| Böylelikle, tüm insan genomunu sadece saatler içinde tayin edebiliyoruz. | TED | والآن و خلال ساعات فقط يمكننا أن نحدد الجينوم البشري |
| Ameliyatımın hemen ertesinde, bir düzineden fazla güçlü kimyasalın herbirini günlük ne miktarda alacağıma karar vermeliydim. Çünkü hiçbir şey almazsam, saatler içinde ölecektim. | TED | مباشرة بعد الجراحة, وجب علي أن اقرر كمية الادوية التي يجب اخذها يومياً. وذلك ان امتنعت عن تناول هذه المواد, سوف اموت خلال ساعات. |
| Güzel taktik, Kaptan Custer. birkaç saat içinde evde oluruz. | Open Subtitles | تكتيك جيد كابتن يجب ان نكون فى منازلنا خلال ساعات |
| birkaç saat içinde kötülük yapmadan da eğlenilebileceğini öğrenmiştik bile. | Open Subtitles | خلال ساعات قليلة بدأنا نتعلم أنه لاداعي لنكون أشقياء للاستمتاع |
| Birkaç saat sonra gerçek hayat tamamen kabuslar aleminin etkisine girecek. | Open Subtitles | خلال ساعات ، الواقعية تنطوي تماماً داخل عالم الكوابيس |
| Onlarla sadece çalışma saatlerinde aşk yaparım. | Open Subtitles | أنا اقوم بمضاجعتهم فقط خلال ساعات العمل. |
| Çok korktuğu için biraz sakinleştirici verdik, ama birkaç saate taburcu olur. | Open Subtitles | لقد اعطيناها مهدئ لانها كانت عصبية جدًا لكن خلال ساعات ستذهب للمنزل |
| Ama bu süper yüklü karbon dönüştürücülerle ilişkili güç ve güzellik, onların işlerini aylar yerine saatler içinde yapabilmeleridir. | TED | إلا أن قوة وجمال تلك معيدات تدوير الكربون بشحنات كبيرة تكمن في حقيقة أنها قادرة على الإنتاج خلال ساعات بدلاً من أشهر. |
| Bazen olağanüstü değişiklik saatler içinde olabiliyor. | TED | ففي بعض الأحيان التغير غير العادي يمكن أن يحدث خلال ساعات فقط. |
| saatler içinde öleceğini bilseydin, ne yapardın? | Open Subtitles | لو عرفتِ بأنكِ ستموتين خلال ساعات ماذا ستفعلين ؟ |
| Tüm organik hayat birkaç saat içinde yok olup gitmiş. | Open Subtitles | وقد ماتت كل أشكال الحياة العضوية وجفت في خلال ساعات |
| Bu planı elektriklerin geldiği birkaç saat içinde çizmiştim. | TED | إذ رسمته خلال ساعات الكهرباء القليلة التي نحظى بها. |
| birkaç saat içinde yeniden, gösterişsiz Rudolf Rassendly olacağım. | Open Subtitles | خلال ساعات قليله سأكون رودلف راسينديل الحقيقى ثانية |
| Birkaç saat sonra geri gelmeniz gerekiyor ve sonra ne yaptığını görürsünüz. | Open Subtitles | يُمْكِنُكم أَنْ تَعودوا خلال ساعات لتروا كيف حالها |
| Birkaç saat sonra güneş doğacak ve bu at ikimizi daha fazla taşıyamaz. | Open Subtitles | سيطلع الفجر خلال ساعات قليلة وإنها لن تبقى تحملنا نحن الإثنين |
| Seni uyarmalıyım, şirket mesai saatlerinde içki içmeyi - hoş karşılamaz. | Open Subtitles | أحذرك من أن الشركة تستهجن الشرب خلال ساعات الدوام الرسمي |
| İş saatlerinde gizli kaçamaklar yapamam. | Open Subtitles | لا أستطيع إجراء مقابلة غامضة خلال ساعات العمل |
| Hava gemisi Bosco'dan kalktı bile birkaç saate kadar burada olur. | Open Subtitles | الطائرات غادرت حصن باسكو بالفعل وسوف تصل إلى هنا خلال ساعات |
| Ya bunu şimdi temizlersin ya da çocuklarını bir dahaki on yıl içinde sadece hapisteki ziyaretçi saatinde görürsün. | Open Subtitles | ستكونين نظيفة الآن أو في المرة المقبلة سترين أطفالك في السجن خلال ساعات الزيارة. |
| Bir kaç saat içinde o kadar çürüyecek ki daha fazla içinde kalamayacaksın. | Open Subtitles | خلال ساعات قليلة سوف تكون متحللة لن تكون قادراً على ان تبقى بداخلها |
| Tıbbi randevular iş saatleri sırasında olacaktı ve cerrahi işlemlerden sonra iyileşmek için zamana ihtiyacım olacaktı. | TED | سيكون لدي مواعيد طبية خلال ساعات العمل، وكنت أعلم أنني سأحتاج إلى إجازة للتعافي من العمليات الجراحية. |
| Sıvı halde intravenöz de vereceğiz, bir kaç saate daha iyi olursunuz. | Open Subtitles | وسنبقيك على السوائل الوريدية وستشعرين بتحسن خلال ساعات |
| Buradaki sıcaklık ve nem yüzünden filmler birkaç saatte erir. | Open Subtitles | أجل بين الحرارة والرطوبة هنا الفيلم الجيد يذوب خلال ساعات |
| Okul saatleri içinde çocuklardan biz sorumluyuz. | Open Subtitles | أيتها الأخت ، خلال ساعات الدوام المدرسي نحن مسؤولين عن التلاميذ |
| Bu araçların tasarımı, istenilen kullanım biçimi, uyanık olduğunuz saatlerde dikkatinizi mümkün olduğunca çok bölmeye dayalıdır. Bu araçlar bu şekilde tasarlanmıştır. | TED | الهدف الحقيقي لتصميم تلك الأدوات هو أن تشتت إنتباهك بقدر الإمكان خلال ساعات اليقظة، هكذا صُممت هذه الأدوات للاستخدام. |