"بطرح" - Translation from Arabic to Turkish

    • soru
        
    • sorular
        
    • soracak
        
    • sorup
        
    • sormak
        
    • soruyor
        
    • sormamın
        
    • başlayacaktı
        
    • soruyu
        
    • sorarım
        
    • sormakla
        
    • soruları
        
    • sorgulamaya
        
    Sadece bir kaç soru soracağım eğer bir şeyler bulursak polise anlatacağız. Open Subtitles أنا فقط سأقوم بطرح بعض الأسئلة وإذا وجدنا شيئا نقول ذلك للشرطة
    İşimiz diplomatik paketleri gideceği yere götürmek ve soru sormamak. Open Subtitles عملنا هو إيصال الرزمات الديبلوماسية لوجهتها ولا نقوم بطرح الأسئلة.
    Bayan, balık tutarken balık yemi salak salak sorular sormaz. Open Subtitles حين تخرجين إلى الصيد لا يقوم الطعم بطرح أسئلة سخيفة
    Polis kocam hakkında birçok soru soracak. Open Subtitles ستقوم الشرطة بطرح اسئلة كثيرة عليكم بشأن زوجي
    Çocuk sabırsızlanmaya başladı. Ameliyatın ne zaman olacağını sorup, duruyor. Open Subtitles الفتى ينفذ صبره، إنه يستمر بطرح سؤاله عن متى ستكون الجراحة
    Size babanız ile ilgili birkaç soru sormak istiyordum. Müsaadeniz olur mu? Open Subtitles أرغب بطرح بضعة أسئلة بخصوص والدك هل من مشكلة؟
    Hep soru soruyor. Open Subtitles أن يقوم بطرح سوأل أجل, و أن يضع وجهه أيضاً
    Sana soru sormamın bu kadar uzun sürmesine inanabiliyor musun? Open Subtitles هل تظنين أن الأمر سيطول بطرح الأسئلة عليكِ؟
    Louis'i Ross ile çalışması için kekledin... ..böylece birdenbire ayrılırsa Louis araştırmaya başlayacaktı. Open Subtitles حتى ما إذا غادر فجأة، فسيشرع (لويس) بطرح الأسئلة
    - Ben sadece birkaç soru soracağım. Ama sen sorgulayabilirsin. Open Subtitles ،لا، سأقوم فقط بطرح بعض الأسئلة عليه بينما ستسجوبينه أنتِ
    Kafası çalışan biri ölen gardiyanla ilgili yeniden soru sormaya başlayabilir. Open Subtitles لا بد أن هناك أحمقًا سيبدأ بطرح أسئلة بشأن الأمر مجددًا
    Görevin sadece birkaç soru sormaktı ama siyahi bir adamı ağaca astın. Open Subtitles وتم تكليفي بطرح بعض الأسئلة. لقد شنقت رجلٌ أسود من شجرةٍ ما.
    Stephen Colbert bana şu derin soruyu sorduğunda hazırlıksız yakalanmıştım, çok temel bir soru. TED وقد تمت مفاجأتي على حين غرة حين قام ستيفن كولبرت بطرح سؤال عميق علي، سؤال عميق.
    Üç: Bilgiyi uygulamaya koyun ki bu eleştirel sorular sorular sorarak yapacağınız bir şey. TED ثالثا: تطبيق المعلومات، شيء تفعله بطرح سؤال انتقادي.
    O kızları geri getirmek için ne yaptıklarına dair sert sorular sorduk. TED وقمنا بطرح أسئلة صارمة حول تجهيزاتهم سعياً لاستعادة الفتيات المخطوفات.
    Bunu soracak ve sormaya da devam edecek. Open Subtitles سيقوم بطرح السؤال... وسيطرحه لأكثر من مرّة
    Sanki gerçekten umursuyormuş gibi soru sorup durur. Open Subtitles و إنّما تستمرّ بطرح الأسئلة و كأنّها تهتمّ فعلاً.
    Keşişlerimizden bazıları size sorular sormak isteyecektir. Open Subtitles سيرغب بعض زملائنا الرهبان بطرح أسئلة عليكَ
    Oğlum da sürekli 13 yıl önceki davayla ilgili sorular soruyor. Open Subtitles و ابنى يستمر بطرح الاسئله بشأن القضيه التى وقعت منذ 13 عام
    Birkaç soru sormamın sakıncası var mı? Open Subtitles هل تسمح بطرح بعض الأسئلة ؟
    Louis'i Ross ile çalışması için kekledin... ..böylece birdenbire ayrılırsa Louis araştırmaya başlayacaktı. Open Subtitles لقد خدعتَ (لويس) كي يعمل مع (روس) حتى ما إذا غادر فجأة، فسيشرع (لويس) بطرح الأسئلة
    Bana kalırsa, kabaca dört aşamalıdır doğru soruyu sormakla başlar TED حسناً .. انا اعتقد ان الامر متعلق بأربعة مراحل .. بصورة عامة فالرياضيات تبدأ أولاً بطرح السؤال الصحيح ..
    Burada soruları ben sorarım. Kaç kişiyi öldürdün? Open Subtitles أنا من يقوم بطرح الأسئلة هنا كم عدد من قمت بقتل؟
    Ve bu çalışmayı Avrupa'da uyguladığımda, aynı soruları sorduğumda, tam olarak aynı sayıya ulaştım. TED وعندما كررت البحث في اوروبا، بطرح الأسئلة نفسها، وجدت هذا العدد نفسه.
    Beni sorgulamaya başlamadan önce işverenime bağlı olduğumu bilmeniz gerçekten çok önemli. Open Subtitles ،قبل أن تشرعون بطرح الأسئلة من المهم أن تفهموا أني وفي لصاحب عملي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more