| DeMohrenschildt, Oswald'ı tam bir entelektüel olarak Tarif ediyor. | Open Subtitles | ديمورنشيلد يرسم صورة عن أوزوالد بوصفه مفكر |
| Yaşlı kadını öldürdü çünkü onu Tarif etmeye başlamıştı. | Open Subtitles | لقد قام بقتل السيدة العجوز لأنها بدأت بوصفه |
| Bu deneylerle bir ilgim olduğunu söylemiyorum ama Tarif ettiğiniz şey kulağa inanılmaz geliyor. | Open Subtitles | انا لا أقول أنني... أملك أي شيء لأفعله مع هذه التجارب, لكن ما تقوم بوصفه |
| "Sınıfta odaklanamıyorum" dersiniz ve doktor otomatikman reçeteye yazar. | Open Subtitles | فقط تقول "لا أستطيع "التركيز في الصف فيقوم الدكتور بوصفه أتوماتيكياً |
| Ama Tarif ettiğinize göre gördüğünüz şey bu gibi duruyor. | Open Subtitles | لكن ممّا قمتم بوصفه يبدو أنكم رأيتم هذا |
| Burası Sadiq'ın Tarif ettiği mahalle. | Open Subtitles | هذا هو الحى الذى قام صادق بوصفه |
| Yengem başka bir Tarif kabul etmez. | Open Subtitles | زوجه اخي لن تقبل بوصفه اخري |
| Ama Tarif ettiğin gibi bir kişi hiç yok. | Open Subtitles | ولكنّ الشخص الذي قمت بوصفه |
| Tarif etmeye kelimeler yetmez. Çok tuhaf. | Open Subtitles | لا يكاد يبدأ بوصفه لذلك |
| - Onu Tarif etmişler miydi? | Open Subtitles | هل قاموا بوصفه ؟ |
| Onu ayrıntılı olarak Tarif etti. | Open Subtitles | قام بوصفه بعناية . |
| - Jake onu hiç Tarif etti mi? | Open Subtitles | -هل قام بوصفه لك؟ |
| Bizim için onu şöyle Tarif... | Open Subtitles | -هل قمت بوصفه كـ ... -القيادة؟ |
| Onu bir Tarif et. | Open Subtitles | قم بوصفه |
| Tarif et. | Open Subtitles | قومي بوصفه لي |
| Tarif et bakalım. | Open Subtitles | لذا ابدأ بوصفه |