| Ama Parti Batı ile yolları ayırmayı düşünüyordu. | Open Subtitles | لكن قيادات الحزب لم يريدوا علاقات بالغرب |
| Bu ikisi, Batı Yakası'nın en büyük reklam şirketinin ortakları. | Open Subtitles | هذين الشخصين شركاء بأكبر مؤسسة . إعلانات بالغرب الأمريكي |
| Tianjin Doğu'nun Batı'yla tanıştığı liman iç bölgelerin gençlerinin gözlerini açtıkları yer. | Open Subtitles | تيانجين هي مرفأ يلتقي فيه الشرق بالغرب تفتحت فيه عيون الصغار الذين كانوا محبوسيين في الداخل |
| Ülke küçülüyordu, kararlı ve hırslı olan herkes batıda iyi bir hayat kurabilirdi. | Open Subtitles | البلاد كانت تنكمش، وكان هناك حياة تقام بالغرب لأيّ رجل لديه الدافع والطموح |
| Fakat ben batıda ne olduğunu bilmek istiyorum orada hangi şehirler ve hangi tanrıların olduğunu. | Open Subtitles | لكنني أود أن أعرف ماذا يوجد بالغرب. ما نوع المدن والآلهة الموجودين هناك. |
| İki birimimiz var, biri binanın doğusunda, diğeri batısında. | Open Subtitles | لدينا وحدتان .واحدة بالشرق، وواحدة بالغرب من هذا المبنى |
| Olay ilaç olunca, burası vahşi Batı gibidir. | Open Subtitles | عندما يكون الامر بالنسبة للدواء هذا المكان اشبه بالغرب المتوحش |
| Bu eski ve güzel oyun aracılığı ile Batı ile Doğu arasındaki bu birlik gösterisine tanık olmak. | Open Subtitles | ليشهدوا هذا العرض عن اتحاد الشرق بالغرب عن طريق هذه اللعبة القديمة والجميلة |
| 90'lı yıllardan Vahşi Batı temalı etkileşimli bir VCR oyunu. | Open Subtitles | لعبة فيديو تفاعلية بالغرب القديم من التسعينات |
| Aşağılık Batı tarafından yeterince küçük düşürüldük, açgözlülükleriyle vatanımıza saygısızlık ettiler. | Open Subtitles | لقد اُذللنا كثيراً بالغرب القذر، يُدنسون اراضينا بسبب طمعهم. |
| Tıpkı Vahşi Batı ya da yasakların olduğu dönem gibi. | Open Subtitles | الأمر أشبه بالغرب الجامح أو زمن حظر الكحول مُجدّدا. |
| Şu an durum biraz vahşi Batı gibi. | Open Subtitles | قوانين واضحة للطريق والآن, الأمر أشبه بالغرب الأمريكي |
| batıda, okyanusa yakın Illinois'te. | Open Subtitles | بعيدا بالغرب, تقريباً قرب المحيط في الينوي |
| Güneş batıda bir saat yukarıdayken uzaklarda bir şey farkettim. | Open Subtitles | كانت الشمس مرتفعة بالغرب عندما لمحت شيء بعيد |
| Sıçrayan Denny'e Lexi'nin batıda olduğunu söyledi. | Open Subtitles | السكيترز اخبر ديني ان ليكسي موجودة بالغرب |
| batıda hâlâ çok fazla serpinti var. | Open Subtitles | لا يزال هناك الكثير من التداعيات بالغرب. |
| Kocası batıda bir yerlerde altın bulmuş. | Open Subtitles | زوجها كسب ذهباً في مكان ما بالغرب |
| batıda sokak ortasında ölsen kimsenin umurunda olmaz | Open Subtitles | يمكن ان تموت بالغرب لا احد سوف يهتم |
| - Elimizdeki yedi adresten sadece biri buranın batısında. | Open Subtitles | من عنوان العوئل السبع هناك عائلة واحدة بالغرب هنا |
| Ama ben Batıyı merak ediyorum orada ne tür şehirler ve tanrılar olduğunu . | Open Subtitles | لكنني أود أن أعرف ماذا يوجد بالغرب. ما نوع المدن والآلهة الموجودين هناك. |
| Metronunu tek yapacağı şey merkezdeki sorunların batıya kaymasını kolaylaştırmak. | Open Subtitles | كل ما فعله مشروع المترو هو سهولة الوصول إلى وسط المدينة تيمناً بالغرب |
| "CIA ajanı yada batının en kötü kretini" , olduğumu düşündüğünü farkederek incinirim. | Open Subtitles | وشعرت بالخزي عندما أدركت ماتقول في نفسها بأني قد أكون محقق فدرالي" او اسوأ متطرف بالغرب" |
| Doğu batıyla buluşuyor, Jerry. | Open Subtitles | تلاقي الشرق بالغرب يا جيري. |