| - Ne dedin sen? Böyle güzel bir aileye sahipken neden ölüler ile birlikte yaşıyorsun? | Open Subtitles | لما تعيشين مع الموت بينما لديكِ عائلة رائعة |
| Bu kadar güzel bir ailen varken neden ölülerle yaşıyorsun? | Open Subtitles | لما تعيشين مع الموت بينما أنت تملكين عائلة رائعة |
| -Bunun yerine bir NTAC ajanı ile yaşıyorsun. | Open Subtitles | بدلاً من أنكِ تعيشين مع عميل الأمن القومي |
| Sadece bir sahtekarla yaşamıyorsun sen de tıpkı onun gibisin avukat rolü yapıyorsun, ama aslında değilsin | Open Subtitles | أنتِ لا تعيشين مع محتال وحسب بل أنتِ مثله تدعين بأنّكِ محامية |
| Daima birlikteyiz ve ben bir kadınla birlikte yaşadığını bile bilmiyorum. | Open Subtitles | نحن دائما معا و لا أعرف حت انك تعيشين مع امرأة |
| Bu adamla koca bir yıl yaşadın ve bu süre zarfında işe yarar bir tek fotoğraf bile alamadık. | Open Subtitles | تعيشين مع رجل لمدة سنة كاملة. وخلال كل تلك الفترة لا نحصل على أي صورة قابلة للاستخدام. |
| Babamla yaşadığın zamanlar senin içtiğin boyuttaki viskilerden ver bana. | Open Subtitles | أعطيني ويسكي بالحجم الذي تحتاجينه اذا كنتي تعيشين مع أبي |
| Geçen yıl, bir işin vardı ve erkek arkadaşınla beraber yaşıyordun. | Open Subtitles | حسناً, في العام الماضي كانت لديك وظيفة وكنت تعيشين مع صديقك |
| Ancak babanızla yaşıyorsunuz sanırım. | Open Subtitles | ولكنك تعيشين مع والدك كما علمنا |
| Bu yıl ise işsizsin ve eski erkek arkadaşınla beraber yaşıyorsun. | Open Subtitles | وهذه السنة ليس لديك وظيفة وانت تعيشين مع صديقك السابق |
| Balıklarla da yaşıyorsun ama balıkları davet etmiyorsun | Open Subtitles | ها أنتِ تعيشين مع أسماك، لم تـقومي بدعوة الأسماك |
| - Çok komik aslında, anne değilsin ama iki tane çocuğun var; ilişkin yok, fakat bir erkekle yaşıyorsun. | Open Subtitles | انت لست اماً لكن لديك طفلين انت لست على علاقة ومع ذلك تعيشين مع شخص |
| Kendi araban var, annenle yaşıyorsun. | Open Subtitles | تعيشين مع أمك؟ رجاءا أخبريني أنك مدمنة مخدرات؟ |
| Nasıl oluyor da annenle yaşamak yerine babanla yaşıyorsun? | Open Subtitles | لماذا لازلتِ تعيشين مع والدكِ بدل والدتكِ؟ |
| - Çok uzun zamandır Saksonlarla yaşıyorsun. | Open Subtitles | كنتِ تعيشين مع الساكسونيين لفترة طويلة جدا |
| - Çok uzun zamandır Saksonlarla yaşıyorsun. | Open Subtitles | كنتِ تعيشين مع الساكسونيين لفترة طويلة جدا |
| Hâlâ o bahriyeliyle beraber mi yaşıyorsun? | Open Subtitles | هل مازلت تعيشين مع فتى المستنقعات ؟ |
| Sadece bir sahtekarla yaşamıyorsun sen de tıpkı onun gibisin avukat rolü yapıyorsun, ama aslında değilsin | Open Subtitles | أنتِ لا تعيشين مع محتال وحسب بل أنتِ مثله تدعين بأنّكِ محامية |
| Neden ailenle beraber yaşamıyorsun? | Open Subtitles | لمَ لا تعيشين مع والديك؟ |
| Ailenin tamamen... kendini sana adayan biriyle... birlikte yaşadığını bilmelerini istiyorum. | Open Subtitles | أردت فقط أن يعلم والداكِ، أنكِ تعيشين مع شخصٍ مُخلص من أجلكِ تماماً. |
| Biriyle birlikte yaşadığını söylemedin. | Open Subtitles | لم تخبريني بأنك تعيشين مع شخص ما. |
| 15 sene bu kadınlarla yaşadın, yine de dilimizi öğrenemedin. | Open Subtitles | خمسة عشرة سنة تعيشين مع النساء الاخريات, ولازلتِ لا تعرفيين كيف تتحدثين اللغة الانجليزية |
| Birlikte yaşadığın adamın pezevenk olduğunu biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنتي تعلمين أنكِ تعيشين مع سمسار نساء ,أليس كذلك؟ |
| Düşmanlarıyla yaşıyordun. Ben olsam görür görmez öldürürdüm seni. | Open Subtitles | لقد كنتِ تعيشين مع عدوهم، لو كنت مكانهم، لقتلتك في مكانك |
| Bayan Gotoh, sanırım oğlunuzla birlikte yaşıyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | سيدة غوتو، أعتقد أنك تعيشين مع إبنك |