| Eğlenip, benim kaybettiğim sürece de sakin bir gece geçirebiliriz. | Open Subtitles | ومنوبولي ويمكننا أن نستمتع .. بليلة هادئة إلا أن أخسر |
| O gece buluştuklarını, ama sadece hoşça vakit geçirmediklerini biliyoruz. | Open Subtitles | لذا فنحن توصلنا الى انهم كانوا بميعاد بليلة الجريمة,ولكنلميكنالامرممتع .. |
| Şimdiye kadar gördüğüm en iyi dans eden insanlarla bir gece dans edip eğleniyorum ve birden herkes deliye dönüyor. | Open Subtitles | لقد حظيت بليلة واحدة ممتعة مع مجموعة من أفضل الراقصين الذين قد رقصت معهم أبداً وفجأة ، يرتعب الكل ؟ |
| Lütfen hız sınırlarını aşmayın. İyi geceler. | Open Subtitles | أرجو التقيد بحدود السرعة تمتع بليلة جيدة |
| Dışarı çıkamıyorsun ya, ben de birlikte film gecesi yaparız dedim. | Open Subtitles | لايمكنك الخروج . لذا، ظننت أنّ بإمكاننا أن نحظى بليلة للأفلام |
| Everest Dağı olsa, dün akşam sadece birinci kampa kadar çıkabildim. | Open Subtitles | لو كان جبل إيفريست لم استطع ان اصل بليلة البارحه إلا إلى قاعدة المعسكر رقم واحد |
| Öldüğü gece dairesine gittim bunu cesedinin yanındaki kahve sehpasının üzerinde buldum. | Open Subtitles | بليلة وفاته ، توجهتُ الى شقته ووجدتُ هذا على الطاولة المجاورة لجثته |
| Kendi iyiliğin için söyle bakalım dün gece tam olarak neler oldu? | Open Subtitles | قل ليّ لمَ لا تريد أنّ تخبرنيّ بما حدث بليلة أمس بالضبط؟ |
| İşini yapabilir ve aynı zamanda harika bir gece geçirebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك القيام بعملك و الاستمتاع بليلة خلابة في آن واحد |
| Harika bir gece geçiriyoruz, bu lezzetli yemegi ödemeye çalışıyorsun. | Open Subtitles | نحن بموعد وحظينا بليلة مذهلة .وحاولتَ بأن تدفعَ لوجبة لذيذة |
| Eğer kardeşin o kızın öldürüldüğü gece oradaydıysa, onu kimin öldürdüğünüde biliyor olmalı. | Open Subtitles | لو أن شقيقتك كانت هناك بليلة مقتل تلك الفتاة فربما تعرف من قتلها |
| Çünkü babamın gittiği gece ve Cadılar Bayramıydı. TV'de bunun önemli olduğunu söylemiştiniz. | Open Subtitles | لأن أبي غادر بليلة عيد القديسين، وقد قلتم في الأخبار بأن هذا مهم. |
| Ve sonra, bir gece eski okul arkadaşımlarımdan bazıları beni bir bara götürdü. | Open Subtitles | و بعد ذلك ، بليلة واحدة أصدقاء مدرستي القدامى ، إصطحبوني إلى ملهى |
| Tuhaf davranmayı kes. Geçen gece yüzünden böyleysen özür dilerim, tamam mı? | Open Subtitles | إذا كان هذا يتعلق بليلة الأمس ، فأنا آسفة ، حسناً ؟ |
| Ama sonra hepimizin berbat bir gece geçirdiği ortaya çıktı. | Open Subtitles | ولكن بعد ذلك، تبين أننا جميعا قد مررنا بليلة جهنمية |
| Bir gece, kızıma iyi geceler öpücüğü verdim diğer gün bir parkta kaçırıldım ve buraya geldin. | Open Subtitles | بليلة كنت أقبل ابنتي قبلة النوم، وباليوم التالي تمك اختطافي في متنزه.. وقد انتهى بيّ الأمر هنا.. |
| Film izleyip kızlara özel geceler geçireceğiz, o kadar. | Open Subtitles | سنشاهد افلام ، نحظى بليلة فتيات هذا كل شىء |
| 15 Aralık gecesi borçlarınız hakkında ona karşı dürüst müydünüz? | Open Subtitles | اذن, بليلة 15 كنت صادق معها حول ديونك لأول مرة؟ |
| Yarın akşam Ceaser's Palace'taki, dünya ağırsiklet şampiyonluk maçı "ring kenarı" biletlerinden daha iyi birşey mi? | Open Subtitles | أفضل من مشاهدة المعركة من المقاعد الأمامية لبطولة الأوزان الثقيلة في قصر القياصرة بليلة الغد؟ |
| Emin olun beni uzun, kaslı, toplumsal olarak mükemmel bir erkeğe bir gecede dönüştürebilecek bir ameliyat olsaydı, hiç durmadan yazılırdım. | TED | والآن، اسمع، إن كان هناك عملية جراحية سحرية بإمكانها أن تحولني إلى رجل طويل وعضلي ومثالي بليلة واحدة، سأجريها بلا تردد. |
| Size iyi akşamlar dilerim. | Open Subtitles | تمتعوا بليلة لطيفة مرحباً , كيف الحال ؟ |
| Öyle bir geceyi, hayatım boyunca bir daha yaşamak istemiyorum. | Open Subtitles | أنا أَبَداً لا أريد أن أمْر بليلة أخرى مثل تلك في حياتِي. |
| Böyle boktan püsürden işler niye film gecesinde oluyor ya. | Open Subtitles | يا رجل لما على هذه التراهات ان تحدث بليلة الفيلم؟ |
| Eksik olma, baba. Uzun bir geceydi. | Open Subtitles | شكراً لك يا أبى، لقد مررت بليلة طويلة |
| - Bak, dün geceyle ilgiliyse bu... | Open Subtitles | اسمع, إن كان هذا ذو علاقة بليلة البارحة. نعم، |
| İlk sen anlatabilirsin ama dün gecenin acayip manyak geçtiğini söylemeliyim... | Open Subtitles | يمكنكَ البدأ، لكن عليّ أن أخبرك بأنّي حظيت بليلة برية أمس. |
| Belki de yakışıklıydı. Belki de tek gecelik bir aşk yaşamıştır, | Open Subtitles | من الممكن أنه كان وسيما، ومن الممكن أنه استمتع بليلة حب |
| Cuma geceleri çocuk bakıcısı bulmak kolay değil. | Open Subtitles | من الصعب الحصول على جليسة أطفال بليلة الجمعة |
| Kırsalda bir pansiyonda zipline yaparak geçecek bir geceye ne dersin? | Open Subtitles | مارايك بليلة مجانيه في الهواء الطلق في منتجع ريفي مع الانزلاق بالحبل؟ |
| Sanırım bu gece ilk gecemiz ve biraz ailecek zaman geçireceğiz. | Open Subtitles | أظن إننا سنحظى بليلة مبكرة هذاالمساء.. ـ ونقضي بعض الوقت العائلي ـ أجل |