Sana temiz elbise hazırladım. Seninkiler daha kurumadı. | Open Subtitles | لديك بعض الملابس النظيفة، ملابسك لم تجف بعد |
Tek yapacağın, elbiselerini değiştirip ıslak olanları kuruyana kadar saklamak. | Open Subtitles | كل ما عليكِ هو أن تبدلي ثيابكِ وتخفي الملابس المبتلة حتى تجف |
Beklenmedik biçimde, karaya oturmuş hayvanlar kurumaya bırakılıyor. | Open Subtitles | وبشكل مفاجىء, الحيوانات ممكن ان تترك في العراء, إذا لم تجف بعد |
Sonra sprey kuruyor. Toza dönüşüyor. | TED | ومن ثم تجف هذه الرغوة لكي تتحول إلى بودرة |
Hava kuru iken çekirgeler kendi yollarına giden mutlu bireyler. | Open Subtitles | عندما تجف الجراد يسير فى طريقه الخاص و يسعد الناس |
Eğer paramızı kaybedersek, yeğenini Kuruması için dışarı asarız, Jimbo. | Open Subtitles | اذا خسرنا المال بسبب أبن أخيك فأننا سنعلَقك حتَى تجف لا تقلقوا. |
Evet, kurumuş eski fotoğraflardan bazılarını asarak başlayabilirsin. | Open Subtitles | أجل، يمكن أن تبدأي بتعليق بعض الصور القديمة لكي تجف |
Mürekkepten. Bu demir pası renginde olup her renk periyoda uyuyor ama daha kurumamış. | Open Subtitles | أنه الحبر، هذه ألوان الحديد المختلطة لتناسب هذه الفترة، ولكنها لم تجف بعد |
Sana temiz elbise hazırladım. Seninkiler daha kurumadı. | Open Subtitles | ، لديك بعض الملابس النظيفة ملابسك لم تجف بعد |
Sana temiz elbiseler hazırladım. Seninkiler daha kurumadı. | Open Subtitles | ، لديك بعض الملابس النظيفة ملابسك لم تجف بعد |
Yollar kuruyana kadar bekleyip Arretium üzerinden güneye, sonra da Roma'ya yürüyeceğiz. | Open Subtitles | سنتظر حتى تجف الطرق و بعدها نزحف جنوباً نحو أريتيوم و منها إلى روما |
Tamamen kuruyana kadar çıkarma. | Open Subtitles | لاتنزعي المعطف عنكِ ، حتى تجف ملابسكِ بأكملها |
Dünyamızdaki küresel ısınma arttıkça bu ormanlar da kurumaya başlayacak. | Open Subtitles | و حيث أن مناخنا يتغير، فهناك دلائل على هذا فقد بدأت هذه الغابات تجف |
Şimdiden kurumaya başladıysa, 50 yaşına kadar bekle. | Open Subtitles | تظنين بأن أجزاء تجف الآن إنتظري حتى تبلغي الخمسين |
su sürekli yeni kanallar açıyor. Bazıları kuruyor, yenileri yapılıyor. | TED | مع تغييرات المد والجزر والجو، فبعض الأشياء قد تجف وبعض الأشياء تتكون من جديد. |
Beni kulübeye taşıdı ve ertesi sabah uyandığımda, soyunmuştum, ve bana kuru elbise verdi. | Open Subtitles | انة هو. حملني الي هذا الكوخ وعندما إستيقظت في الصباح التالي، كنت عارية لقد وضع ملابسي في خارج لكي تجف. |
Bu da Kuruması için kabaca 50 yıl demek. | Open Subtitles | ، تدمج الصبغات بزيت الكتان . والتي يتطلب 50 سنة لكي تجف |
Bir veya ... iki saniye, o zaman parmaklarım kurumuş olacak. | Open Subtitles | فقط ثانية أو ثانيتين وأظافري سوف تجف |
Sanırım kanatlarım yeterince kurumamış, Küçük Hanım. | Open Subtitles | اعتقد بان اجنحتي لم تجف بعد . ياانستي الصغيره |
Kalemleri kullanmadığımız zaman kapağını kapatalım yoksa kurur. | Open Subtitles | وحينما لا تكونون تستعملون القلم ارجوكم ضعوا الغطاء عليه لانها من الممكن ان تجف |
Bu arkadaşlığınız ve bu ilişkiniz asla Kuruyup sona da ermeyez. | TED | وهذا هو الرفيق ، وهذه هي العلاقة التي لن تجف. |
Donmuş muzlar çikolatada bekletiliyor ve iyice kurumadan... onları pirinç patlaklarında yuvarlıyorsun. | Open Subtitles | إنها عبارة عن موز مجمد مغمور في شوكولاتة ساخنة، ثم قبل أن تجف تماما... ثم تُغمر في كريسبي الأرز بسرعة شديدة |
Gölet kuruyunca yaşayamaz, ama ölmezler de. | Open Subtitles | وعندما تجف هذه البرك هذه الكائنات لا تستطيع الحياه |
Biliyorum resmin Kurumasını izlemek gibi geliyor ama gerçekten oldukça garip şeyler yapıyor; izlemeye değer. | TED | أعلم أن هذا يبدو قليلاً مثل مشاهدة الدهان وهو يجف، ولكن القهوة تفعل أشياء غريبة جداً وهي تجف فهي تستحق المشاهدة. |
Onun bacak arası hala ıslak. | Open Subtitles | حتى إنك لم تجف منك بعد العاهرة ذهبت مع شخص آخر |
Hindistan'ın yolları, kuruyken içine çekermiş. | Open Subtitles | كما تعرف الطرق سيئة عندما تجف, صح؟ |