| Beni hayal kırıklğına uğrattın, Servisi hayal kırıklığına uğrattın ve, açıkçası, kendinide hayal kırıklığına uğrattın. | Open Subtitles | لقد خذلتني و خذلت المخابرات و أظنك خذلت نفسك |
| Aileyi hayal kırıklığına uğrattın. Duruşmadan sonra onlarla birlikteydim. | Open Subtitles | لقد خذلت تلك العائلة لقد جلست معهم بعد المحاكمة |
| En yakın arkadaşımı yüzüstü bıraktım, ve hiç istemediğim bir hayatı yaşıyorum. | Open Subtitles | أنا خذلت أفضل أصدقائى والأن أعيش الحياه التى لم أنتويها أبدا |
| Sadece bunun için teşekkür ederim Yıllardır bir çok insanı hayal kırıklığına uğrattım onların gözünde değerimi kaybettim ...ama incitmekten en çok pişman olduğum kişiler ise çocuklarımdı | Open Subtitles | .. فقط شكرا على كل هذا لاباس ولقد خذلت الكثير من الناس عبر السنوات |
| Oğlunuzu hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm ama değişmek için çok yaşlıyım. | Open Subtitles | انا آسف لأنني خذلت . ابنك ، لكنني كبير جدا على التغيير |
| Noreen'i yüz üstü bıraktım. | Open Subtitles | لقد خذلت *نورين*، وأنا لا اهتمُّ. |
| Krusty, herkesi hayal kırıklığına uğrattın. | Open Subtitles | كرستي لقد خذلت الجميع |
| - Sen cumhuriyeti hayal kırıklığına uğrattın. - Tanrılar aşkına! | Open Subtitles | لقد خذلت الجمهورية - يا إلهي - |
| Beni hayal kırıklğına uğrattın, servisi hayal kırıklığına uğrattın. | Open Subtitles | لقد خذلتني, و خذلت الخدمة |
| Yeni bir arkadaşın da dediği gibi ben asıl bu şehri yüzüstü bıraktım. | Open Subtitles | وبينما ذكر صديق جديد، لقد خذلت هذه المدينة |
| Bu şehri ve bana her şeyden çok güvenen kişileri yüzüstü bıraktım. | Open Subtitles | لقد خذلت هذه المدينة وخذلت أولئك الذين وثقوا بي، |
| - En kötüsü insanları yüzüstü bıraktım. | Open Subtitles | أسوأ ما في الأمر أنني قد خذلت الناس |
| Arkadaşımı hayal kırıklığına uğrattım. | Open Subtitles | خذلت صديقتي . لذا لا تقول لي اني ليس لي دخل |
| İşimden kovuldum, Tom'u hayal kırıklığına uğrattım ve şimdi makalem öldü. | Open Subtitles | لقد طردت من عملي (و خذلت (توم و الآن مقالتي ميتة |
| Dün için. Prensi hayal kırıklığına uğrattım. | Open Subtitles | البارحة شعرت وكأنني خذلت الأمير |
| "Macy's", Amerika'nın en büyük mağaza zincirlerinden biri, ...bu gerçekleşmezse, seni, kendimi ve muhtemelen ailemi de hayal kırıklığına uğratmış olacağım. | Open Subtitles | مايسي هي أكبرسلسلة قطاعات المحلات في أمريكا وإذا لم ننجح عندها سأكون قد خذلتك وخذلت نفسي وأنا بطرية ما خذلت أهلي |
| Eğer teselli edecekse, annesini hayal kırıklığına uğratan tek kız çocuk sen değildin. | Open Subtitles | إن كان هناك أي مواساة أنتِ لست الفتاة الوحيدة التي خذلت أمها تلك الليلة |
| Ve nasıl grup yüz üstü bıraktım. | Open Subtitles | وكيف خذلت المجموعة |
| Lavinia'yı yüz üstü bıraktım. | Open Subtitles | لقد خذلت لافينيا |
| Ve hepsinden kötüsü yönetim sistemimizi yıktım. | Open Subtitles | ،والأسوأ من هذا كله أنني خذلت نظامنا الحكومي |
| Neden Skipper seni aradığında telefonu yüzüne kapattın? | Open Subtitles | لماذا خذلت سكيبر حين دعاك ؟ |
| Hank Henshaw'ın kimliğini üstlenmeden önce Alex'in babasını başarısızlığa uğrattım. Tekrar başarısız olmayacağım. | Open Subtitles | لقد خذلت والد اليكس قبل ان اقترض هوية هانك هينشاو |