| Bu sabah seni eve gizlice girerken gördüm. Bütün gece dışarıdaydın. | Open Subtitles | لقد رأيتكـ صباحا تتسلل الى البيت لقد بقيت بالخارج بقية الليله |
| Çünkü kameraların nerede olduğunu ve eve gizlice girerken nasıl yakalanmayacağını biliyordun. | Open Subtitles | إذن أنت تعرف بالضبط أين وُضعت وكيفيّة تجنبها عندما تتسلل إلى المنزل. |
| Bir hemşire üniforması edinip, her gece yanımda oturmak için gizlice odama gelirdi. | TED | وحصلت على زي الممرضات، وكانت تتسلل كل ليلة لتجلس بقربي. |
| Kör olmanın sakıncalarından biri de, sana sinsice yaklaşanı bilememendir. | Open Subtitles | عندما تكون مصاباً بالعمى لا يمكنك أن تحدد بالضبط متى تتسلل لإخافة الناس |
| İnsanlara böyle sessizce yanaşmamalısın, Bill. | Open Subtitles | ما كان عليك ان تتسلل الى الرجال هكذا , بيل |
| gizlice sınırı geçip Yunanistan'a gidersin. | Open Subtitles | فأنت حر فتستطيع ان تتسلل عبر الحدود إلى اليونان |
| gizlice evinden çıkmadan önce telefonu çaldı. | Open Subtitles | قبل أن تتسلل خارج المنزل تلقت مكالمة هاتفية. |
| Bazı geceler Jenny gizlice dışarı çıkıp, benim eve gelirdi, çünkü korktuğunu söylerdi. | Open Subtitles | في بعض الليالي كانت تتسلل خارجة وتأتي إلى بيتي |
| Bir şey olduğu belli. Saat sabahin beşinde evden gizlice çıktığını gördüm. | Open Subtitles | هناك شيء رأيتك تتسلل من منزلك في الخامسة صباحاً |
| Etrafımda gizlice dolaşıp, beni korumana ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لا أحتاجك أن تتسلل بالجوار, محاولاً حمايتى |
| Yoksa gizlice depoya mı giriyordunuz? -Başınız büyük belada. | Open Subtitles | هل كنت تتسلل إلى المخزن أنت فى ورطة كبيرة |
| Dinle. Buradan gizlice çıkıp neden hala gelmediğini bulmanı istiyorum. | Open Subtitles | اريدك ان ان تتسلل و تكتشف ما الذي يؤخرها |
| L ortalama, gizlice değil, etrafında onu her zaman ben tutmak için çekinmeyin. | Open Subtitles | حسنا ؟ أعنى . اشعر بالحرية فى أن تتسلل وتأتى لتحتضنه فى أى وقت أنا لست فيه هنا |
| Sakın gizlice girmeye de çalışma. Kedi gibi kulaklarım, kemirgen gibi gözlerim var. | Open Subtitles | ولا تحاول أن تتسلل من ورائي أنا لديّ آذان مثل القطة وعيون مثل القارض |
| Çamaşır işi için Kyoko'nun bunu gizlice yapmasından başka seçenek yok. | Open Subtitles | بالنسبة للغسيل, لا يوجد خيار آخر سوى أن تتسلل كيوكو خارجا وبسرعة من أجل الغسيل. |
| Okula gizlice gitmen ve ona o şeyleri söylemen hiç iyi değil. | Open Subtitles | تتسلل إلى مدرستها ، تخبرها بكل ما هو سييء؟ |
| Ve Gloria ile ne kadar zamandır benim arkamdan sinsice... | Open Subtitles | كيف تتسلل مع ـ غلوريا ـ من خلف ظهري ؟ |
| Bu gece o uyurken, sessizce aşağıya inip çalışma odasına gidecek ve raftan her şarap kadehinden bir tane alacaksın. | Open Subtitles | الليلة، بينما تكون نائمة سوف تتسلل إلى الطابق السفلي بشكل هادئ وتأخذ واحداً من كل نوع من كؤوس النبيذ من الرف |
| Bir gece önce, bankaya girip, bilgisayarı programlayarak, | Open Subtitles | الليلة التي قبلها سوف تتسلل وتقوم بخداع نظام الانذار الالكتروني لكي |
| gizli bir teknolojiyi sokak yarışında bahis olarak kullanmak yerine onların ekibine sızman gerekirdi. | Open Subtitles | أنت من المفترض أن تتسلل بينهم لا أن تراهن على قطعة عالية التقنية في السباق |
| Seni bırakırsak, iki gün sonra içeri sızıp hepimizi uykumuzda öldürürsün. | Open Subtitles | أنت تتسلل بالعودة إلى هنا بعد يومين تقتلنا كلنا ونحن نائمون |
| Robot askerler toplum içine sızıyor, hükümet düşmanlarını arıyor. | Open Subtitles | ،إن تلك الجنود الآلية تتسلل إلى المجتمع . تبحث عن أعداء الحكومة |
| Az önce karını elinde valiziyle buradan ayrılırken gördüm ve şimdi de sen sıvışıyorsun. | Open Subtitles | لقد رأيت زوجتك ترحل للتو مع حقيبتها منذ عدة دقائق والآن, انت تتسلل ايضا |
| Bizi buraya getirdin, içeri girdin konuşuyormuş gibi yaptın ve bodrumdan kaçtın. | Open Subtitles | اذاً جررتنا هنا وانت تتظاهر بأنك تتحدث وبعدها تتسلل من السرداب |
| Küşük orospuların işeriye nasıl girdiğini şözmeye şalışıyorum. | Open Subtitles | أحاول أن أستكشف من أين تتسلل هذه العواهر الوضيعة. |