"بأن كل" - Translation from Arabic to Turkish

    • herkesin
        
    • ki her
        
    • hepsi
        
    • Her şeyin
        
    İtalya'da, herkesin evinde su ve telefon olduğu doğru mu? Open Subtitles هل صحيح بأن كل شخص لديه ماء وهاتف في منزله؟
    Buradaki herkesin, benim resimlerime aşina olduklarını zannetmiyorum. TED أنا لست متأكد بأن كل شخص هنا على دراية بصوري.
    Bu odadaki herkesin, herhangi birine sahip olduğuna emin olduğum deneyimlere yönelik her tür video mevcut Youtube'da. TED هناك تصنيف كامل من فيديوهات اليوتيوب مخصص للتجربة التي أنا على يقين بأن كل مَن في هذه الغرفة مروا بها.
    Fakat değiştim ve bence şunu diyebilirsin ki her şey çok başarılı oldu. Open Subtitles ولكن تجاهلت الأمر وأعتقد أنه بامكانك القول بأن كل شيء مضى بشكل جيد
    Kendi içinde herkes düşünüyor ki her şey farklı olacak. Open Subtitles هذا اليقين الجبلّيّ السحيق بأن كل شيء سينتهى إلى خير
    Bence bunların hepsi sen kayanın üzerinde uyuduğun için oldu. Open Subtitles . اعتقد بأن كل هذا حدث لأنك نمت علي صخرة
    Her şeyin çok hızlı geliştiğini ve fazla geldiğini biliyorum ama-- Open Subtitles أعرف بأن كل هذا طرأ لك فجأة وربما يغمرك التفكير ولكن
    Rus bale dansçısı." Ben de herkesin kendine has gizli, harika şeylere sahip olduğu düşüncesi ile büyüdüm. TED لذلك ترعرعت على هذا الافتراض بأن كل شخص لديه شيء مميز مخفي عنهم.
    Liderlerin, organizasyondaki herkesin genel amacın -- neden -- ve de genel önceliklerin -- ne -- etrafında toplanmasını sağlamaları gerekiyor. TED يجب أن يتأكد القادة بأن كل شخص في المؤسسة يتواءم مع الهدف العام، لماذا، والأوليات العامة، ماذا،
    Çalışmaları, herkesin iyi bir tasarımı hak ettiği temeli üzerine kurulmuş. TED خبراتهم ترتكز على إيمانهم بأن كل إنسان يستحق تصميم جيد.
    Tehlike sinyali gönderin ve senatoya gemideki herkesin öldüğünü bildirin! Open Subtitles أرسل إشارة إستغاثة وبعد ذلك أخبر مجلس الشيوخ بأن كل من على متن السفينه قد قُتل
    O bardaki herkesin davranışlarının çok kötü olduğunu söyledi. Open Subtitles هو اخبركم بأن كل شخص في البار تصرف بشيء سيء
    Dikkat ederiz. Ama herkesin baştan çıktığını ileri süremeyiz. Bazen... Open Subtitles سنراقبها , ولكننا لا يمكننا الافتراض بأن كل شخص يمكن أن يقع ضحية الاغراء أحيانا
    Bence, senin projelerindeki öngörüşleri yakalamak için, Dünya üzerindeki herkesin sadece Banning Menba sularını içmesi gerekiyor. Open Subtitles شعرت فقط بالموافقة على تقديراتك بأن كل شخص على سطح الأرض يجب أن يشرب من ينبوع بانينج فقط
    Anladım ki her birimiz yaptığımız en kötü şeyden daha fazlayız. TED لقد فهمت وأصبحت مؤمناً بأن كل واحدٍ منا يستحق ماهو أفضل من أي فعلٍ سيءٍ قد يكون قام به.
    Sanılıyordu ki her şey, belirli bir noktaya kadar gayet güvenliydi. TED الحكمة التقليدية تقول بأن كل شيء كان آمنًا في حدود نقطة أو عتبة.
    Bu kararınla herkes çok mutlu oldu. Ama biliyorum ki her kızın kendi hayalleri ve hevesleri vardır. Open Subtitles لكنى أعلم بأن كل فتاة لديها أحلامها الخاصة وطموحاتها الخاصة
    ve hepsi birbirinden farklı görünüyor ama ben bu yolların tamamının kendi kaderini tayin etme hakkıyla döşeli olduğuna inanıyorum. TED جميعها تبدو مختلفة جدًا، ولكنني أؤمن بأن كل واحد يمهد له الطريق الصحيح لتقرير مصيره.
    Bunların hepsi hâyli ürpertici hikâyeler, biliyorum fakat benim için tatlı birer ninni gibiler. TED أعلم بأن كل هذه قصص مخيفة جدًا، لكن، بالنسبة إلي، فهي كالموسيقى التي تداعب أذني.
    İyi olanların hepsi partiye gelecek. Open Subtitles وأنا أخبرك بأن كل الجيدين قادمين إلى الحفل
    Her şeyin İstasyon'dan göndereceği ilk rapora bağlı olduğunu anlıyor mu? Open Subtitles هل يدرك بأن كل شئ يعتمد على تقريره الأول من المحطة؟
    Her şeyin yolunda olduğunu söylerim. Ve o gider. Sonra siz de gidersiniz. Open Subtitles أستطيع اخبارها بأن كل شيء بخير ومن بعدها ستذهب ومن ثم تستطيعون الذهاب
    Eğer aramazsan, o zaman Her şeyin iyi gittiğini anlayacağım. Open Subtitles ان لم تتصل فسوف أعلم بأن كل شيء كما يرام

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more