| Commodus, saltanatının farklı aşamalarında yaşadığı bu travmatik deneyimlerden çok etkilendi. | Open Subtitles | تأثر كومودوس بالكثير من هذه التجارب الصادمة في المراحل المختلفة لحكمه |
| Düşüş kafatasının tepesini kırdı ve kuşkusuz beyin etkilendi. | Open Subtitles | السقوط تسبب فى كسر سقف الجمجمه و ليس هناك شك أن المخ قد تأثر |
| Saleem anlatıyor: ''Kimim, neyim ben? Cevabım: Ben, benim yeteneğimden etkilenen dünyadaki her şey, herkesim. | TED | يروي سليم: من أنا؟ إجابتي: أنا كل شخص وكل شيء موجود في العالم تأثر بي. |
| Parçacık hızlandırıcı patlamasından tek etkilenen ben değildim, değil mi? | Open Subtitles | اليس كذلك ؟ لم اكن انا الوحيد الذي تأثر بإنفجار المسرع الجزئى ,اليس كذلك؟ |
| Slayer Yeni İngiliz dalgası, punk ve hardcore'dan etkilenmiş thrash hareketinin öncüsüydü. | Open Subtitles | كان سلایر ليسحق زعيم حركة المعادن ظهر تأثر هیفی میتال البريطانية، فاسق والمتشددين. |
| Bak, burada pek rüzgar yok. Ne kadar etkileyebilir ki? | Open Subtitles | حسناً، اسمع لا توجد رياح قوية هنا كم يجب أن تكون قوة الرياح لكي تأثر فيه؟ |
| Bu trajik olayın beyninizi etkilemesine izin vermeyin delikanlı. | Open Subtitles | أيها الشاب، لا تدع هذه القضية المأساوية تأثر على عقلك. |
| Şu anki gıda güvensizliğinin bu değişimler tarafından ne kadar etkilendiğini anlatmak isterdim. | TED | كنت أتمنى لأخبركم كم أن الأمن الغذائي اليوم قد تأثر بتلك التغيرات، |
| Ona sizden bahsettiğimde çok etkilendi. - Gerçekten mi? | Open Subtitles | زوجي عازف كمان , تأثر حقاً عندما أخبرته عنكِ |
| O zamandan beri karşımıza çıkan herkes ve her şey bundan bir şekilde etkilendi. Seni anladığımdan emin değilim. | Open Subtitles | تأثر على كل شخص, كل شيء, عنده إتصال بالإحساس |
| LuthorCorp'ta bir kaza oldu ve sanırım Lex siyah Kriptonit'ten etkilendi. | Open Subtitles | وقع حادث في شركة لوثر كورب وأعتقد أن ليكس تأثر بالكريبتونايت الأسود |
| Teleskoplarla görebildiğimiz evren karadeliklerin her tarafta olduğunu fark etmemiz nedeniyle derinden etkilendi. | Open Subtitles | الكون الظاهر أمام التلسكوبات تأثر إلى حد كبير بسبب إدراكنا لوجود الثقوب السوداء في كلّ مكان |
| Öncelikle bu trajediden etkilenen herkese üzüntülerimi bildirmek isterim. | Open Subtitles | أولا دعوني أقول أن قلبي يتمزق لهذا لكل من تأثر بهذه المأساة |
| Ben Johnny'den gelen maddede etkilenen tek kişi değildim. | Open Subtitles | لم أكن الشخص الوحيد الذي تأثر بالمادة اللزجة التي خرجت من جوني |
| Bu anın romantizminden etkilenen tek kişi ben miyim acaba? | Open Subtitles | هل أنا الشخص الوحيد الذي تأثر برومانسية هذه اللحظة؟ |
| Gaz odasındayken patlamadan etkilenmiş olmalı. | Open Subtitles | لابد أنه تأثر بالإنفجار عندما كان يُعدم بالغاز |
| Müziğin dünyayı birleştirecek falan gücünden o kadar etkilenmiş ki kendi havalı Noel albümünü çıkarmak istiyor. | Open Subtitles | تأثر جداً بقوة الموسيقى ليوحّد العالم، أو شيئاً ما والآن يريد أن يصدر ألبومه الرائع لعيد الميلاد |
| Bazen ruhlar insanları etkileyebilir. Bir tür hipnoz hali gibi, bu uyurgezerliği açıklayabilir. | Open Subtitles | الأرواح تأثر على الآخرين ببعض الأحيان فيشبه الأمر التنويم المغناطيسي، مما يفسر حالة المشي أثناء النوم |
| Şu "Portakal" zımbırtısının, Prenses Cornelia'nın gelişini etkilemesine izin veremeyiz. | Open Subtitles | لا يمكن أن نسمح لكلمة "برتقالي" بأن تأثر على وصول الأميرة كورنيليا |
| Küllerini savururken Paul'un etkilendiğini bilmek hoşuna gidecektir. | Open Subtitles | ستكونين سعيدة لمعرفة أن بول قد تأثر عندما نثر الرماد |
| Başkaları gibi tepki göstermemeyi öğrendim. | Open Subtitles | لقد قضيت وقتاً طويلاً في تعلم ألا يكون تأثري بالأمور مختلفاً عن تأثر الآخرين. |
| Devrim, Haziran 1917'de Fransız ordusunun yarısını etkisi altına almıştı. | Open Subtitles | بحلول يونيو 1917 كان نصف الجيش الفرنسي قد تأثر بالاحداث |
| Parçacık Hızlandırıcının yapılmasına bizzat yardım etmişti patladığında o da bundan etkilenmişti. | Open Subtitles | لقد ساعد في الواقع على بناء المسرع الجزيئي وعند انفجاره تأثر أيضاً |
| - Odadaki herkes durumunun kendisini nasıl etkilediğini anlatacak. | Open Subtitles | سنقوم بأخذ دورة حول الغرفة و نقول لك بالضبط كيف حالتكِ تأثر على كل واحد منا |