Yargıç St. Raven rahibe olup... yemin etmişti ya hani. | Open Subtitles | عندما أصبح شرف القديس الغراب راهبة وأخذ تعهد من الصمت؟ |
Ağabeyime yemin etmeden önce sen de Altın Mürettebat için savaşmadın mı? | Open Subtitles | ألم تكافح من أجل العصبة الذهبية قبل أن تعهد سيفك لأخي ؟ |
Bu gece sizlere Amerika'nın politikasının değiştiğine dair söz vermeye geldim. | Open Subtitles | وها قد جئتكم في هذه الليلة مع تعهد بتغيير السياسة الأمريكية |
Evlenmeye niyetlendiğim adam tüm zombileri öldürmeye ant içmiş durumda. | Open Subtitles | الرجل الذي أردت الزواج منه قد تعهد بقتل كل زومبي |
Olaylar hızla gelişti. Tutuklanıp, bir daha araba sürmeme yemini edip, serbest bırakıldık. | TED | تم الأمر سريعا. تم اعتقالنا، وقّعت على تعهد أن لا أقود مرة أخرى، أُفرج عنا. |
Acil durum timleri hazırda bekliyor, ama biz bir aramayı plana koyduk ki, gerektiğinde desteğinizi taahhüt edebilesiniz. | Open Subtitles | إدارة فرق الطوارئ متأهبة ومن المقرر مكالمتك محافظ الولاية الساعة العاشرة حتى تتمكن من تعهد دعمكم |
Bir yasaklama emri çıkartırız ve onu senden uzak tutarız. | Open Subtitles | يمكننا السعي خلف تعهد كتابي سوف يمنعه من الأقتراب منك |
Herhangi bir bireye emanet edilemeyecek kadar önemli. | Open Subtitles | من المهم جدا أن يكون تعهد من قبل أي شخص. |
Belki sana şarkı söylememen konusunda yemin ettirirler | Open Subtitles | حسنا ربما نحصل على تعهد أبدي يجعلونك فيه تتوقف عن الغناء |
Vali yemin etti, meclis Amerikan Ordusu'na bir şilin verirse birliği dağıtacakmış. | Open Subtitles | الحاكم تعهد اذا صوتت الجمعية بشلن واحد الى الجيشِ القاريِ أنه سيذيب أجسادهم |
Düzenlediğin yemin gününden bahset. | Open Subtitles | أخبريه عن تعهد القيادة الذي نسّقته بشكل رائع جدا |
Gomulka, Polonya'nın Varşova Paktının sadık bir üyesi olarak kalacağına söz verdi. | Open Subtitles | تعهد جومولكا أنّ بولندا ستظلّ عضوًا مواليًا لحلف وارسو |
Ailem beni şu şişko koyun tüccarı Muktil'e söz verdi. | Open Subtitles | والدي تعهد يدي الى ان تاجر دهن الخراف ،موكتل. |
Shannon ve Tamara'yı öldüren şerefsizleri bulmamızda bize yardım edeceğine söz verdi. | Open Subtitles | تعهد لمساعدتنا على العثور على نوسيز التي قتلت شانون وتمارا |
Ama kralınız, sizi bulduğu gün sonsuza kadar sizi koruyacağına ant içti. | Open Subtitles | ولكن فى اليوم الذى عثر فيه ملكك عليك تعهد على أن يحميك للأبد |
Kız ayrıca bazı sınıf arkadaşlarıyla... bekaret yemini etmiş. | Open Subtitles | بل أخذت تعهد عام بالعذرية مع بعض زميلاتها |
Başkan, bir gece önce, taahhüt ediyor; "Düşmanlarımızı adaletin önüne getireceğiz ya da adaleti onlara." | TED | قبل ليلة من الحادثة، تعهد الرئيس "أن يجلب أعدائنا إلى العدالة أو تحقيق العدالة لأعدائنا ". |
yasaklama emri mi? Boş işler. Hiç bir kağıt parçası kız kardeşimi pataklamamı engelleyemez. | Open Subtitles | تعهد بعدم الاقتراب ، هذا هراء، لن تردعني قطعة ورقة عن ضرب أختي |
Böyle ünlü bir şirketin, böyle büyük bir şirketin tüm geleceğini Leslie gibi bir adama emanet etmesi. | Open Subtitles | لشركة بهذه السمعة لشركة عظمى مثل هذه أن تعهد بمستقبلها فى عالم السيارات لرجل مثل ليزلى هذا مشين |
Tüm mirasını beş farklı hayır kurumuna vaat etmiş. | Open Subtitles | بمفهوم الثروة الموروثة للأبناء لقد تعهد بكل ثروته إلى خمس جمعيات خيرية، لذا |
Gizlilik yeminiydi. | Open Subtitles | كانت تعهد بالسرية |
Avusturyalılar ise karşılığında kalıcı olarak tarafsızlık sözü verdiler. | Open Subtitles | في المقابل؛ تعهد النمساويون بالحياد الدائم |