"ثراء" - Translation from Arabic to Turkish

    • varlıklı
        
    • zenginlik
        
    • zengin
        
    • zenginler
        
    Ancak biz, şehrin en varlıklı iş adamları olarak şehrin geleceğini elimizde tutuyoruz. Open Subtitles حسنا، نحن، رجال الأعمال الأكثر ثراء في المدينة والنساء عقد مستقبلها في أيدينا.
    Ben, gecenin içine inanılmaz varlıklı biriyle süzülürken, siz iki prensin yaşantısı biraz kasvetli gibi görünüyor, öyle değil mi? Open Subtitles أنا أخرج الليلة مع أميرى الأكثر ثراء منك؟ يجعل حياتك الصغيرة تبدو كالطفل الوحيد, أليس كذلك؟
    Her şey sahteydi, saray ve zenginlik diye bir şey yoktu. Open Subtitles مثل جليد الأمس .. كل هذا كان مزيفا .. لا يوجد قصر .. لا يوجد ثراء
    Çabuk zenginlik hayalleri için para harcamadan önce dükkanın az bir borcu vardı. Open Subtitles هذا المتجر عليه ديون قليلة وكل الذي تريده انت بدل تسديدها ان تعمل على خطط ثراء سريعة
    Aslında bu ülkeler daha zengin hâle gelirken, uzun vadede bu model sürdürülebilir değildi. TED في الواقع، لم يكن نموذج قادر على المواصلة على المدى البعيد لأن هذه الدول أصبحت أكثر ثراء
    Ve bazı önemli balık yatakları dahil zengin biyoçeşitliliği destekliyorlar. TED حيث ثراء التنوع البيولوجى، وبعض المصايد السمكية الهامة.
    O kadar zenginler ki her şeyi biliyorlar diye düşünüyorsun. Open Subtitles انهن اثرياء ثراء فاحش وتعتقد انهن يعرفن كل شئ
    - Hayır. Biri diğerine göre daha varlıklı. - zengin olsaydım, mutlu olurdum. Open Subtitles أجل، ثراء بنسب متفاوتة لو أنا كنت ثرياً، لكنت سعيداً
    Bu, daha az varlıklı kimseleri yüksek derecede işlem görmüş gıdalardan gelen düşük seviyedeki bağımlılıklara karşı korumasız yapıyor. Open Subtitles هذا يجعل من الأقل ثراء بشكلٍ خاص عرضة للإدمان المتدنّي الجودة على الأطعمة المتعرّضة للمعالجة الزائدة.
    Seni babanın hayal bile edemediği kadar güçlü ve varlıklı yapacak sırlar. Open Subtitles أسرار من شأنها أن تجعلك أكثر ثراء وأكثر قوة من ما كان يحلم به أبوك
    Yaptığımız anketlerde, hırsı iyi olarak değerlendiren daha varlıklı insanların, kendi çıkarı peşinde koşmayı da olumlu ve ahlaki olarak değerlendirdiklerini gördük. TED في الاستطلاعات، وجدنا أنه في الواقع الأفراد الأكثر ثراء هم الأكثر عرضة لتفسير الشجع أخلاقياً بكونه جيد وأن السعي وراء المصلحة الذاتية هو المفضل والأخلاقي.
    Çiftlerin ikisi de Grosse Pointe'den kaçırıImış orası Amerika'nın varlıklı insanlarının yaşadığı yerlerden biri ve şehir merkezine çok yakın. Open Subtitles كلا الزوجين اللذان اختطفهم كانوا من غروس بوينت و هي من أكثر المجتمعات ثراء في أميركا و هي على بعد 8 أميال فقط عن وسط المدينة
    zengin varlıklı insanlar yaptın. " Bu doğru değil. Open Subtitles لقد جعلت الأثرياء أكثر ثراء " وهذا ليس صحيحا
    Bu nedenle, "TAMAM" dedim. Sahip olduğum ne kadar zenginlik, ne kadar nüfus varsa kullanıp bunların hiç birisine sahip olmayanlara yardım edecektim. TED لذا، توجب عليّ القول، " حسناً، سأقوم بإستخدام أي ثراء وأي نفوذ لدي لمساعدة أؤلئك الذين ليس لديهم أي من هذا."
    Altyapının kalıcılığının uzun olması daha çok zenginlik, daha az suç demek. Open Subtitles بنية تحتية اطول ثراء اكثر جريمة اقل
    Artık o zenginlik oldu. Open Subtitles الآن، هذا ثراء.
    Bu zenginlik değil. Open Subtitles هذا ليس ثراء
    Öyle bir model ki... milyarlarca insanı bir kenarda bırakıp avuç içi kadar insanı inanılmaz zengin yapıyor. TED نموذج يستبعد مليارات الأشخاص بينما يعمل على ثراء حفنة من الأشخاص بشكل خرافي؟
    Kardinal Wolsey'in çok iyi manipüle etmesiyle, şu anda İngiliz manastırları Yeni Dünya'nın altın madenlerinden daha zengin. Open Subtitles فالكاردينال ويلسى ماهر فى أمر التلاعب وتشهد له جميع أديرة أنجلترا. فهي أكثر ثراء من مناجم الذهب فى العالم الجديد.
    zengin daha da zengin olur. Emlağın kuralı bu. Open Subtitles الثرى يصبح أكثر ثراء هذا هو قانون البلاد
    Böylece buradan 6 dolar 99 sent daha zengin ayrılacağız. Open Subtitles ونحن نزول من هنا $ 6.99 أكثر ثراء. يا ولد.
    Bunların hepsi zenginler daha da zengin olsun diye fakirlerden alınmış. Open Subtitles كل هذا ضرائب من الفقراء بحيث يمكن الأغنياء يزدادون ثراء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more