| Eminim içinde polisin istediği Bütün bilgiler var. | Open Subtitles | أعتقد ان جميع المعلومات التي تحتاجها الشرطة موجودة بهذا القرص |
| Yani Makine kaybettiği tüm bilgiyi geri alabilecek. | Open Subtitles | لذا الالة ستستعيد جميع المعلومات التي فقدتها |
| Bu onların Bane hakkında sahip oldukları tüm bilgiler. | Open Subtitles | إنها جميع المعلومات التي سحبوها لمحاكمته |
| Sanırım bir karar verebilmek için gerekli tüm bilgileri edindim. | Open Subtitles | أعتقد أنّني حصلتُ على جميع المعلومات التي أحتاجها لاتخاذ قراري |
| Konuyla ilgili her bilgiyi bize sunacaklarmış. | Open Subtitles | سيعطونا جميع المعلومات المتعلقة بهذه القضية |
| Gerekli bütün bilgileri kaydediyorum. | Open Subtitles | أسجل جميع المعلومات التى أحتاجها فى بحثى على اسطوانة الدخان. |
| Yapılacak şeylerden biri, bütün bilgiyi herkese göndermek ve onların düzenlenmesini sağlamak. | TED | أحد الأشياء الممكن فعلها هو شحن جميع المعلومات إلى الجميع وتركهم لتسوية المسألة. |
| Ama tüm bilgilere sahip olmadığında bunu yapmak onun için zor oluyor. | Open Subtitles | ولكن كما تعلم الموضوع يصبح صعباً عندما لا تكون لديه جميع المعلومات |
| Bana şimdi dünyadaki bütün bilgilerin kablolarda olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | تخبريني أن جميع المعلومات في العالم في أسلاك ؟ |
| Hayır, onun hakkında Bütün bilgiler gazeteci Go tarafından geliyor. | Open Subtitles | لا جميع المعلومات عنه اتية من الصحفي غوه |
| Bütün bilgiler bu öğleden sonra siteye bırakılacak. | Open Subtitles | سيتم ترك جميع المعلومات ذات الصلة في الموقع السري بعد ظهر هذا اليوم |
| Askeri cephanelikler. Hava üsleri. Bütün bilgiler var. | Open Subtitles | منشآت عسكرية، قواعد جوية بحوزتي جميع المعلومات السريّة |
| Gizli bir buluşma yapacaksan tüm bilgiyi aynı anda yollamazsın. | Open Subtitles | ... إذا كان لديكِ إجتماع سري لن تقومي بإرسال جميع المعلومات سوياً |
| Web sitesi gereken tüm bilgiyi sağlıyor. | Open Subtitles | جميع المعلومات التى يحتاجون اليها |
| - Onlara tüm bilgiyi vereceğim. | Open Subtitles | سوف أعطيهم جميع المعلومات |
| Bilgi mührü geri tepmiş ve hakkımdaki tüm bilgiler doğrudan beynine süzülmüş olsa gerek. | Open Subtitles | ربما كبسولة المعلومات انطلقت وارتدت عليك وبثت جميع المعلومات عني في داخل رأسك تماما |
| Olayla ilgili tüm bilgiler FBI'ın içinde güvenli bir sunucuda saklı. | Open Subtitles | أجل ، لكن جميع المعلومات موجودة على خادم محمي في مبنى الفيدرالية |
| Beyin temporal kortekste tüm bilgileri kaydeder ve tüm değişiklikleri yürütür. | TED | يقوم الدماغ بتسجيل جميع المعلومات والتحكم في كامل التغيير في سياق زمني. |
| Yani bana Filozof Taşı hakkında tüm bilgileri vermeni istiyorum. | Open Subtitles | لكنني اريدك ان تخبرني جميع المعلومات عن حجر الفلاسفه |
| Birbirimize ihtiyacımız olacak her bilgiyi vermeliyiz. | Open Subtitles | علينا ان نعطى بعضنا البعض جميع المعلومات التى من الممكن ان نحتاجها |
| Pekala, şüpheli ile ilgili bulabildiğiniz bütün bilgileri istiyorum. | Open Subtitles | حسناً، أريد جميع المعلومات الت تتعلق بالمشتبه به. |
| Onlarda olan bütün bilgiyi bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أرغب بمعرفة جميع المعلومات التي يحتوونها |
| Bize gereken tüm bilgilere buradan ulaşabiliriz. | Open Subtitles | نستطيع الوصول الى جميع المعلومات التي نحتاجها |
| Mahkeme emrinin, bütün bilgilerin ulusal güvenlik ajansına gönderildiğini kanıtladığını belirttiler. CNN, bu hikâyeyi... | Open Subtitles | إن قرار المحكمة يدل على أن تنتهي جميع المعلومات في وكالة الأمن القومي. |
| Sonra da tanımlanmayan yabancı kalıntıları ile ilgili tüm verileri toplayın. | Open Subtitles | بعدها سوف تجمعون جميع المعلومات المتصلة بالحطام المجهول. |
| Annem ve seninle ilgili her türlü bilgiyi karşılaştırabilirim. | Open Subtitles | يمكنني احضار جميع المعلومات المشتركة عنكِ و عن أمي |