| Dinle dostum, ilaçlarını aldın mı bilmiyorum ama, buna artık bir son ver, tamam mı? | Open Subtitles | اسمع ياصاح , لا اعلم اين دوائك , ولكن هذا ينتهي الان , حسنا؟ |
| İlaçlarını kullanmayı bırakmadın, değil mi? | Open Subtitles | لم تتوقف عن تناول دوائك , أليس كذلك؟ لا لا لا |
| - İlacını almadın, değil mi? - Bob'un nerede olduğunu söyle. | Open Subtitles | ـ لقد فوت دوائك ـ اريد فقط ان اعرف اين بوب |
| Ve senin aptal ilacını istemiyorum. Çünkü ilaçlardan bıktım. | Open Subtitles | لا أريد دوائك اللعين لقد سئمت من الأدوية |
| Çok fazla uyu, günlük yürüyüşlerini unutma ilaç reçetene uymaya çalış. | Open Subtitles | و تذكرى فترة السير اليومية و حافظى على تناول دوائك |
| Peki, bakın ne diyeceğim ilacınızı alması için, adamlarımdan birini göndereceğim. | Open Subtitles | حسانا، ما رأيك بهذا سأجعل أحد رجالي يذهب لسيارتك ويحضر دوائك |
| İlacın burada. Tek istediğim biraz bilgi. Karım ve kızım nerede? | Open Subtitles | لدي دوائك هنا ، كل ما اريده هو بعض المعلومات عن ابنتى و زوجتى |
| Sonra da ilaçlarını al. İlaçlarını aksatmamalısın. | Open Subtitles | إذن لتتناول بعضاً من دوائك يجب أن لا تتجاهل دوائك |
| Zack'e ilaçlarını vermeyi bıraktım neden sorabilir miyim? | Open Subtitles | توقفت عن إعطاء زاك دوائك هل لي أن أسأل لماذا؟ |
| Bu hafta her gün kan basıncını ölçtürmek için buraya geleceksiniz ve de ilaçlarını aldığından emin olacağız. | Open Subtitles | أنتٍ سوف تأتين هنا كل يوم لأتأكد من معدل ضغط الدم وأحرص بأن تأخذي دوائك |
| Seni görmeyeli uzun zaman oldu Erica. İlaçlarını almakta gayet iyi gidiyordun. | Open Subtitles | لقد مرت فترة منذ رأيناكِ ، "إيريكا" كنتِ جيدة في تناول دوائك |
| Eğer sağlıklı değilsen, ilacını almayı unutmak iyi değildir. | Open Subtitles | عندما تكون ظروفك هكذا ، سيئُ أن تنسى دوائك |
| Shanti banyoda yıkanıyor. Hadi ilacını al. | Open Subtitles | شانتي تغسل ذلك الحمام أذهب لـ تأخذ دوائك |
| İlacını, dezenfektanını losyonunu, dergini ve çikolatanı getirdim. | Open Subtitles | لدي دوائك للألم, مطهر اليدين غسول, مجلة, لوح غرانولا |
| İlaç almayı reddetmen konusunda birbirimizi anlıyoruz, değil mi? | Open Subtitles | ـ أفهم بأنكي رفضتي أخذ دوائك هذا النهار هل هذا صحيح ؟ |
| Duvardaki eski saat ilaç zamanının geldiğini söylüyor o yüzden de yarın devam edelim. | Open Subtitles | الساعة القديمة على الحائط تقول أنه حان وقت دوائك لذا، لنكمل هذا غداً |
| Ne? Yakalanmış! Senin için aldığı ilaç ve yiyeceklerden yakayı ele vermiş! | Open Subtitles | لقد أمسكوا به، دوائك وطعامك سببا ذلك |
| İşte, en sonunda, kendi ilacınızı bastırabilmeniz anlamına gelebilir. | TED | حسنا، في نهاية المطاف، يمكن أن يعني أنه يمكنك طباعة دوائك الخاص بك. |
| İlacın burada. Tek istediğim biraz bilgi. Karım ve kızım nerede? | Open Subtitles | لدي دوائك هنا ، كل ما اريده هو بعض المعلومات عن ابنتى و زوجتى |
| Ailem nerede? ! Sana ilacı vereceğim. | Open Subtitles | اين عائلتى ، سوف اعطيك دوائك اخبرنى اين عائلتى |
| İlacının onun sonunu hızlandırmış olabileceğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | هل تريدى ان تقولى ان دوائك قد أسرع فى موته ؟ |
| Yöntemlerinizi, ilaçlarınızı öğrenmek isteyen bir ırktan geliyoruz. | Open Subtitles | نحن من الناس الذى تريد أن تتعلم طريقتك و دوائك لا |
| Oh, uh,neredeyse unutuyordum.... Hapların. | Open Subtitles | لقد كدت أن أنسى دوائك |
| Sana özel süt aldım. Haplarını nerede sakladığını biliyorum. | Open Subtitles | اشتريت حليبا خاصا من أجلك، أعرف أين تخبئين أقراص دوائك |
| Robert, sinirleniyorsun. Haplarından birini almalısın. | Open Subtitles | روبرت, انت تدخل فى نوبة غضب عليك ان تاخذ دوائك |