| Harare'de sıcak bir Ağustos sabahı Farai, iki çocuk annesi 24 yaşında bir kadın bir banka doğru adım atıyor. | TED | في أحد صبحيات أغسطس الدافئة في هراري، فاراي، أم لطفلين تبلغ من العمر 24 عامًا، تمشي نحو مقعد في حديقة. |
| İşte bu 46 yaşında bir kadın nüks eden akciğer kanseri hastası. | TED | هذه سيدة تبلغ من العمر 46 كانت تعاني من سرطان رئة معاود |
| Genellikle bir kadın, bir saldırıyı rapor etmediğinde sorun aile içindedir. | Open Subtitles | حسناً، عادة عندما إمرأة لا تبلغ عن هجوم يكون عنف منزلي |
| - Kaç yaşındasın sen, Personel Şefi Sinclair? | Open Subtitles | ـ كم تبلغ حضرة رئيس الأركان؟ ـ إنني في الـ33 |
| Dört yaşındaki bir çocuğun hayal kırıklığından ne anladığını biliyormusunuz? | Open Subtitles | هل تعرف كيف تبلغ من العمر أربع سنوات تفهم الإحباط؟ |
| Birisine çarpmak ve sonra kaçmak... Sen olsaydın polise ihbar etmez miydin? | Open Subtitles | أن ترى شخص يصدم ويهرب ،، ألن تفعل ما فعلت ،، ألن تبلغ الشرطة؟ |
| Olay yerinde bir şey bulursan birine haber vermen gerekir. | Open Subtitles | إذا وجدت شيئاً في مسرح الجريمة مفترض أن تبلغ أحداً |
| 17 yaşında bir kız, kalp krizi. Daha fazla bilgi yok. | Open Subtitles | امرأة تبلغ 17 عاما مصابة بأزمة قلبية لا توجد معلومات اضافية |
| Sadece bir kere 21 yaşında olucaksın. Ve bu çabuk geçicek. | Open Subtitles | أنت تبلغ عمر الـ21 لمرة واحدة فقط وهي تمر بسرعة فائقة. |
| Sadece bir kere 21 yaşında olucaksın. Ve bu çabuk geçicek. | Open Subtitles | أنت تبلغ عمر الـ21 لمرة واحدة فقط وهي تمر بسرعة فائقة. |
| Ve benimki, tamamen sağIıklı, 22 yaşında bir genç kızdı. | Open Subtitles | وكان منجم صحية تماما فتاة تبلغ من العمر 22 عاما. |
| Bankın üstünde 82 yaşında olgun bir kadın var, topluluk onu Büyükanne Jack olarak tanıyor. | TED | الآن، على مقعد الحديقة تجلس امرأة تبلغ من العمر 82 عاما، معروفة أكثر في المجتمع بالجدة جاك. |
| Bulguları, gelince yeni başkana rapor edebilirsin. | Open Subtitles | قد تبلغ عن نتـائجك للرئيس الجديد عندمـا يُشرّفنـا بحضوره |
| Fakat kayıtlarını bulamazsam, alana rapor etmen gerekecek. | Open Subtitles | لكن إن لم أجد السجلات عليك أن تبلغ حضورك في ميدان الرماية |
| Wycombe duydu. Biz rapor ettik. | Open Subtitles | سمعه وايكوم طائراتنا الإستطلاعية تبلغ عنه |
| Gemi 1947'de düştü... sen 16 yaşındasın? | Open Subtitles | السفينه تحطمت في عام 1947 وأنت تبلغ الـ16 |
| Sekiz yaşındaki kızın, çok gizli savunma dosyalarını mı indirdi? | Open Subtitles | أبنتك التي تبلغ ثمان سنوات قامت بتحميل ملفات بالغة السرية |
| Cenaze evi bunu ihbar etmemiş. | Open Subtitles | لم تبلغ دار الجنازة عنه السرقة، أنت تمازحني |
| Yüzbaşı, yeni görev yerinize vardığınızda komutana haber vermeniz gerekir. | Open Subtitles | نقيب فورست الا تعلم انه عندما تبلغ مكانك الجديد ينبغي عليك التوجه الى قائدك مع نسخة من اوامرك |
| Doğum günün kutlu olsun. 18'ine bastığına sevindim. | Open Subtitles | عيد مولد سعيد؛ أنا سعيد لأنك صرت تبلغ 18 عاماً |
| Vermeer o tabloyu çizdiğinde kızı 12 yaşındaydı. | TED | أبنته كانت تبلغ من العمر ١٢ سنة في وقت رسمه لهذه اللوحة |
| Sadece 14 yaşındayken o Yaşlı adamla evlenmek zorunda olduğunu da biliyordu. | TED | وأنها سترغم على الزواج بذلك الرجل الكبير و هي تبلغ من العمر 14 سنة |
| gerekli olan yaklaşık 300$ civarındaki tutarı ödemek gerekmezdi. | TED | بالمناسبة تبلغ تكلفته حوالي 300 دولار، عند القيام به في عيادة الأعصاب. |
| Şu 91'lik hatunda gözüm kaldı. | Open Subtitles | لقد وضعتُ عيني على تلك التي تبلغ 91 سنة. |
| Yarı yaşımızdalar ama hepsi şikayet ediyor her biri. | Open Subtitles | أعمارهم تبلغ نصف أعمارنا وكلهم يتذمرون كل واحد منهم |
| Asgari güvenli uzaklık 20 kilometre. Hemen deniz piyade devriyesini ara. | Open Subtitles | أقل مسافة أمان تبلغ 12 ميل أرسل طائرة المرور البحرى حالا |
| Karen kaybolduğunu bildirmek için iki gün beklediğini de biliyorum. | Open Subtitles | أعرف بأنها قد انتظرت ليومين قبل أن تبلغ عن اختفاءه |
| Midway'in içme suyu kondensatöründe bir arıza olduğunu bildiriyor. | Open Subtitles | تبلغ ان مكثفات المياه العذبه فى ميدواى قد تعطلت |