| Cinayetlerin peşinden gitmemi engellemiş olabilirler ama uyuşturucuyu takip etmeme engel olamazlar. | Open Subtitles | قد يمنعونني من تتبّع جرئم القتل لكنهم لا يستطيعون إيقاف تتبعي للمخدّرات |
| Son 24 saatte laboratuvara giren çıkan herkesi takip et. | Open Subtitles | تتبّع كل شخص دخل وخرج من المعمل بآخر 24 ساعة |
| Benim babam sihri öğrendi, zamanını ışığı takip ederek geçirdi. | TED | تعلّم والدي سحر التصوير، وأمضي وقته في تتبّع الضوء. |
| Takımlarımızdan biri Marshall'ı kaçıran Cuvee'nin adamlarının izini Londra'daki bir gizleme evinde bulmuş. | Open Subtitles | تتبّع إحدى فرقنا كوفي الوحدة التي إختطفت مارشال إلى البيت الآمن outSlde لندن. |
| Sığınağa girersek, sıvıya izleme aygıtı yerleştirebiliriz. | Open Subtitles | .. إذا إخترقنا المخبأ يمكننا زرع جهاز تتبّع على إحدى قوارير السوائل |
| Bir ölümlüyü bulmak için tek yapman gereken, hayallerini izlemek. | Open Subtitles | لتقوم بإيجاد البشريّ، كل ما عليك فعله هو تتبّع أحلامه |
| Olsa olsa en çok bir telefon kadar küçük nesneleri takip edebiliriz. | TED | نستطيعُ فقط تتبّع الأجسامِ التي بحجمِ الهاتف الذكي. |
| Endişe duymamız gereken o yarım milyon nesneden sadece yaklaşık 26 bin tanesini takip edebiliyoruz | TED | من بين الأجسامِ الخمسمئةِ ألفٍ الدائرة حول الأرض بإمكاننا تتبّع حوالَي 26000 ألفَ جسم |
| - Suyun seyrini takip edebiliriz. | Open Subtitles | أيها القائد، تتبّع مسار الماء ربما يكشف عن مَخْرج آخر. |
| Bahis fişlerini takip edip onları bulup, cezalandıracağız. | Open Subtitles | ونرى إذا كنا نستطيع تتبّع تذاكر الرهانات، للعثور على هؤلاء الناس وإتهامهم |
| Alma, şehir merkezinde soruşturmayı ve detektifleri takip edecek. | Open Subtitles | إذا ، أما ستواصلين تتبّع أخبار التحقيق والمحققين |
| Hoş polis hanımı takip edip faydalı notlar almak mı? | Open Subtitles | تتبّع الشرطيّة الجميلة بجميع الأنحاء وتدوين الملاحظات الوفيرة؟ |
| Belki paraları kimin yatırdığını takip etmemizde yardımları olur. | Open Subtitles | ودعنا نرى إذا كان بامكانهم مساعدتنا في تتبّع الذي قام بالإيداع |
| Yani takip edilebilir. Trakfund veritabanını aç. | Open Subtitles | مما يعني أنّه يمكن تتبّعه إسحب قاعدة تتبّع البيانات |
| Alışkanlık edinmeyi düşünüyorsan daha iyi takip etmeyi öğrenmelisin. | Open Subtitles | ربما يجب ان تتعلم كيف تتبّع أحد بشكل أفضل، إن كنت تخطط لمواصلتها مرة أخرى. |
| Ofis adresini bulabilmemin tek yolu bazı eski işletme lisans uygulamalarını takip edebilmemdi. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة التي وجدتُ بها عنوان المكتب كان من خلال تتبّع تطبيقات تراخيص بعض الأعمال |
| İzleri takip edersem bunu neden yaptığına dair geçerli bir sebep bulabileceğimi düşündüm. | Open Subtitles | تتبّع الخطوات قد يُعطيني بصيرة لسبب فعلتها تلك. |
| Tüm yapmanız gereken sadece talimatları takip etmekti. | Open Subtitles | كلُ ما عليكَ فعله حرفيّاً هو أن تتبّع التعليمات خطوة بخطوة. |
| Nereden postaladığına dikkat et, damgadan izini bulmasınlar. | Open Subtitles | كن حذرا أين ترسلها حتى لا يستطيعون تتبّع ختم البريد |
| Muhbirin Vaughn'a verdiği numaranın izini sürdük. | Open Subtitles | نحن كنّا قادرون على تتبّع عدد التوجيه أعطى المخبر فوجن. |
| Ellerindeki tüm imkanları kullanarak Yahudilerin imhasında aktif rol aldığına inandıkları her Nazi'nin izini sürmeye başladılar. | Open Subtitles | إستعملوا كل المصادر التى إستطاعوا حاولوا تتبّع أيّ نازي إعتقدوا أنه كان نشطاً في دمار اليهود |
| Aracın arkasına izleme mermisi gömdüm. | Open Subtitles | ألصقت طلقة تتبّع في لوحتها مباشرةً. |
| CIA, kaçırılma noktasına ve Londra'ya izlemek için birer ekip gönderdi. | Open Subtitles | حصلت وكالة المخابرات المركزية على فريق واحد تشعّ خارج من نقطة abductlon، آخر في لندن تتبّع ثانية خطواته. |