| Şimdiye kadar... sayısız insana karşı dövüştüm | Open Subtitles | حتى اليوم، قاتلتُ عدداً لا حصر له من الرجال |
| Bize söylemiştiniz. Goa'uld sayısız insanı köleleştiren bir düşman. | Open Subtitles | لقد أخبرتونا أن الجواؤلد هم الأعداء و هم من إستعبدوا عدد لا حصر له من البشر |
| Yaşaması sizin kararınıza bağlı sayısız insandan sadece ikisi. | Open Subtitles | هناك عدد أخر لا حصر له يعتمد على دقة تحليلاتك |
| Bankanın içinde neler olduğuna dair sayısız olasılık mevcut. | Open Subtitles | هناك عدد لا حصر له من الإحتمالات إذ ليست لدينا فكرة عما يحدث داخل البنك |
| sayısız muhtemel frekans içinde sadece bir seferde bir frekans dinliyoruz. | Open Subtitles | إلى تَرَدُّد واحد في المرّة بين عدد لا حصر له من الترددات الممكنة. |
| Alim Ikjae dahil olmak üzere sadece Gae Kyeong'dan sayısız alimin ve tüm ülkeden çeşitli kesimlerin gözü Majestelerinin üzerinde. | Open Subtitles | من ضمنهم المعلم يك جاي , و عد لا حصر له من علماء كيونج جاي فقط . الان أشخاص من عدة مناطق من الامة يشاهدون جلالتك |
| Bu makineleri sokaklara çıkarmak sayısız Amerikalının hayatını kurtarır. | Open Subtitles | وضع هذه الآلات في الشوارع ستنقذ عدد لا حصر له من الأميركيين. |
| Ama kendine has sayısız bilinmeyen değişkeni var. | Open Subtitles | ولكنه يقوم بعدد لا حصر له من المتغيرات المجهولة |
| Kökleri söküldüğü zaman bitki ölür, sayısız mikroorganizma ile birlikte. Ama sana afiyet olsun. | Open Subtitles | مع عدد لا حصر له من الكائنات الدقيقة لكن رجاء استمتعي بطعامك |
| Dünyanın devasa mercan kayalıklarının yenilenmesini ve sayısız türe koruma sunulmasını sağlar. | TED | سيساعد ذلك تكوينات الشعاب المرجانية ذات المساحات الشاسعة على الازدهار ويوفر مأوىً آمنًا لعدد لا حصر له من الأنواع البحرية. |
| Fakat durum değişince, bir anda politikacıların "bir Amerikan askerinin hayatı sayısız Iraklı sivilinkine bedeldir" gibi konuşmalarını duyuyorsunuz mesela. | TED | و مع ذلك، عندما تنقلب الأوضاع، تجد رجال السياسة فجأة يتحدثون كأن تعلم، على سبيل المثال، كأن حياة جندي أمريكي واحد تساوي ما لا حصر له من المدنيين العراقيين. |
| sayısız ünlüyle arkadaşlık ettim. | Open Subtitles | صديقاً لعدد لا حصر له من المشاهير |
| Durmaksızın çalışan motorun icadının insanların angaryayla geçirdiği sayısız saati saf dışı bırakması servet edinmek ve adınızın tarih kitaplarına yazılması için yeter de artardı bile. | Open Subtitles | إن اختراع المحرك الذي يمكنه أن يعمل بشكل متواصل، مُقضيًا على عدد لا حصر له من ساعات عمل الإنسان الشاقة سيكون ذلك أكثر مما يكفي ليجعلك من الأثرياء |
| bu biyosilahla tüm yaşamdan kurtulabilir ve üslerini ileri teknolojilerini sayısız federasyon gezegenlerine saldırı için kullanabilir. | Open Subtitles | مسلحاً بهذا السلاح البيولوجي يمكنه تجريدها من كل صور الحياة واستخدام التقنية المطورة للقاعدة لشن هجوم على عدد لا حصر له من الكواكب الفيدرالية |
| İstersen bana eski kafalı de, Wilf... ama karın ona sayısız kere ihanet ettiğini biliyor muydu? | Open Subtitles | يمكنك أن تقول إني قديم الطراز، (ويلف) ولكن هل كانت تعلم هي أني لم أكن وفيّاً لها، لعدد لا حصر له من المرات؟ |
| Ona "ön bariyer" deniyor. Sonuçta sayısız ajan öldü. | Open Subtitles | {\pos(190,230)}النتيجة كانت عدد لا حصر له من العملاء الموتى |