| Birden uyandım, çok korktum. Senin odanı ararken kayboldum. | Open Subtitles | إستيقظت وأنا مرعوبة لذا حاولت إيجاد غرفتك؛ لكني تهت |
| Arkadaşlarımla buluşmam gerekiyordu, ama kayboldum. | Open Subtitles | كان من المفترض أن أقابل بعض الأصدقاء، لكني تهت. |
| Biraz kayboldum yoldayken, ama işte geldim. | Open Subtitles | لقد تهت قليلاً أثناء الطريق لكن ها أنا هنا |
| O oyunda kaybettim. | Open Subtitles | أنا فقط تهت في اللعبة أَعني ساحة الملعب والناس |
| Yanlış odaya girmiş olmalısınız. Ben de kaybolmuştum. Bu koridorlar birbirine benziyor. | Open Subtitles | أنت في الغرفة الخاطئة أنا نفسي تهت كل الممرات تبدو متشابهة |
| Eğer kaybolursam, beni bulmak için sadece sana sormaları yeter. | Open Subtitles | إذا ما تهت, كل ما عليهم هو سؤالك أين يجدونني |
| Umarım ne söylediğinin farkındasındır çünkü beni kaybettin. | Open Subtitles | حسنا ، انا امل انك تعرف ماذا قلته للتو لأنى تهت منك |
| Dürüst olacağım, kayboldum gibi ama... otoyola geri döner dönmez, kısa zamanda orada oluruz, endişelenme. | Open Subtitles | سأكون صادقاً معك.. لقد تهت قليلاً ولكن.. أنت تعلم |
| Dürüst olacağım, kayboldum gibi ama... otoyola geri döner dönmez, kısa zamanda orada oluruz, endişelenme. | Open Subtitles | سأكون صادقاً معك.. لقد تهت قليلاً ولكن.. أنت تعلم |
| Oh, sekiz defa falan kayboldum, iki gündür araba süren biri gibi kokuyorum, ve asansörünüzde bir çeşit psikotik çöküntü yaşadım, ama, um... | Open Subtitles | لقد تهت حوالي ثمان مرات رائحتي كمن قاد سيارته لمدة يومين وأعتقد أنني أصبت بالجنون في مصعدكِ |
| İstasyonun yeri değişmiş. kayboldum. Terden sırılsıklam oldum. | Open Subtitles | منطقة المحطة تغيرت لقد تهت و تصببت عرقاً |
| Ben küçük bir kızken, ...kırlarda kayboldum, piknikte uzaklaşmışım. | Open Subtitles | عندما كنت طفلة صغيرة تهت في الغابة تجولت بعيدا عن المتنزه |
| Bir kere kayboldum diye kendilerini haklı çıkarıyorlar. | Open Subtitles | دفاعا عنهم، فأنا تهت في المرة الوحيدة التي سمحوا فيها |
| Doğru. Edwards'ta yolumu kaybettim. İnanabiliyor musunuz? | Open Subtitles | تهت في الطريق الى قاعدة ادوادز هل تصدق ذلك؟ |
| Geçenlerde kampüste koşarken yolumu kaybettim... | Open Subtitles | لقد تهت عندما كنت اجري بالبهو قبل فترة |
| Daha ciddi kaybolmuştum. | Open Subtitles | من حسن حظك اني قد تهت اسوا من ذلك من قبل |
| Daha ciddi kaybolmuştum. | Open Subtitles | من حسن حظك اني قد تهت اسوا من ذلك من قبل |
| Şimdi de aynı kıyafetleri giyiyoruz, böylece kaybolursam insanlara "Benim gibi giyinen birini arıyorum" diyebilirmiş. | Open Subtitles | والآن هي تجعلنا نلبس نفس الملابسِ لو إني تهت تستطيع أن تقول لأي شخص ، إنظر إلي شخص يلبس مثلي |
| Banyodan dönerken yolunu mu kaybettin? | Open Subtitles | آه، هل تهت في طريق عودتك من الحمام؟ |
| Kaybol Stewie, bu gece yatacağım. | Open Subtitles | تهت يا ستوي، أنا سأنام براحة الليلة |
| Eğer bir gün kaybolursan ve birileri senin nereden geldiğini anlamak isterse... | Open Subtitles | .. ماذا لو تهت وأحدهم أراد أن يعرف أين |
| Birkaç kez... Kayboldun. | Open Subtitles | أنا أعترف ، انني تهت قليلا في البداية ، لقد كان لدي بعض ... |
| Ama Kayıp veya sıkışmış, ya da bir şey olsun ne olur? | Open Subtitles | لكن ماذا لو تهت أو علقت، أو ما شابه؟ |
| - Hadi şu telefonu açalım artık. Son kısım biraz karıştı. | Open Subtitles | فنقم بإجراء مكالمه هاتفية - لقد تهت قليلاً |
| Ben... ben biraz kaptırdım, çünkü doğuştan hikayeciyim. | Open Subtitles | المعذرة أيها الأب لقد تهت في اللحظة لأنني قائل قصص طبيعي |
| Kaybolduğunu söyle çünkü, dostunu ekmeyeceğini biliyorum. -Bir işim çıktı. | Open Subtitles | أخبرني فقط أنك تهت وأنت في طريقك المطعم لأنني أعرف أنك لا تفعل ذلك بصديق |