Lütfen bana bütün bu olanlardan sonra Ona aşık olduğunu söyleme! | Open Subtitles | من فضلك لا تخبرني أنك وقعت في حبها بعد كل هذا |
Ne gün ne de gece vardı. Sadece ikimizin aşkı vardı. | Open Subtitles | ،لم يكن هناك نهار أو ليل .بل حبي و حبها فقط |
Bu uzun hayatım boyunca annemin sevgisini neden hak edemediğimi düşündüm. | Open Subtitles | كنت أتسائل طوال حياتي عما فعلته لأستحق أمًا رفضت إظهار حبها |
Ve Anneler Günü'nün ne zaman olduğunu öğrenince annesini ne kadar sevdiğini gösteren özel bir Anneler Günü mesajı gönderiyordu. | TED | قامت بإرسال تهنئة خاصة بعيد الأم تعبر فيها عن مدى حبها لأمها. |
iyi bir ruh halinde ve hepinize sevgilerini yolluyor. | Open Subtitles | هي في الأرواح الرفيعة وترسل حبها لكم جميعا |
Doğru. Ancak o kılıktayken, aşkını Orlando'ya açabilmiştir. | Open Subtitles | صحيح, عندما تكون بالبدلة هي تستطيع أخيرا إبداء حبها لأورلندوا |
Bunun gerçek bir aşk olduğunu söylemeyeceksin, değil mi? | Open Subtitles | لا تقل بأنك وقعت حقاً في حبها, أليس كذلك؟ |
Şimdiyse, eskilerden bir yayıncı senin cümlelerini okumuş ve onlara aşık olmuş. | Open Subtitles | وفي هذه اللحظات، هناك ناشر قديم مُحاصر يقرا كلامتك ويقع في حبها |
Aşkın ne olduğunu bilecek yaşa geldiğinden beri Iris'e aşık olduğunu gördüm. | Open Subtitles | لقد شاهدتك واقع في حبها منذ أن كنت بالغاً لتعرف معنى الحب. |
19 yaşındayken, harekete dâhil olmayan ve ırkçılıktan eser taşımayan bir kızla tanıştım, Ona aşık oldum. | TED | في سن التاسعة عشر، قابلت فتاةً لم تكن في تلك الحركة، لم يكن لديها عظمة عنصرية في جسدها، ووقعت في حبها. |
Jessica ise Dük'e olan aşkı yüzünden... emre uymayıp, bir oğlan doğurdu. | Open Subtitles | بسبب حبها للدوق لقد عصت الأوامر وأعطت الولادة لإبن |
- İşte aşkı bu kadar güçlüydü. - Çocukların şimdi nerede? | Open Subtitles | ذاك كيف كان حبها قوياً أين أولادك الآن ؟ |
Kendimi Ona kanıtlamayı asla bırakmayacağıma ve asla onu sevmekten vazgeçmeyeceğime söz verdim. | Open Subtitles | وبأنني لن أتوقف عن إثبات أحقيتي بها، وبأنني لن أتوقف أبداً عن حبها. |
Bu süreç boyunca o, kendine olan sevgisini ve kendi değerini yeniden keşfetti. | TED | وخلال هذه العملية، اكتشفت مجدداً حبها لنفسها وقيمتها الذاتية. |
Ancak Cord, Tina'nın Cord'un parasını Cord'dan daha fazla sevdiğini anlayınca Tina'yı terk etti. | TED | ولكن عندما إكتشف كورد أن تينا تحب ماله بقدر حبها له، تخلى عنها |
Amelia sana sevgilerini gönderiyor. | Open Subtitles | اميلي ترسل حبها واطيب التمنيات لنا جميعا |
Prenses, ejderhanın koruduğu en yüksek kulenin en yüksek odasında gerçek aşkını ve ilk aşkının ilk öpücüğünü bekliyormuş. | Open Subtitles | واستمرت في حراسة التنين محبوسه في أعلي غرفة بأطول برج بانتظار حبها الحقيقي والقبلة الحقيقية الأولى |
Her kadın, içindeki aşk ateşini yok etmek için fotoğrafları yakar ama sonradan içindeki aşkın, resimleri yakmak için kullandığı ateşten daha beter olduğunu farkeder. | Open Subtitles | كل امرأة تقوم بإحراق صور عشيقها لتدرك فقط أن حبها يحترق أكثر من اللهب الذي يستعر |
Bugünü tatil ediyoruz Cuma günü de küçük sevgisi midir her neyse onu okulda yapabilir. | Open Subtitles | نحن فقط سنشطب اليوم ويوم الجمعة هي يمكن أن تحمل حبها الصغير في أو ما شابه ذلك. |
Bana olan aşkının hayatta tattığım tek gerçek mutluluk olduğunu söyleyin. | Open Subtitles | أخبرها .. أن حبها كان السعادة الحقيقية الوحيدة التي عرفتها مطلقاً. |
Bu şekilde, sana sevgi beslemeye devam ederken benden ebediyen nefret edecek. | Open Subtitles | بينما تستمر في حبها لك حسناً, لا تتفاجئي |
Belki seviyor ama yeterince olmayabilir. | Open Subtitles | أو برغم حبها له لكنه ربما ليس بالقدر الكاف |
Burası onu sevmeyi bıraktığını ilk kez fark ettiği yerdi. | Open Subtitles | في البداية أدرك أنها .. هي أنه توقف عن حبها |
Çok âşık ve gözümün başkasını görmediği sevgilimi çok özlüyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أفتقد عشيقتي التي أنا واقع في حبها بشدة |