| Biri öldükten sonra onun üzerindeki günahları alır böylece ölenler huzur içinde yatabilirler. | Open Subtitles | عندما يموت الشخص منا يقوم بتحمل خطاياه عنه ويرقد الميت في سلام |
| Ama Umutlu İsa'nın tüm günahları affettiğini hatırladı. Tüm günahları gidecekti ve yeni bir insan olacaktı! | Open Subtitles | لكن تذكر الراجي أن يسوع جعل كل الأشياء جديدة وأن خطاياه قد غسّلها وعرف أنه خليقة جديدة |
| günahlarını telafi etme şansı olamadı, ama olsun isterdi. | Open Subtitles | انه لم يحصل على فرصة للتكفير عن خطاياه , سيكفر عن خطاياه لو اتيحة له الفرصة |
| İnsani zaafları yüzünden işlediği günahlarını bağışla. | Open Subtitles | اغفر له خطاياه التي ارتكبها عن ضعف طبيعته البشرية |
| Peder McCourt'un günahlarının bedelini ödeyeceğini haykırıyordu. | Open Subtitles | لقد كان يصرخ بأن الأب ماك كورت سيدفع ثمن خطاياه |
| Vietnam'daki günahlarının bedelini ödemek istediğini söylüyor. | Open Subtitles | يقول إنه يريد التكفير عن خطاياه في فييتنام |
| İblisi kovmak için, günah işlediği yere dönmek istedi. | Open Subtitles | أراد العودة إلى مكان خطاياه لطرد الشيطان |
| Tanrı'nın tek oğlu, onun günahları için öldü ama "iyi bir zaman değil" demek. | Open Subtitles | إبن الرب الأوحد الذي مات جراء خطاياه ولكن الوقت غير مناسب |
| günahları için kefaret öderken korkusuz ölmek istiyor. | Open Subtitles | أنه يريد أن يموت بدون خوف. للتكفير عن خطاياه. |
| Tüm melekler günahları ne olursa olsun bana katılıp cennete geri dönebilirler. | Open Subtitles | كل ملاك، مهما كانت خطاياه. لو ينضم إلي سيمكنه العودة للسماء. |
| günahları yüzünden kendisine benden daha çok işkence etti. Onun mutlu olmasını isterdim. | Open Subtitles | عذّب نفسه على خطاياه أكثر ممّا كنت لأفعل وتمنّيت له السعادة |
| Bizimle kumsalda buluşan herkes, aramıza kabul edilecek ismi bu defterden silinecek, kardeşlerine karşı günahları affedilecek. | Open Subtitles | أي رجل يقابلنا على الشاطئ سنقبل بعودته للمجموعة اسمه سيحذف من هذا الكتاب وستغفر خطاياه ضد إخوانه |
| günahlarını telafi etmek için güzel bir şekilde korkmadan ölmek istiyor. | Open Subtitles | أنه يريد أن يموت بدون خوف. للتكفير عن خطاياه. |
| - Bir arkadaşımızın günah itirafını dinleyip günahlarını affetmeni istiyoruz. | Open Subtitles | ماذا تريدون ؟ نريدك ان تستمع لاعتراف لصديق لنا وبعدها حرره من خطاياه |
| Evet, eğer adam onların günahlarını kendi günahı gibi kabullenirse ölenler öbür dünyaya gidebilir. | Open Subtitles | أجل، فحين ينتقل الميت للحياة الآخرة، فإذا بذلك الرجل يحمل خطاياه عنه. |
| Ölümcül hastalık tanısı konduğunda Tony, insanlar günahlarını telafi etme arzusuna kapılırlar. | Open Subtitles | عندما يُشخص المرأ بمرض مميت يا (طوني)، فسيميل للحرص على تكفير خطاياه. |
| Onun merhametine sığınmak için günahlarını anlat. | Open Subtitles | يعلمك لتعرفي خطاياه وتثقي برحمته |
| Şimdi de ölecek ve beni yalnız bırakacak günahlarının utancıyla. Tanrım... ona merhamet göstersin. | Open Subtitles | سيموت الآن ويتركني مع عار خطاياه ربّاه... |
| Onun günahlarının bedelini sen ödeyeceksin Joe. | Open Subtitles | سوف تدفع ثمن خطاياه |
| Giderken de Jared'in günahlarının bedelini ödeyeceğinden söz ediyordu. | Open Subtitles | أجل، وقبل أن يرحل، أخذ يثرثر عن ضرورة أن يدفع.. (جاريد) ثمن خطاياه. |
| Hacıların hayatta yaptıkları kötülükler için kefaret ödeme arzusunu sembolize ediyorlar. | Open Subtitles | فهي توحي برغبتها في التكفير عمّا ارتكبته من شر مثلما يفعل الشخص المكفر عن خطاياه في حياته |
| Ardından dünyayı günahlarından arındırmak üzere bu hapishaneden serbest bırakılacağız. | Open Subtitles | وعندئذٍ سنغدوا أحرارًا من هذا السجن لنطهّر العالم من خطاياه. |