| Bunu yerine bırakmam için izin verir misiniz? | Open Subtitles | هل تعذرني لحظة بينما أضع هذا بعيداً، رجاءاً ؟ |
| Bu konuda gerçekten daha fazla konuşmak niyetinde değilim. İzin verir misiniz, lütfen? | Open Subtitles | لست مهتمة بالاهتمام بهذا هلا تعذرني ؟ |
| Eğer müsaade edersen, Acele bir misket maçım var o yüzden başparmaklarımı ısındırmalıyım. | Open Subtitles | اذا تعذرني لدي جواهر لانظر اليها ولأمرّن ابهامي ايضاً |
| Çok teşekkür ederim beyler... İzninizle! | Open Subtitles | شكرا جزيلا لك بادري سوف تعذرني اليس كذلك ؟ |
| Ama Kusura bakma, biraz geciktim. | Open Subtitles | لكن يجب أن تعذرني فلقد تأخرت قليلاً |
| Kusuruma bakmazsın, dik kafalı ve vahşi bir kadına benimle evlenir misin diyeceğim. | Open Subtitles | هلا تعذرني الآن، عليّ أن أطلب يد امرأة جامحة |
| Şimdi izin verirsen "Edward Kırk Eller" oyunun ortasındayım ve çok çekişmeli geçiyor. | Open Subtitles | لكن يمكنك ان تعذرني انا في وسط لعبة الشراب هذه و المنافسة محتدمة |
| Bana bir dakika izin verir misiniz? | Open Subtitles | هل تعذرني لمدة لحظة واحدة فقط؟ |
| Bana bir dakika izin verir misiniz? | Open Subtitles | هل تعذرني لمدة لحظة واحدة فقط؟ |
| Bana biraz izin verir misin? | Open Subtitles | هل يمكنك ان تعذرني لدقيقة واحدة؟ |
| Biraz izin verir misin? | Open Subtitles | هل يمكنك أن تعذرني لدقيقة |
| Şimdi müsaade edersen... Herkes günlerini mankenlerle giyinmece oynayarak geçirmiyor. | Open Subtitles | الآن, هل بإمكانك أن تعذرني, لا يضيع الجميع أيامهم |
| müsaade edersen kuzenimi defnetmem gerek. | Open Subtitles | . يجب عليك ان تعذرني . يجب ان ادفن ابن عمي |
| İzninizle, diğer hastaları kontrol etmem gerek. | Open Subtitles | الان,ارجو ان تعذرني انا يجب حقا الذهاب للاطمئنان على المرضى |
| Şimdi, eğer Kusura bakmazsanız bunu cevaplamak zorundayım. | Open Subtitles | والآن لو تعذرني يجب أن أجيب على هذا |
| Kusuruma bakmayın, Bay Elton, dans ettiğim günler geride kaldı korkarım. | Open Subtitles | يجب ان تعذرني سيد التون,لقد رقصت اخر رقصة لي |
| İzin verirsen Cavalli'yi arayıp seyahatini ertelemesini söyleyeyim. | Open Subtitles | هلا تعذرني اريد ان اتكلم مع كافالي ؤاجل رحلته |
| Hayatı tehdit eden durumlarla, yani... eğer lise dramalarına ayıracak vaktim yok dersem... beni mazur görmelisin. | Open Subtitles | مواقف من النوع التي تهدد الحياة, لذا عليك ان تعذرني اذا لم اجد الوقت لـ درامتك المدرسية |
| Şimdi izninle, buna katlanmak zorunda değilim. Carmen Electra ile randevum var. | Open Subtitles | أبي عليك ان تعذرني ليس علي القيام بذلك فعندي موعد مع كارمن الكترا |
| Müsaadenizle, diğer müşterilerimle de ilgilensem iyi olacak. | Open Subtitles | حسنا ارجو ان تعذرني انا افضل رعاية بعض من زبائني |
| Selam dostum, seni tanıyorum. Bana bir saniye izin verirseniz, | Open Subtitles | مرحباً يا صديقي، أنا أعرف من أنت لكن عليك أن تعذرني للحظة |
| Silahlı değilim. VERONICA: | Open Subtitles | عليك أن تعذرني |