| Günlük olarak işlerinizi idare edip, takip etmeye devam edeceksiniz. | Open Subtitles | أنت تتابع أعمال الشحن من أعالي البحار كل يوم بيومه |
| Öğrendiğim tek şey yoluna ne çıkarsa çıksın devam etmen gerektiği. | Open Subtitles | شيئ واحد تعلمته عليك أن تتابع مقاومة ما يعترضك في طريقك |
| kızı bu şekilde çalıştırmaya devam edemezsiniz. | Open Subtitles | لايمكن أن تتابع العمل مع هذه الفتاة بهذه الطريقة |
| Çitayı kayda alırken, avcıyı takip etmezsiniz hangi avı hedefleyeceğini kestirmeniz gerekir. | Open Subtitles | ،حين تصوّر الفهد لا تتابع الصيّاد عليك تخمين أي الطرائد هي هدفه |
| - Sürekli yemek kanalları izliyor. - Çok isterdim ama gelemem. | Open Subtitles | ـ إنها تتابع قنوات الطهو ـ كنت أود ، لكنني لا أستطيع |
| peşinde olduğun şeyle ilgili. | Open Subtitles | هو حول هذا الشيء الذي أنت تتابع. - هذا الشيء؟ |
| Sen flört şovlarını izliyorsun, fikrin var mı? | Open Subtitles | انت تتابع برامج المواعدة ، ألديك أفكار ؟ |
| Peki yazmama yardım etmeye devam etmeni istesem? | Open Subtitles | و إن طلبت منك أن تتابع مساعدتي في الكتابه ؟ |
| - Biliyorum, bebeğim. Ama kaçmaya devam etmeliyiz, tamam mı? | Open Subtitles | أريدك أن تتصرف كفتى كبير وان تتابع الحركة |
| Ve şimdi yoluna devam edebilmesi için senin iyi olduğunu bilmesi gerekiyor | Open Subtitles | و الان هى تحتاج ان تعرف انك بخير حتى تستطيع ان تتابع طريقها |
| Bu yüzden, diğer adam hata yapana kadar... bir salak gibi sürmeye devam edin.... | Open Subtitles | لذا , يجب فقط أن تتابع السير كالمعتوه إلى أن يُخطيء الشخص الآخر |
| Bu yüzden, diğer adam hata yapana kadar... bir salak gibi sürmeye devam edin.... | Open Subtitles | لذا , يجب فقط أن تتابع السير كالمعتوه إلى أن يُخطيء الشخص الآخر |
| Sana niçin erken geldigimi söylemek ister misin yoksa teorilerine devam etmeyi mi düsünüyorsun? | Open Subtitles | أتريدني أن أخبرك لم جئتُ مبكراً أم تريد أن تتابع بنظرياتك؟ |
| Umarım, gelecekteki teleskoplar yaşam belirtisi bulmak için bu gezegeni takip eder. | TED | لذلك آمل أن تتابع تلسكوبات المستقبل هذا الكوكب للبحث عن علامات الحياة عليه. |
| Ve bunu yapmak için, santimetre hassasiyetinde uçağı takip eden bir tel kullanıyoruz. | TED | والطريقة التي نفعل بها ذلك هي أننا في الواقع نستخدم أسلاكاً تتابع الطائرة وهي قادمة بدقة السنتيميترات |
| Bak, sen benim kariyerimi takip etmiyorsun ama ben seninkini ediyorum. | Open Subtitles | أترى، أنت لا تتابع تقدمى فى عملى، لكنى أراقب أعمالك |
| "Eğer politikayı takip etmezsen sonunda o seni bulacaktır!" | Open Subtitles | إن لم تتابع السياسة فستنال منك بالنهاية خاصة عند نهاية الشهر |
| Kuşların düşmanın etrafını sarması, ceylanların çitayı takip etmesi gibi foklar da köpekbalığının arkasından yüzüyorlar. | Open Subtitles | مثل الطيور عندما تتجمهر على عدو او مثل غزلان تتابع الفهد تسبح العجول خلف القرش لماذا؟ |
| - Sürekli yemek kanalları izliyor. - Çok isterdim ama gelemem. | Open Subtitles | ـ إنها تتابع قنوات الطهو ـ كنت أود ، لكنني لا أستطيع |
| BBC gemiyi canlı olarak izliyor. Onlara bağlanmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | البي بي سي تتابع حركة الباخرة ونحاول ان نعيد بث تصويرهم |
| Sarah hastanenin her yerinde onun peşinde dolanırdı. | Open Subtitles | كانت تتابع سارة في جميع أنحاء المؤسسة |
| Gece uyumayıp yine Oxygen kanalını mı izliyorsun? | Open Subtitles | هل بقيت ساهراً تتابع شبكة الأكسجين مجدداً؟ |
| Megazord güç sekansı başlatıldı. | Open Subtitles | تتابع الميجازورد بدأ العمل |