Fakat dava sırasında O bile birkaç hesap hatası yapardı. | Open Subtitles | لكن في الطريق، حتى هو جعلت بضعة أخطاء في التقدير. |
Babamın iş yapma şekli geride kaldı. O bile bunun farkında. | Open Subtitles | كاى ان عمل والدى سينتهى و حتى هو يعرف ذلك |
Babamın iş yapma şekli geride kaldı. O bile bunun farkında. | Open Subtitles | كاى ان عمل والدى سينتهى و حتى هو يعرف ذلك |
Micheal'ın araştırmasını bırakmasının nedeni Onun bile bu yaratıkları kontrol edememesiydi. | Open Subtitles | هى سبب ترك مايكل بحثه حتى هو لا يستطيع السيطرة على تلك المخلوقات |
Durduramam. Kofi Annan değilim. o da bir savaşı durduramaz. | TED | لا أستطيع. فلست بكوفي عنان. حتى هو لا يستطيع إيقاف الحرب. |
John bu çok kızla çıkma sistemine güveniyordu ama O bile "Kara Salı" olaylarını tahmin edemedi. | Open Subtitles | جون كان واثقاً من نظامه في خداع الفتيات و لكن حتى هو لم يستطع أن يتوقع أحداث الثلاثاء الأسود |
John bu çok kızla çıkma sistemine güveniyordu ama O bile "Kara Salı" olaylarını tahmin edemedi. | Open Subtitles | جون كان واثقاً من نظامه في خداع الفتيات و لكن حتى هو لم يستطع أن يتوقع أحداث الثلاثاء الأسود |
Tanrım, acımasızca eğlenceli ama O bile bunun her zaman yetmediğini biliyor. | Open Subtitles | . . رباه , مضحك للغاية , لكن أظن أنه هذا ليس كافياً حتى هو |
O bile üçüncü sınıfları alamıyor. | Open Subtitles | حتى هو لا يستطيع ان ينتصر على طلاب المرحلة الثالثة |
O bile ölümün pençesinden kaçamayacaktır. | Open Subtitles | حتى هو نفسه, لا يستطيع أن يهرب من قبضة الموت |
En iyi pilotlarımızdandı ama O bile ABD'li sivillerin kaybını hazmedemedi. | Open Subtitles | كان أحد أفضل طيارينا, ولكن حتى هو لم يستطع تحمل خسارة المواطنين الأمريكيين |
Ama O bile vaat edilmiş topraklara ulaşamadı. | Open Subtitles | .و حتى هو لم يكن مسموح وجوده في أراضي الوعد |
Bir üyelerini yakaladık ama O bile kasanın içinde ne olduğunu bilmiyordu. | Open Subtitles | لقد مسكنا أحدهم ولكن حتى هو لم يعلم بداخل الخزنة، عدا |
Pekala, O bile mektuplar için balo odasını aşamaz. İmdat! | Open Subtitles | لا تقلقي ، حتى هو لن يستطيع اختراق "صالة الرقص" لجلب "الرسائل" |
Lisedeyken, Scooter'la çıkmadan önce O bile benden korkardı. | Open Subtitles | في المدرسة الثانوية قبل أن أبدأ مواعدة "سكوتر" حتى هو كان خائفاً مني |
O bile bunu anlayabiliyor. bu yüzden de gitti burdan. | Open Subtitles | حتى هو يتفهم ذلك، لذلك غادر البلاط |
Babamın iş yapma şekli geride kaldı. O bile bunun farkında. | Open Subtitles | كاي) ان عمل والدي سينتهي) و حتى هو يعرف ذلك |
O bile hoşuna gidecek bir şey bulmuştu. | Open Subtitles | حتى هو وجد شيئاً يعجبه |
Çünkü ister inan, ister inanma, Onun bile yapamayacağı şeyler var. | Open Subtitles | لأنه, صدقي أو لا تصدقي هناك بعض الأشياء حتى هو لا يستطيع فعلها |
Onun bile yabancı topraklara götürmek için yeterli sayıda adam bulacak kaynağı yoktur. | Open Subtitles | حتى هو ليس لديه ما يكفي من المصادر لإيجاد هذا العدد الكبير المتفرق في الأراضي الأجنبية |
Onun bile yabancı topraklara götürmek için yeterli sayıda adam bulacak kaynağı yoktur. | Open Subtitles | حتى هو ليس لديه ما يكفي من المصادر لإيجاد هذا العدد الكبير المتفرق في الأراضي الأجنبية |
Sana şunu söyleyeyim, o da bunun saçmalık olduğunu biliyor. | Open Subtitles | ودعني أخبرك شيئا حتى هو يعلم أن هذا إخفاق |