| Çünkü bu özel hayatım, kişisel bir şey. | Open Subtitles | السبب في تسميتها حياة خاصة هو أنها شيئ خاص |
| özel hayatım var. Bunun farkında olmalısın. | Open Subtitles | لدي حياة خاصة,بحاجة ان تدرك ذلك كل ما يتعلق بها |
| Nasıl beceriyorlar bilmiyorum ama benden başka herkesin kendine ait bir hayatı var. Crosby öyle. | Open Subtitles | لا أعلم كيف يحدث ذلك ، لكن يبدو بأن الجميع لديه حياة خاصة به |
| Bak evlat bu durumun senin için kolay olmadığının farkındayım ama annenin de kendi hayatını yaşamak hakkı. | Open Subtitles | انظر يا بنيّ أعلم أن هذا الأمر برمته ليس سهل عليك ولكن والدتك لديها الحق لتعيش حياة خاصة بها |
| Benim için, özel hayatımla herkesin görebildiği hayatım arasında bir fark yok. | Open Subtitles | حسنا بالنسبة الي لا يوجد أي اختلاف حياة خاصة أو حياة عامة |
| Benim bir kamu hayatım bir de özel hayatım var. | Open Subtitles | أنا أيضاً لدي حياة خاصة و حياة عامة |
| Belki de benim özel hayatım olmamalıdır. | Open Subtitles | ربما لا يُفترض أن تكون لي حياة خاصة. |
| Çok fazla talep gören bir işi, acımasız bir vardiyası, kıymetli ve küçük bir iradesi, ve sürekli bir şeyler yiyip durduğu gizemli bir hayatı vardır. | Open Subtitles | لديه مهنة مُتعبة و جدول محموم عزيمة ضئيلة و حياة خاصة مفعمة بالحماس |
| Elmaların kendi başlarına bir hayatı yoktur. | Open Subtitles | التفاح ليس له حياة خاصة به. |
| Bak evlat bu durumun senin için kolay olmadığının farkındayım ama annenin de kendi hayatını yaşamak hakkı. | Open Subtitles | انظر يا بنيّ أعلم أن هذا الأمر برمته ليس سهل عليك ولكن والدتك لديها الحق لتعيش حياة خاصة بها |
| Benim için, özel hayatımla herkesin görebildiği hayatım arasında bir fark yok. | Open Subtitles | حسنا بالنسبة الي لا يوجد أي اختلاف حياة خاصة أو حياة عامة |