"تعيشي" - Translation from Arabic to Turkish

• yaşamak
• yaşamanı
• yaşaman
• yaşıyorsun
• yaşamalısın
• yaşamaya
• yaşayamazsın
• yaşayabilirsin
• yaşamayı
• yaşamayacaksın
• yaşa
• yaşama
• yaşadığın
• yaşamadın
• yaşamana

Ailenizdeki herkesten daha uzun yaşamak çok korkunç bir şey Bayan Vaughan.
إنه لأمر فظيع سيدة فون بأن تعيشي لمدة أطول من جميع عائلتك

Şu ana kadar sadece görmek istediklerini gördün çünki yaşamak istiyorsun.
لقد رأيتِ فقط ما أردتِ أن تريه لأنكِ اردتِ أن تعيشي

Ve benimle birlikte yaşamanı istiyorum, dediğimde sana gerçeği söylüyordum.
وكنتُ أقول الحقيقة، عندما أخبرتكِ أنّي أرغب أن تعيشي معي.

Asla babamla yaşaman gerekmeyecek.
, هكذا كيف يسير الامر لن تعيشي ابدا مع الاب

Chicagolusun. Kaliforniya, Venice'de yaşıyorsun.
أنت مِنْ شيكاغو.تعيشي في فينيسيا، كاليفورنيا.

Seni burda öldürmeyeceğim çünkü, şu an başladığınız görevin bitmesi için yaşamalısın.
السبب الذي دفعني لعدم قتلك هو هو أنه يجب أن تعيشي لإتمام المهمة

Birisini olduğu gibi kabul ederek onunla yaşamak istediğin duygusunu bilirsin, değil mi?
لا بأس تعلمين كيف يمكنكِ أن تعيشي مع شخصٍ ما وتأخذينهم كشيء حتمي

yaşamak için doğduğun hayatı yaşamalısın.
عليكِ أن تعيشي الحياة التي ولدتِ لتحييها.

Zaman içerisinde, benimle mi yaşamak istiyorsun diğer sevgilinle mi, karar verirdin.
وبمرور الوقت، تستطيعين اتخاذ قرارك ومعرفة ما إذا كنت تريدين أن تعيشي برفقتي أم برفقة شخص آخر

Şimdi ben seninle yaşamak istiyorum, sense...
فهمت، إذن الآن أنا أعتقد أنك يجب أن .. تعيشي معي فجأة ، أنت تشعرين بخلاف ذلك ، صحيح ؟

Ahlaksız bir dünyada mı yaşamak istiyorsun?
هل ترغبين بأن تعيشي في عالم يفقد أخلاقه ؟

Benim için yaşamanı istiyorum. Bencilce olduğunu biliyorum ama gerçek bu.
أريدك أن تعيشي من أجلي، أعلم أن هذه أنانيّة، لكنّها الحقيقة.

Benimle yaşamanı, benimle ölmeni, her şeyi benimle yapmanı istiyorum.
أريدكي أن تعيشي معي و تموتي معي .و تفعلي كل شيء معي

Artı, burada kendi başına bu şekilde yaşaman da yasa dışı.
بالإضافة إلى أنه من غير القانوني أن تعيشي لوحدك هنا

Erkek kardeşinle yaşıyorsun. Ve kadınlar için bir spor salonun var
تعيشي مع أخاكِ , و تملكِ صاله للالعاب الرياضيه للسيدات

Ölmene izin veremezdim. Sanırım bir şekilde seni yaşamaya zorladım.
لم أستطع تركك تموتين,أعتقد أنني بطريقةما أردت لكي أن تعيشي

Teorim, sırrına dair birilerine güvenmediğin sürece,- gerçekten yaşayamazsın.
تقوم نظريتي علي فرضية أنه لا يمكن أن تعيشي .. أعني تعيشين بحق حتي تتأمنين شخصاً علي سرك

Lana, yanımda kraliçe gibi yaşayabilirsin ya da diğer çöplerle birlikte atılırsın.
لانا يمكنك أن تعيشي كملكة بالقرب مني أو أن ترمي مع بقية النفايات

Benim vasıtamla yaşamayı bırak ve kendi hayatını yaşa!
كل ما اريده منك ان تعيشي حياتك الخاصة وتتوقفي عن مضايقتي

bizi tatillerde ve doğumgünlerinde ziyaret edeceksin, ama artık bizimle yaşamayacaksın.
وستأتين لزيارتنا لأعياد المولد والأعياد الدينيّة ولكن لن تعيشي معنا بعد الآن

Başka bir adam olursa güzel yaşama.
إن كنتِ سذهبين للعيش جيداً مع رجلٍ آخر، إذن لا تعيشي جيداً

Dünya senin yaşadığın yer asıl mide bulandırıcı yer.
العالم والمكان الذي تعيشي به هو مكان مقزز

Daha bir şey yaşamadın. Hapse falan gir, anlıyor musun?
لم تعيشي حياتكِ حتى اذهبي للسجن ، أتفهمين ؟

Öylece yürüyüp gitmeli, ve hayatını yaşamana izin vermeliydim.
كان من الأحدى بي أن أرحل و أتركك تعيشي حياتك