد منه هو عدم افلات اليستر من قبضتنا |
| Sadece onun kızının bu kutuyu aldığından Emin olmak istiyoruz. | Open Subtitles | يجب ان نتأكد ان ابنته ستتسلم الصندوق |
| Sadece Sen iyi misin Emin olmak istedim. | Open Subtitles | نحن فقد نريد ان نتأكد ان كل شيء بخير |
| Emin olmak daha iyidir. | Open Subtitles | حسنا, من الافضل ان نتأكد اليس كذلك؟ |
| Sadece onun kızının bu kutuyu aldığından Emin olmak istiyoruz. | Open Subtitles | يجب ان نتأكد ان ابنته ستتسلم الصندوق |
| Burada kalmasını sağlamalıyız. | Open Subtitles | يجب ان نتأكد من انها ستبقى هنا |
| Tucker'ın öğrenmemesini sağlamalıyız. Tucker! | Open Subtitles | حسناً,علينا ان نتأكد ان (تاكر) لن (يعلم ابداً,(تاكر |
| Peki. Şimdi, bir şekilde öğrenmeyeceğinden emin olmamız lazım. | Open Subtitles | حسنا الأن يجب ان نتأكد أنها لن تعرف من طريق أخر |
| Bence, Dan'in Mandy'nin kayboluşuyla bir ilgisi olup olmadığından emin olmamız gerek. | Open Subtitles | اعتقد اننا نريد ان نتأكد من ان دان ليس متورطاً في اختفاء ماندي |
| Önce, bombayı getirdiklerinden emin olmalıyız. | Open Subtitles | هل نتحرك, سيدى؟ لا, ليس قبل ان نتأكد انهما أحضروا القنبلة؟ |
| Kapıyı açmadan önce emin olmalıyız. | Open Subtitles | يجب ان نتأكد جيدا قبل ان نفتح ذلك الباب ياغراهام |