köprünün altında saldırının gerçekleştiği yerde hiç güvenlik kamerası yok. | Open Subtitles | لا توجد كاميرات أمنية تحت الجسر حيث مكان أطلاق النيران |
Chillum'un dediğine göre Bombay'ın ölü çocuklarının ruhları gece geç saatlerde bu köprünün altında dolaşıyormuş. | Open Subtitles | شوليم يقول أن أرواح بومبي هي أرواح أطفال موتى تتجول تحت الجسر في الليل. |
Köprünün altından çok sular aktı. Bu aralar onunla çok samimiyiz. | Open Subtitles | الماء يجري تحت الجسر نخفى أمر الفيلم بتلك الفترة كأننا لصوص |
Dinle, farklılıklarımız olduğunu biliyorum olan oldu ama Köprünün altından çok sular aktı. | Open Subtitles | إسمع, أعلم إن لدينا إختلافاتنا هذا يحدث, أليس كذلك؟ إنه ماء تحت الجسر |
Evet, ya ondan ya da köprü altında bir yabancıyı becermek cazibesini kaybetmiştir. | Open Subtitles | أجل, أو بسبب الجاذبيه تنام مع غريب تحت الجسر, وتجده ميتاً في الصباح |
Yolun dışına çıkıyoruz, köprünün altına, sola dönün. | Open Subtitles | سنذهب من هذا الطريق إلى اليسار من تحت الجسر |
Köprünün altındaki çamurlu araziye dikilen taşlar istiridyelerin yetişmesini hızlandırıyor. | Open Subtitles | الأحجار تقف في الأراضي الطينية تحت الجسر لتشجيع المحار للنمو |
Bazen geceleyin köprünün altında durur denizi seyrederim. | Open Subtitles | في معضم الأحيان أقف تحت الجسر لكي أتمعن بالمياه |
Sonra da biz gelene dek köprünün altında saklan, tamam mı? | Open Subtitles | و اختبئي تحت الجسر حتى نصل إليكِ، مفهوم؟ |
Hey, az önce köprünün altında bir geyiğe çarpma haberi aldık. | Open Subtitles | لقد تلقينا للتو اتصالاً بشأن غزال مصاب تحت الجسر |
köprünün altında öpüştüğümüz gece hissettiklerimi. | Open Subtitles | أعرف كيف كان شعوري عندما تبادلنا القبل تحت الجسر تلك الليلة. |
köprünün altında anlaşmanın bozulduğu ve fidye parasının çalındığı köprü. | Open Subtitles | تحت الجسر.. حيث انهارت الصفقة سُرقت الفدية. |
Tam gelinecek yer. Dümdüz git ve Köprünün altından sola dön. | Open Subtitles | تابعي تقدمك إلى الأمام وانعطفي يساراً تحت الجسر |
Şişman bir adam peşindeysek, neden Köprünün altından bir tanesini almıyoruz? | Open Subtitles | إذا كنّا نبحث عن رجلٍ سمين لماذا لا نحضر واحداً من تحت الجسر ؟ |
Köprünün altından çok sular aktı. | Open Subtitles | هناك الكثير من المياه التي مرت تحت الجسر |
Umuyorum ki karşılıklı atışmaları ortadan kaldırmak için Köprünün altından çok sular akmıştır. | Open Subtitles | آمل أن هناك ماء كافي تحت الجسر لغسل تبادل الاتهامات المعتاد |
Dene de gör, köprü altında bulursun kendini. | Open Subtitles | حاول فعل ذلك لأنه سينتهي بك الأمر في النوم تحت الجسر |
Bugün, işten çıkınca plajın yanında, köprü altında buluşalım. | Open Subtitles | اليوم بعد العمل مباشرة تحت الجسر ، قرب نادى الشاطئ |
Gelecekten haftadan itibaren, araçlarınızı caddenin karşısına, zift sızdıran köprünün altına park edeceksiniz. | Open Subtitles | لذا من الأسبوع القادم يجب ان نركن السيارات عبر الشارع تحت الجسر الذي يسرب قطران |
Burada değil. köprünün altına sıkışmış. | Open Subtitles | انه ليس هنا , انه عالق تحت الجسر |
Senin tutuk altına alındığın yer altı barının yanındaki Köprünün altındaki yer işte. | Open Subtitles | هل تعلمين، ذلك المكان تحت الجسر قرب حانة حيث حصلت على قيد الاعتقال |
Gereken her şeyi bir plastik poşet içinde, köprü altındaki güç panosuna koyacağım. | Open Subtitles | سأترك كل شيء ستحتاج إليه في حقيبة بلاستيكية في خزانة كهربائية تحت الجسر |
- Evet. - Burası da köprü altı gibi işte. | Open Subtitles | هذا مثل مايحدث تحت الجسر |
Ama bunlar köprü altından akan sular çünkü Joker mezardan geri döndü. | Open Subtitles | و لكن هذا كان في الماء تحت الجسر لأن الجوكر عاد من قبره |