| Bize, bir Arayıcı ile bir Confessor'ün gelip yarattığı değerli hayatı koruyacağını söyledi. | Open Subtitles | قالت لنا أنّ ثمّة باحث و مؤمنة سيأتيان لحماية الحياه النفيسة التى خلقتها. |
| Beraber yolculuk ettiğin o genç adamın gerçekten gerçek Arayıcı olduğuna inanıyor musun? | Open Subtitles | وذلك الشاب الذي تسافر معه، تعتقد حقاً بأنه باحث حقيقي |
| Önce, akademisyenler kendi alanlarında bir araştırma yürütür. | TED | أولًا، ينجز كل باحث بحثًا في مجال تخصصه. |
| Hastanesi bile var 1200 öğrenci, 100 profesör ve araştırmacı var | Open Subtitles | لها حتى مستشفاها الخاص. 1200 طالب، و 100 أستاذ و باحث. |
| Siz de altın avcısı ve genç kızlarla çıkan sapık. | Open Subtitles | انتم ، باحث عن المال ، منحرف سارق للمهود |
| Bakın, ben iyi bir araştırmacıyım. | Open Subtitles | أنظر أنا باحث جيد.. أذهب إلى كل مكان بكامل العدة |
| Sickinger'in bilgisayarına baktım. Kendisi bir biyoloji araştırmacısı. | Open Subtitles | لقد قمت بإستخراج البيانات من القرص الرجل باحث بيولوجي |
| Üçüncü çağdaki Arayıcı'nın söylediği bir şeydi. | Open Subtitles | .انه شيء اعتاد ان يقوله باحث العصر الثالث |
| Ama, buradaki Arayıcı senin için canını verebileceğini der. | Open Subtitles | لكن باحث هذا العصر كان سيقول لك .انه علي أستعداد للموت من اجلك |
| Tırnaklarını kirletirken Onun, son bin yıl içindeki ilk Gerçek Arayıcı olduğuna dair bir kaç ipucu vermek hiç aklına gelmedi mi? | Open Subtitles | وبينما كانت اظافرة تتسخ الم يخطر ببالك اعطائه تلميح بسيط عن انه اول باحث حقيقي منذ الاف السنين؟ |
| Ben ölsem de yerime başka bir Arayıcı geçip seni öldürecektir. | Open Subtitles | ربما سأكون ميت، ولكن سيأتي باحث آخر لينهى مهمتىويقضيعليك.. |
| Utanma, dostlar arasındasın. Buradaki herkes birer Arayıcı. | Open Subtitles | لا تكوني خجوله, أنتِ بين أصدقاء الكل هنا باحث |
| Bin yıldır gerçek bir Arayıcı yoktu. | Open Subtitles | .لم يكن هناك باحث حقيقي منذ ألاف السنين |
| Bu yüzden bir buçuk yıl önce, David, ben, ve bir diğer araştırma görevlisi ile birlikte ilerlemeyi hızlandırmak ve bir an önce ürün çıkarabilmek için bir şirket kurduk. | TED | لذلك منذ سنة ونصف، أنا و ديفيد، مع باحث آخر، قمنا بتأسيس شركة لتسريع وتيرة التقدم و السباق لتصنيع المنتج. |
| Bir NYU (New York Üniversitesi) araştırma görevlisi üzerinde gülen suratlar ve gitmek istediği yeri yazan bayraklar olan karton robotları bir motora bindirip etrafta dolaştırdı | TED | باحث في جامعة نيويورك هناك أخذ رجل آلي يعمل بالكارت وعليه وجه مبتسم ومحرك يجعله يتحرك الى الأمام فقط وعلم ملصق على ظهره بالوجهه التي يبتغيها. |
| Bir doktor veya araştırmacı değilim, o yüzden bu araştırma benim için şaşırtıcı birşeydi. | TED | أنا لست طبيب أو باحث, لذا فبالنسبة لي, كان هذا شيء مذهل حقاً. |
| İlerlemenin en hızlı şekilde gerçekleşmesinin yolu bu, araştırmacı başına düşen keşif oranının yıllık olarak ölçülmesi gibi. | TED | هناك الطريقة الأسرع التي قد تحصل بها التقدمات غالبا، كما تمت قياسها بعدد الإكتشافات لكل باحث في السنة. |
| Kötü adamları defeden kişi, Şehir avcısı. | Open Subtitles | باحث المدنية الذي يرسل الفاسدين إلى مكتب المدعي العام |
| Müzede araştırmacıyım ve size inanıyorum. | Open Subtitles | أنا باحث هنا فى المتحف، وأنا أؤمن بوجودكم |
| Ama alçak bir bakanlık saha araştırmacısı olmasaydı hayır, koloni çöküş sendromu hiç artmazdı. | Open Subtitles | لكن بغض النظر عن باحث ميداني مجرم لوزارة الزراعة، لا، المقياس الأساسي لفوضى انهيار المستعمرات لن يكون متضخماً رغم ذلك |
| Ben tanıdığım en iyi araştırmacıydı. | Open Subtitles | كان بن لأفضل باحث لقد عرفت من أي وقت مضى. |
| Yıldız Arayışı programına çıktığımdan beri beni hep kıskandın. | Open Subtitles | لقد كنت دائماً غيوراً مني منذ ان اصبحت باحث في النجوم |
| Makineciler bir iskandili modifiye etmeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | يحاول فريق الهندسة لدينا بتركيب جهاز باحث عن العمق |
| Peki üçüncü çağın Arayıcısı çok fazla endişelenen Confessor hakkında ne demiş? | Open Subtitles | ماذا كان ليقول باحث العصر الثالث حول المؤمنات الذين يقلقون كثيراً؟ |
| Böcek ilaçlamacısının ölümüne tanık olan alternatif yakıt araştırıcısı Dr. Eckerle'yi hatırlıyor musun? | Open Subtitles | تذكّر بأنّ الدّكتور إكيرل الذي كان باحث الوقود البديل... ذلك الشاهد موت المبيد؟ |
| Sen araştırmacısın, ben de Channel 4'ün başkan yardımcısıyım ve biz bu evin çiftimiz için ideal olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | أنت باحث , وأنا رئيس القناة الرابعة ونعتقد أن هذا سيكون مثالي لفريقنا. |
| Müvekkilim Whitley Chemicalda sayılan bir araştırmacıdır . | Open Subtitles | إن موكلي باحث محترم في مؤسسة وايتلي للكيميائيات |
| Ben kök hücre ve genetik araştırmacısıyım ve bu yeni CRISPR teknolojisini ve onun potansiyel etkisini anlayabiliyorum. | TED | أنا باحث في الخلايا الجذعية وعلم الوراثة وقادر على رؤية تكنولوجيا (كريسبر) وتأثيراتها المحتملة. |