"تحلق" - Translation from Arabic to Turkish

    • tıraş
        
    • traş
        
    • uçuyor
        
    • uçan
        
    • uçup
        
    • uçar
        
    • havada
        
    • uçuyorlar
        
    • uçacak
        
    • uçarken
        
    • uçtuğunu
        
    • uçmayı
        
    • uçuyorsun
        
    • uçmaz
        
    • uçmak
        
    Tanışmanızdan iki dakika sonra hayalarını tıraş eden bir kadın. Open Subtitles أنثى والتي بعد دقيقتين من مقابلتك كانت تحلق شعيرات خصياتك
    İçeri girdiğinde gömleğinin ütülenmediğini ve tıraş olmadığını fark ettim. Open Subtitles عندما دخلت لاحظت أن قميصك مكرمش لم تحلق منذ فترة
    Bununla traş mı olacağız, yoksa bunu içecek miyiz? Open Subtitles هل من المفترض ان تشرب هذا الشىء ام تحلق به؟
    Kendiliğinden uçuyor. En güvenli uçak. Open Subtitles لا أستعمل يدي، تحلق بنفسها أأمن طائرة في العالم
    Hayır hayır bu uçan bir savaş arabası, Onu Tanrılar gönderdi. Open Subtitles لا لا لا ، انها تحلق المركبة ، أرسلت المركبة الآلهة.
    Hadi sevişelim tabii önce tıraş olup şapkanı da yakmalısın. Open Subtitles دعنا نقبّل بعضنا بعد أن تحلق و نحرق تلك القبّعة.
    Geçen cumadan beri hiç değişmemişsin. Bakıyorum da tıraş olmamışsın. Open Subtitles انت لم تتغيّر اطلاقا منذ الجمعة الماضية ارى انك لم تحلق ايضا
    Bırak şu Ambrose lafını. Neden odanda tıraş olmadın sen? Open Subtitles استغنى عن أمبروز لماذا لم تحلق فى غرفتك ؟
    Onlar kafamızı uçuracak, sen tıraş olmak istiyorsun. Open Subtitles الآن؟ ثمة رجال مسلحين متربصين ليفجروا رأسينا وتريد أن تحلق
    Daha gidecek çok yolun var. Önce tıraş olmayı öğren. Open Subtitles لديك وسيلة للذهاب انك لم تحلق ذقنك حتى الآن
    Onu bir tek sen istiyorsun, üstelik tıraş olmak zahmetine katlanmadan. Open Subtitles أنت تريد فعلها معظم الوقت دون حتى أن تحلق
    Şimdi senden duş almanı, traş olmanı, küpelerini çıkarmanı... ..ve o saçlarına birşeyler yapmanı istiyorum. Open Subtitles أريدك أن تستحم و تحلق لحيتك و تنزع أقراطك و أرجوك إفعل شيئا بشأن شعرك
    Bu sabah traş olurken, sadece traş olmuyordun. Open Subtitles بينما وانت تحلق هذا الصباح لم تكن تقوم بالحلاقة فقط ماذا تقصد ؟
    Şu küçük uçağınızla uçuyor musunuz? Open Subtitles اسمع كنت قد تحلق أن طائرة صغيرة من يدكم.
    Odanın her yanına uçuyor, posterlerimi falan yere düşürüyordu. Open Subtitles وأخذت تحلق داخل الغرفة وتزيل كل الملصقات. ‏
    Yüksekten uçan kameraların muhteşem teknolojisiyle emsalsiz etkimizi görebilir, denetleyebilir ve teşhir edebiliriz. TED من خلال التكنولوجيا الفائقة لهذه الكاميرات التي تحلق عاليًا، نستطيع أن نرى ونتحكم ونعرض التأثير الفريد الذي لدينا.
    uçup duruyordu sonra birden şiddetle kuleye çarptı. Open Subtitles كانت تحلق فى هذا الاتجاه ثم ارتطمت بالبرج
    Ahşabı rendelediğinizde biraz kıymık uçar. Open Subtitles عند الطائرة أسفل قطعة من الخشب، بضع رقائق تذهب تحلق.
    Bir kere havada olduğu zaman o aşık olduğum romantizmin bir kısmına sahipti. TED وعندما كانت تحلق كنت اجد فيها بعض تلك الشاعرية التي كنت مغرما بها.
    Sığırcık denilen kuşlar var. “Sığırcık sürüsü” denilen gruplarla uçuyorlar. Buna büyük bir kuş bulutu da denilebilir. TED هناك تلك الطيور التي تدعى بطيور الزرزور تحلق في جماعة وتدعى بسرب الطيور بشكل عام مشكّلة سحابة كبيرة
    Bay Carson, Ay'a uçacak olmak nasıl bir his? Open Subtitles سيد كارسون، كيف تشعر وأنت تحلق إلى القمر؟
    Kendilerini vücutlarının üstünde uçarken buluyorlar ve aşağıdaki insanlara bakıyorlarmış. Open Subtitles ثم تحلق أرواحهم حول أجسادهم وتنظر إلى الناس في الأسفل
    Üçüncüsü, Norden hesaplarını yaparken uçağın alçakta ve yavaş uçtuğunu hesap etti. TED ثالثاً عندما كان يُعد نورد حساباته للجهاز افترض ان الطائرة سوف تحلق بسرعة منخفضة نسبياً و على ارتفاع منخفض
    Neredeyse çarpıyordun, Sana uçmayı öğretmek için kapattım. Open Subtitles أنت من كان على وشك أن يسقطها. أنا أغلقتها فقط كي أعلمك كيف تحلق بها.
    Şey, o zamandan beri, uçağa kim binerse, onunla uçuyorsun. Open Subtitles حسناً، لقد كنت تحلق منذاك، لذا إياك أن تسمح لغيرك أن يحل محلك بالطائرة.
    "O şey asla uçmaz. Çünkü tahta havadan daha ağırdır!" Open Subtitles لن تحلق أبدا لأن وزن الخشب أثقل من الهواء...
    Akbabalar gökyüzünde daire çizer çünkü kanat çırpıp uçmak için fazla büyüktürler, o yüzden süzülürler. TED النسور تحلق في الهواء بشكل دوائر وذلك لإن ضخامتها تمنعها من رفرفة أجنحتها والطيران، لذا فإنها تحلق.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more