| Kaçak olduğum için biraz moralim bozuk ama onun dışında Harikayım. | Open Subtitles | حسناً ، أنا متألم قليلاً لكوني هارب لكن بخلاف هذا ، أنا بأحسن حال |
| Harikayım. Avluda namussuz bir hükümlü buldum | Open Subtitles | ، أنا بأحسن حال وجدت مكاناً مظللاً |
| İçtenlikle iyiyim Ekselansları, şehre gelmeden önce hizmetkarımdan yemek yedim. | Open Subtitles | بأحسن حال, سموكم. لقد تناولت من خادمي قبل مجيئي هنا |
| — Ama ben de hiç uyuşturucu kullanmadım. — Ben hiç uyuşturucu almadım. Baksana bana tamamen iyiyim. | Open Subtitles | ــ لكنّي أيضاً لم أتعاط المخدرات قط ــ لم أتعاط المخدرات قط وانظر إليّ، أنا بأحسن حال |
| Yıllar önce kaçmış olsaydın çocuklarının sensiz daha iyi büyüyeceklerini söyleyip duruyordun. | Open Subtitles | لقد كنتِ دومًا تعتقدين أن أبنائك سيكونون بأحسن حال لو كنت هربت منذ سنين مضت |
| Babam bazı şeyleri kendine saklayabilseydi Çok iyi olurdu. | Open Subtitles | إن كان والدي يستطيع الإحتفاظ بالأمور لنفسه لكان بأحسن حال |
| Dediğim gibi, Bay Brand birkaç sıyrık dışında Gayet iyi olduğu için çok mutlu. | Open Subtitles | كما كنت أقول ، السيد براند سعيد أن يعلن عدا عن عدد قليل من الكدمات فأنه بأحسن حال |
| Evet, ben de. Ben de Harikayım. | Open Subtitles | نعم، وأنا أيضاً، أنا أيضاً بأحسن حال |
| Harikayım. Kan görüyor musun? | Open Subtitles | بأحسن حال هل ترين دماء في أي مكان؟ |
| Harikayım Sam. Teşekkürler. | Open Subtitles | بأحسن حال يا "سام" شكراً لسؤالك. |
| İyiyim, Harikayım tamam mı? | Open Subtitles | أنا بخير , بأحسن حال |
| - Harikayım..harika | Open Subtitles | بأحسن حال، حقاً بأحسن حال |
| — Gayet iyiyim. Doktor belki yarın eve dönebileceğini söyledi. | Open Subtitles | ــ بأحسن حال ــ قال الطبيب إنه ربما يمكنك العودة إلى البيت غداً |
| Evet bilirsin disko ateşi. Bir anlık kapılırsın. Şimdi daha iyiyim. | Open Subtitles | نعم، أنت تعرف ، حمّى الدّيسكو ، أصابك لكن أنا بأحسن حال الآن |
| Gayet iyiyim.İyiyim. | Open Subtitles | نعم, كما تعلم, انا بأحسن حال , إنّي جيدة. |
| İyiyim, çok sağ ol. | Open Subtitles | أنا بأحسن حال ، حسنٌ أنا بخير، شكراً لكِ |
| Çok iyiyim. görünüşünden hiç hoşlanmadım, Frederick. | Open Subtitles | أنا بأحسن حال. أنا لست مرتاحا لنظراتك ، "فريدريك". |
| Olduğumdan daha iyi biri olduğumu sanıyorsun.. | Open Subtitles | أنت تعتقد أنني بأحسن حال مِن ما أنا عليه |
| İyi haber şu ki, şimdi çok daha iyi hissediyorum. | Open Subtitles | حسنًـا، الأنباء الجيدة، أنّني أبدو بأحسن حال الآن |
| Oh, yazık.Beni ziyaret etmeye geldiğinde Çok iyi görünüyordu. | Open Subtitles | أوه ، ياإلهي. كان بأحسن حال حينما أتى لزيارتي. |
| Çocuklar okuldalar. Emily'nin durumu Gayet iyi. | Open Subtitles | الأطفال قد التحقوا بالمدرسة إيميلي)، بأحسن حال) |
| - Sağ ol, hepimiz çok iyiyiz. | Open Subtitles | ـ شكراً إدوارد، نحن جميعاً بأحسن حال |