| Lavabonun önünü kapattığınızı söyledin. Bence Abartıyorsun. | Open Subtitles | قلت بأنّك كنت تمنعين المغسلة أعتقد أنك تبالغين |
| Bence durumu Abartıyorsun, hepsi bu. | Open Subtitles | أعتقد أنكي فقط تبالغين هذا هو كل ما في الأمر |
| - Baba, 11 yaşında değilim! - Pekâlâ aşırı tepki veriyorsun. | Open Subtitles | أبي أنا لست في الحادية عشر من عمري حسناً أنتِ تبالغين |
| N'aber kardeşim. Bence aşırı tepki veriyorsun, anne. | Open Subtitles | مرحباً صديقي , أماه أعتقد أنّك تبالغين بالأمر |
| Sue, sence biraz abartmıyor musun? | Open Subtitles | سو , الا تعتقدين بأنك تبالغين في هذا قليلا ؟ |
| Hadi, anne, abartma. | Open Subtitles | لا تبالغين يا والدتي |
| Maalesef bu konuda beni gözünüzde büyütüyorsunuz. | Open Subtitles | انا اخشى في هذه الحالة انك تبالغين في تقديري |
| Fakat sence de biraz fazla tepki vermedin mi? | Open Subtitles | لكن ألا تعتقدين أنّك تبالغين بردّة فعلك ؟ |
| Üzüntünü anlıyorum ama bence durumu Abartıyorsun. | Open Subtitles | أفهم سبب إستيائك، لكنني أظنّك تبالغين في الأمور أيضاً. |
| Teşekkürler,çok onur verici ama... biraz Abartıyorsun. | Open Subtitles | شكراً أقدر لكِ هذا لكن أعتقد أنكِ تبالغين في الأمر قليلاً |
| Sırf adamın biri seni terk etti diye tıpkı seksenlerde yaptıkları gibi olayı abarttıkça Abartıyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تبالغين في تخلصك من شخص يبدو من الثمانينات |
| aşırı tepkisi veriyorsun demiyorum uygun olanın daha üzerinde bir tepki veriyorsun. | Open Subtitles | انا لا اقول انه تبالغين فقط لدي ردة فعل فوق المستوى |
| Anlıyorum ama belki biraz aşırı tepki veriyorsun. | Open Subtitles | أتفهم ذلك، لكنك ربما تبالغين في ردة فعلك |
| aşırı tepki veriyorsun. | Open Subtitles | لم يقل شيئا عن كونها مريضة. أنت تبالغين. |
| Majesteleri. Bu günün özelliği yüzünden aşırı tepki gösteriyor olabilir misiniz? | Open Subtitles | يا صاحبة الجلالة، لعلّك تبالغين بردّة فعلك بسبب ذكرى هذا اليوم |
| Bu konuda aşırı tepki gösterdiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | إسمعي, أظن بأنك تبالغين حقاً في ردة فعلك ماذا توقّعتِ مني أن أفعل؟ |
| - Senin değil benim için. - aşırı tepki gösteriyorsun. | Open Subtitles | ليس من أجلك ، لأجلي عزيزتي أنتي تبالغين ، اتفقنا ؟ |
| Tatlım, sence de biraz fazla abartmıyor musun sence? Ne? | Open Subtitles | حبيبتي, ألا تشعري أنكِ تبالغين في تصرفاتكِ قليلاً ؟ |
| - Biraz abartmıyor musun? | Open Subtitles | -ألست تبالغين في معاملتكِ لها يا عزيزتي ؟ -فلتصمت أنت |
| - Lütfen abartma. | Open Subtitles | -أرجوكِ ، فأنتِ تبالغين |
| Bence kabiliyetinizi büyütüyorsunuz Bayan Stoner. | Open Subtitles | أعتقد أنكِ تبالغين فى قدراتك سيدة (ستونر). |
| Sence de fazla tepki vermiyor musun konuşan sakız makinesi? | Open Subtitles | ألا تعتقدين أنك تبالغين يا آلة العلكة المتكلمة؟ |
| Bir tamirci olarak yeteneklerini abarttığını açıkça görebilirsin. | Open Subtitles | دائماً تبالغين في قدرتك على تصليح السيارة |
| - Meğerse değilmiş. Biraz büyütüyorsun gibi geliyor bana. | Open Subtitles | حسناً, لقد تبيّن أنه ليس أحمقاً, و أظن أنكِ تبالغين في التصرّف هنا. |