| Seyyar satıcılarınla konuş, onlar halletsin. | Open Subtitles | تكلم مع باعة شارعك المتجولين و اجعلهم يعتنون به | 
| Caitlin'i istiyorsan, o zaman Veronica ile konuş ve Caitlin ile birlikte ol. | Open Subtitles | اذا تريد كيتلن, اذا تكلم مع فيرونيكا وارجع لـ كيتلن | 
| Metropolis'teki adamlarımızla konuş ve beni geri ara. | Open Subtitles | تكلم مع أصدقائنا في متروبوليس بشأن السعر ثم إتصل بي | 
| Adamım başka birisiyle konuştu. Aslında belli bir adamım yok. | Open Subtitles | مزودي تكلم مع غيره ليس لدي مزود في الواقع | 
| Lizzy ile konuşun! Onunla evlenmesi konusunda ısrar ettiğinizi söyleyin! | Open Subtitles | تكلم مع ليزى بنفسك, أخبرها أنك تصر على زواجها به | 
| - Asistanımı öldüreyim. Karınla konuştuğunu söyledi. | Open Subtitles | سأقتل مساعدي لقد تكلم مع زوجتك | 
| Hizmetçimle konuşmuş. | Open Subtitles | أنا كنت خارج المنزل لكنه تكلم مع مدبرة منزلي | 
| En azından birileriyle konuş. Tanıdığım iyi doktorlar var. | Open Subtitles | على الأقل تكلم مع أحد أعرف بعض الأطباء الجيدين | 
| Ben de yaklaşık iki saattir buradayım. Müdürle konuş. | Open Subtitles | لقد بدأت بالعمل هنا منذ ساعتين تقريباً تكلم مع المديرة | 
| 90'lı yıllarda olsaydık onunla konuş derdim. | Open Subtitles | هل تعرف لو كان هذا 1990 لقلت تكلم مع اليد. | 
| - Karınla konuş, evliliğini yoluna sok. Seni artık görmeyeceğim. | Open Subtitles | تكلم مع زوجتك، سوّ مشاكلك الزوجية لا أستطيع رؤيتك بعد الآن | 
| Lanet olası göğü görüyoruz, Jo. İnsanlarla konuş. | Open Subtitles | يمكننا أن نرى سماء دامية جو , تكلم مع بعض الناس | 
| Bu gösteriyi izlemekten kaçınanlarla konuş. | Open Subtitles | تكلم مع بعض الناس الذين تجاهلوا هذا الشيء الملعون | 
| Şu kızla konuş yoksa her şeyin bir güzel batmasından sorumlu olacaksın. | Open Subtitles | تكلم مع الفتاة انت مسؤول عن جعل هذا الامر كله جيدً | 
| - Suyun oraya gittiğinde oğlum seninle konuştu mu? | Open Subtitles | هل تكلم مع الفتى عندما ذهبتما لإحضار الماء؟ | 
| Birileriyle telefonda konuştu gazetenin üzerine bir şeyler yazdı ve fırladı. | Open Subtitles | تكلم مع شخص ما على الهاتف كتب شيئاً على الجريدة -ثم خرج مسرعاً، كنت أعد الشاي | 
| Zach ile oturup konuştu ve Zach Nisa'dan ayrıldı. | Open Subtitles | لقد تكلم مع زاك ثم زاك انفصل عن نيسا | 
| Evet, şu kahpeyle bir an önce konuşun. | Open Subtitles | نعم تكلم مع هذه العاهرة وتكلم معها بوقت قريب | 
| Ben sadece burada çalışıyorum, müdür beyle konuşun. | Open Subtitles | انا فقط عامل هنا تكلم مع الاداره | 
| Cecilia onun gazeteciyle konuştuğunu söyledi. | Open Subtitles | سيسليا قالت أنه تكلم مع مراسلة | 
| Avukatım Jen'in bunu söylemesine imkan olmadığını söyleyen bir adli tabiple konuştuğunu söylemişti. | Open Subtitles | محامي الخاص قال إنه تكلم مع الفاحص الطبيّ الذي أشار من المُحال (جين) قد تقول هكذا. | 
| Evet, Toby'nin iş arkadaşlarıyla konuşmuş. | Open Subtitles | أجل لقد تكلم مع العمال الذين عملوا مع توبي |