"تعرف بأن" - Translation from Arabic to Turkish

    • olduğunu biliyor
        
    • olduğunu biliyorsun
        
    • olduğunu bilmiyor
        
    • biliyorsunuz
        
    Bayan Choi'nin Kore'nin ilk kadın eğitmeni olduğunu biliyor muydunuz? Open Subtitles هل تعرف بأن الآنسة تشوي يون آه أول مُدربة كورية؟
    Bütün okul onun sorunlu olduğunu biliyor. Open Subtitles المدرسة كلها تعرف بأن لديها تأريخ حافل من الشكاوي ضدها
    Artık torunu olduğunu biliyor ve onu bulmak istiyor. Open Subtitles ‫الآن هي تعرف بأن لديها حفيدة. ‫وهي في طريقها للبحث عنها.
    Jennifer'ın Katolik olduğunu biliyorsun, değil mi? Open Subtitles تعرف بأن جينيفر كاثوليكية؟ هي ربما أخبرتك بهذا
    Tabi ki insan deneylerinin üniversite ve sağlık bakanlığı kurullarına aykırı olduğunu biliyorsun. Open Subtitles تعرف بأن التجربة الأنسانية ضد الجامعة وتعليمات إدارة ألأغذية والعقاقير
    O çocuğun hasta olduğunu bilmiyor musun? Open Subtitles ألا تعرف بأن ذلك الفتى مريض للغاية؟ أنت تؤلم أذني المصابة أيها الوغد المتكاسل
    biliyorsunuz ki, bu hikâyeleri bana ilhâm eden şeyler özel hayatımdan geliyor. Open Subtitles الآن, تعرف بأن إلهامي لهذه القصص تأتي بالطبع، مِنْ حياتِي الشخصيةِ
    Tanesinin 89 dolar olduğunu biliyor musun? Ne! Open Subtitles -أجل, أنتَ كُنتَ تعرف بأن سعرها 89 دولار للقطعة؟
    Bu okulun yüzyıldan fazladır burada olduğunu biliyor musun? Open Subtitles هل تعرف بأن هذه المدرسة لها 100 عام؟
    Eksi 50 derece olduğunu biliyor musunuz? Open Subtitles أنت تعرف بأن درجة الحراره هناك
    Eksi 50 derece olduğunu biliyor musunuz? Acele et. Open Subtitles أنت تعرف بأن درجة الحراره هناك
    Epifanio'nun beni istemesinin bir nedeni olduğunu biliyor ancak defteri bilmiyor. Don Epifanio'ymuş. Open Subtitles إنها تعرف بأن هنالك سبباً لرغبة (إيبيفانيو) بي لكنها لاتعرف شيئاص بشأن المذكرة.
    Hadi ama. Kendisinin Manila'da olduğunu biliyor olmalısınız. Open Subtitles لابُد أنكَ تعرف بأن العميل في مانيلا.
    İshalin kalıtımsal olduğunu biliyor muydun? Open Subtitles هل تعرف بأن الإسهال وراثي؟
    Panzehirin bir tek Balor Ormanı'nda olduğunu biliyor. Open Subtitles إنها تعرف بأن المكان الوحيد للدواء سيكون في غابة ( بالور ) ْ
    Victor Crowley'in gerçek olduğunu biliyor muydun? Open Subtitles هل كنت تعرف بأن (فيكتور كراولي) كان حقيقياً؟
    Charlie'yi, lanet haritanın her köşesinde bekleyen başka bir kadını olduğunu biliyorsun. Open Subtitles تعرف بأن تشارلي يمكن أن يكون على أي مكان بالخريطة
    Ama an azından, söylediğim her şeyin doğru olduğunu biliyorsun. Open Subtitles لكنك على الأقل تعرف بأن كل ما قلـته صحيح
    Benim sayılarımı yayınlayacaksın çünkü artık her seçimin bir sonucu olduğunu biliyorsun. Open Subtitles سوف تقوم ببث أرقامي لأنه الآن أنت تعرف بأن كل خيار يملك عواقب
    Büyürken babanın Grimm olduğunu bilmiyor muydun gerçekten? Open Subtitles ‫إذًا أنت حقا لم تعرف بأن والدك ‫كان غريم عندما كنت صغيرا؟
    Evrenin koca bir sandık olduğunu bilmiyor musun? Open Subtitles ألا تعرف بأن الكون بمثابة صندوق عملاق؟
    O zaman güç hesaplamalarımızın az çıktığını biliyorsunuz. Open Subtitles إذن تعرف بأن حساباتنا الكهربائية تعاني من القصور

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more