| Her iki tarafı da hırslandıran bu tartışmaların ardında, büyük sorular yatıyor: ahlak felsefesine, adalet anlayışına ilişkin büyük sorular. | TED | ترقد فقط تحت سطح هذا الجدل، مع المشاعر مستعرة على كل الجبهات، أسئلة ضخمة للفلسفة الأخلاقية، أسئلة كبيرة للعدالة. |
| Ön kapının yanında fayansların üzerinde yatıyor. | Open Subtitles | كانت ترقد على أرض الرخام عند الباب الرئيسي |
| Bir gün kavanozun dibinde ufacık bir yaşlı kadın gibi yatıyordu. | Open Subtitles | كانت تبدو مثل سيدة عجوز صغيرة ترقد أسفل المطربان, ذلك اليوم |
| Dün hastanede yatan rahibelerimizden birini ziyaret ettim. | Open Subtitles | البارحة، قمت بزيارة إحدى أخواتنا التي ترقد في المستشفى. |
| Bir kızla seks yaptıktan sonra ve yatakta öyle yatarken onunla | Open Subtitles | بعد ممارسة الجنس مع أي فتاة، و أنت ترقد على السرير بجوارها، |
| Sadece onun huzur içinde yatmasına izin vermeleri gerekir. | Open Subtitles | بلى، أعتقد أن عليهم القيام فقط يدعوها ترقد فى سلام |
| Bir köle yüzünden,babamın kemikleri fiyordun dibinde yatıyor. | Open Subtitles | بسبب عبدا عظام أبي ترقد في قاع المضيق البحري |
| Şu anda suyun 33 feet altında dimdik yatıyor. | Open Subtitles | إنها ترقد الآن على عمق 33 قدم تحت الماء فى هذا المكان |
| Evet, sadece onca zaman orada yatıyor olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | أجل , فقط لا أصدق أنها كانت ترقد هنا طوال الوقت |
| En sevdiğin kuzenin hastahanede ölüm döşeğinde yatıyor. | Open Subtitles | وليس عندما تكون قريبتك المفضل ترقد علي سرير الموت |
| 28 yaşındaki kurban komada yatıyor. | Open Subtitles | مازالت الضحية ذات 28 ربيعا ترقد في غيبوبة |
| Genelde sürekli yatıyor, pek miyavlamıyor miyavladığında da, çok sessiz oluyor. | Open Subtitles | هي ترقد بالجوار ،و لا تصدر صوت كثيراً و عندما تصدر, أنها نوعاً ما تجعله كصوت الهاتف |
| Yere baktığımda- sonradan asırlar sürmüş gibi gelmişti- öylece yatıyordu. | Open Subtitles | عندما نظرت إليها بعد فترة طويلة على ما يبدو , كانت ترقد على الأرض |
| Yere baktığımda- sonradan asırlar sürmüş gibi gelmişti- öylece yatıyordu. | Open Subtitles | عندما نظرت إليها بعد فترة طويلة على ما يبدو , كانت ترقد على الأرض |
| O muhteşem seksi kadın orada yatıyordu ve benim için bir şey ifade etmiyordu. | Open Subtitles | هناك كانت ترقد فاتنة ، مفعمة بالحب و لكن ذلك لم يؤثر بي. |
| Ken State Üniversitesi'nde kan gölü içinde yatan o kızı görünce... | Open Subtitles | عندما رايت هذه الفتاة ترقد في بركة من الدماء في ولاية كنت |
| Orada yatarken insanların cama yapışmış çirkin ...yüzlerini izlemenin ne kadar kötü olduğunu anlayamaz. | Open Subtitles | فهو لا يفهم كيف ترقد هنا يوماً بعد يوم تشاهد الناس ووجوههم الدميمة تحملق فيك |
| Bütün gün burada öylece yatmasına kim izin verdi? | Open Subtitles | من تركها فقط ترقد هنا طوال النهار؟ |
| Burada oturup hiçbir şey yapmayacak değilsin. Burada yatıp ameliyat olacaksın. | Open Subtitles | انت لن تقوم بفعل اي شئ, سوف ترقد هنا للقيام بالجراحة. |
| Müvekkilinizin kocası, huzur içinde yatsın, banka işini biliyordu. | Open Subtitles | الزوج العميل الخاص بك، جاز له ترقد في سلام، عرف عن البنوك. |
| Kendi ülkesinde huzura erecek Yusuf'un kemikleri. | Open Subtitles | إنها بقايا عظام يوسف ليدفنوها و يجعلوها ترقد فى موطنه |
| Tek dileğinizin Lucy'nin huzur içinde yatması olduğunu biliyorum Holmwood. | Open Subtitles | هلنوود اعرف ان امنيتك الوحيدة ان ترقد لوسى فى سلام |
| Auschwitz'e 35 kilometrelik bir alan içinde bulunan maden ocağı ağı Avrupa'daki en zengin kömür damarlarından bazılarına kadar uzanıyordu. | Open Subtitles | "ضمن 20 ميل من"آوشفيتس ترقد شبكة من الأنفاق التى تصل إلى بعض من أغنى شقوق الفحم في أوروبا |